2001 yılına dönüp Ajda Pekkan'lı Cem Yılmaz reklamını hatırlayabilirsiniz sanırım. Şu anda parçası bile kalmayan GSM operatörü Telsim'in reklamıydı. Hani 2053 senesi gelmiş, Cem Yılmaz çok yaşlı ama Ajda yine aynı! Ajda Pekkan'ın yeni klibi ‘Ayrılık Ateşi'ni izlerken bu reklam filmi aklıma geldi işte. Ajda ile büyüyen çocuklar amca-teyze oldu kendisi hâlâ ilk günkü tazeliğini ve seksiliğini koruyor. Hani hemen her kadın şarkıcının klibinin başlangıcında havalı bir yürüyüş sahnesi vardır ama bu kadar kendinden emin bir yürüyüşü çok da görmedi bu gözler. Klibin yönetmeni Gülşen Aybaba'nın da önemli bir payı var tabii bu havalı yürüyüşte ama asıl iş Ajda'da. Ajda'yı bir kenara bırakıp şarkıya geçecek olursak, aynı övgü sözcüklerini sarf etmek pek mümkün değil. ‘Aman bu yazı kaçırmayalım' telaşı ile yapılmış, önceki Ajda şarkılarına çok benzeyen bir yapım ‘Ayrılık Ateşi'. Volga Tamöz'le birleşip yenilikçi bir şey ortaya koymaktansa bildiği yoldan gitmiş Ajda. Neden acaba?
Ne varsa 80'lerde var
Evet tasarımlar açısında biraz abartılı, gösterişli ve bol vatkalı yıllardı 80'ler. Ama müzik konusunda öyle bir zengindi ki, hâlâ o dönemin ekmeğini yiyen bir sürü sanatçı var. ITunes'ta ‘50 Efsane 80'ler albümü' başlığını görür görmez daldım bu yüzden. İlkokulda beni yakalayan Madonna'nın ‘True Blue'su mesela. Dinlemeye doyulmayan ‘Live to Tell', ‘Open Your Heart' ve tabii ki ‘La Isla Bonita'. Sonra Michael Jackson'ın ‘Bad'i. ‘The Way You Make Me Feel', ‘Another Part of Me', ‘Dirty Diana'. O dönemden George Michael'ı da unutmamak lazım. ‘Faith' albümünden ‘Father Figure', ‘I Want Your Sex' nasıl unutulabilir. Yine o listeden gitmem gerekirse Soul II Soul'un ‘Club Classic', Sade'nin ‘Diamond Life' albümü mutlaka evinizde olması gereken albümlerden. Hani bu Lady Gaga'ların Lana Del Rey'lerin çıkış noktasının kim olduğunu öğrenmek isterseniz diye Kate Bush'un ‘Never for Ever' albümü de listede. Elimde çoğunun plağının yanı sıra hepsinin CD'lerinin de bulunması sebebiyle bayağı göğsüm kabardı. Bence müzik tarihini öğrenebilmek adına hazine değerindeki bu seçkiyi arşive eklemek şart.
İstanbul'da yeni trend
Yazın Alaçatı'da olabilirim ama İstanbul öyle bir büyü ki insanın peşini bırakmıyor. Sürekli İstanbul'dan gelip gidenlerle hasret gideriyorum tabii. Bir de güzel parti haberlerini alınca içim gidiyor. Mesela Hilton İstanbul'da 30 Temmuz Cumartesi başlayacak olan MetroPool parti serisi oldukça ilgi çekici. Şehrin göbeğindeki bir havuzda verilecek olan akşamüstü partisi her zaman ilgi çeker. Hilton bu partileri bir gelenek haline getirip her seferinde başka bir ünlüye ev sahipliği yaptıracakmış. İlk haftanın evsahibi Esin Övet olduğu için eğlence garanti. Ali Burgaç'ın müziklerini dinleyip havuza atlamak bayağı eğlenceli olabilir.
Alaçatı Stili
*Nerede o eski lezzetli Alaçatı kahvaltıları diye düşündüğümüz günlerde... Rüzgaraltı porsiyonları iyice minimalleştirmiş, Demlik eski tadını vermezken, Hacımemiş'te Komarika Kahvaltı Lounge çıktı karşımıza. Akşamları bara dönüşen bu tatlı mekânda kaymakla pişirilen yumurtalı simit favorim oldu. Sahibesi Ebru Yılmaz'ın elinden çıkan reçelleri evinize götürmek isteyeceğinize eminim. Yıllardır hiçbir değişime uğramayan serpme kahvaltıdan sıkıldıysanız bir de burayı deneyin.
*Tutan bir fikrin peşinden gitmek kadar kolay bir şey yok tabii. 3 sene önce Hacımemiş bu kadar popüler değilken ortaya çıkan Dondurmino, Alaçatı'nın bu senenin trendini oluşturmuş adeta. Klasik dondurmacıların önüne geçen Dordurmino sonrası Alaçatı'da her üç dükkândan biri dondurmacıya dönüşmüş. Kendini akıllı zanneden esnafın müthiş projesi sayesinde Alaçatı'da kişi başına bir tane dondurmacı düşüyor. En komiği de Dondurmiyo'nun biraz gerisine dükkân açıp, tamamen kopya stiliyle "Sadece Türk malzemelerinden oluşur" ibaresini kullarak satış yapan dondurmacı. Vallahi çok akıllısınız.