İstanbul Film Festivali’nde oynayarak kısıtlı seyircisine ulaşan Cameron Post’a Ters Terapi cuma günü vizyona girdi.
Geçtiğimiz aylarda gündemi meşgul edip eşcinselliğin tedavi edilebilir bir şey olduğunu savunanların ardından, olayı böylesine iyi irdeleyen bir filmle karşılaşmak çok iyi oldu.
Bu sene aynı zamanda Sundance’de Jüri Büyük Ödülü de kapan film Cameron Post isimli genç kızın okul arkadaşı başka bir kızla sevişirken yakalanması üzerine gelişen olayları anlatıyor.
Zorla yollandığı “dönüştürme terapisi” merkezinde başına gelen olayların anlatıldığı film trajikomik olaylar içeriyor.
Aslında gayet trajik ve korkutucu bir şey anlatılmasına rağmen, merkezde yapılan terapiler o kadar saçma ki ister istemez kahkaha atıyorsunuz.
Konu hakkında genelleme yapacak olursam; İnsanların inanmak istediği zırvalara inanması ve sizin onlara tek kelime laf anlatamayışınızla alakalı bir film de denebilir.
DUYGUSAL ŞİDDET
Film 1993 yılından bir kesit anlatsa da o yıllardan günümüze LGBT haklarında devam eden sürtüşme günümüzde de devam etmekte. Hala bugün bile filmde anlatılan ve benzeri onlarca insanlık dışı uygulama ile genç eşcinseller boyun eğdirilmeye çalışılıyor.
Bu yüzden Cameron Post ile Ters Terapi, özellikle çocuklarını cinsel yönelimleri yüzünden hasta olduklarını zannedip, onları tedaviye gönderen ebeveynlerin, kendi durumları ile yüzleşmelerini sağlayacak bir yapım olmuş.
Filmi izleyince bu ebeveynler yaptıklarının duygusal şiddet olduğu kanısına uyanırlar belki neden olmasın? “Onların ruhunu kurtarıyoruz” diyerek çocuklarını yaşarken öldürdüklerini farkına varırlar belki de.
Eğlenceli pazarlar
Geçen hafta yazdığım “Pazar Pazar bu ne eğlence Komşu” başlıklı yazımda Atina’daki eğlenceli hafta sonu aktivitelerini yazmıştım. İnsanların pazar günü eğlenme alışkanlığı çok eskiden popüler olan bir sistemdi.
Beyoğlu’ndaki Godet’nin sakinleri iyi hatırlar; cuma-cumartesi eğlenmeye gelen müşteriler pazar günü daha sakin bir müzikte sosyalleşmek için yine aynı kulübe gelirlerdi. Yeniden meşhur olmaya başlayan pazar eğlenceleri bu sefer çilingir sofrası kıvamında geri geliyor.
Karaköy’deki Naif önderliğinde başlayan geceler 18.00 gibi başlayıp ertesi günün iş günü olduğu düşünülerek 12.00 civarında bitiyor. Pop müziği hiç dinlenmediği dönemden Pazar günlerine terfi etti ama haftanın her gününü ele geçirmesi çok yakın.
Komedi Festivali
Hayır hayır BKM’nin düzenlediği ve iki hafta boyunca çeşitli komedyenlerin sahne aldığı organizasyondan bahsetmiyorum.
Ülkemizde her gün karşılaştığımız olaylar da çok farklı değil.
Sanki daimidir komedi festivali içindeyiz.
Mesela önceki gün ‘Çocukları Taciz ve Sosyal Medyadan Koruma Derneği’, sosyal medya fenomenleri Kerimcan Durmaz, Enes Batur ve Danla Bilic hakkında "çocuklara kötü örnek oluyorlar" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuş.
Annelerin neden küçücük çocukların eline telefon, tablet vermesi tartışılmıyor da fenomen çocukların kullandığı küfür dert oluyor. Bu da ister istemez komik duruyor.
Kendini yetersiz hisseden anneler sürekli başkalarını suçlayarak çocuklarını korumaya çalışıyor ama bu yöntemin iyi bir fikir olmadığını anlamaları uzun sürmez umarım.