Biri 17 diğeri 15 yaşında. Ama on parmaklarında on marifet. Biri Defne Yiğit, diğeri de Miray Sertaç.
İkisi de moda dünyasına göz kırpıyor. Bu iki genç yeteneğin tasarımları ile bu hafta tanıştım.
Ancak Miray Sertaç’ı çok eskiden tanırım Defne Yiğit ile de çok yeni tanıştım.
Ama ikisine de hayran kaldım. Çünkü çok yetenekliler. Ve çok azimli ve kararlılar.
Belki “Çok mu geç kaldım” diye düşünen sizlere.
Belki de kendi yaşıtlarına örnek olurlar diye onları tanıştırmak istedim.
KENDİ MARKASI VAR
Miray Sertaş: Bülent Sertaş ve Selvi Sertaş’ın kızı. Henüz 15 yaşında ve kendi tasarımları ile moda dünyasına giriş yaptı.
Bilfen Anadolu Lisesi 10’uncu sınıf öğrencisi. Aynı zamanda İngilizce, İspanyolca, Almanca eğitimleri alıyor.
Ve MUN (Model Birleşmiş Milletler) konferanslarının üyesi. 16 Kasım’da Amerika’ya NASA’ya giderek eğitim programlarına katılacak.
Onun dışında Birleşmiş Milletler Genel Merkezi Seminerleri'ne katılacak. Miray Kendi markası olan Miraluna’yı yaratma amacının kendi özgüveni geliştirmek olduğunu söylüyor.
Ve “Yeter ki hedefe koş” diyor. Daha ne olsun. Siz de hedefe koşun. İstiyorsanız durmayın.
LEGERFELD'İN STAJYERİ
Defne Yiğit: 17 yaşında. Yarı İtalyan yarı Türk.
Şu an Lise öğrencisi ve Milano’da okuyor.
Beş yabancı dil biliyor. Kendi markasını iki sene önce Milano’da kurmuş.
Babası onun yeteneğini fark edip kızı için bir atölye kurup ne istiyorsa yapmış.
Ve kızı da babasının yüzünü kara çıkartmamış.
Defne tasarımlarını Türkiye’ye getirmiş. Şimdi herkes Defne’nin tasarımlarını giyiyor.
Beymen ve Vakkorama’da satılıyor. Tabii sadece Türkiye’de değil. İtalya, Fransa, İspanya ve Amerika’da satılıyor
Defne’nin Maprimigiovani tasarımları ve ayrıca Amazon Amerika’da da satılan nadir Türk tasarımcıları arasında.
Defne Yiğit bununla da yetinmiyor son üç senedir, sosyal sorumluluk projelerini de yürütüyor.
Köy okullarında kütüphane kuruyor ve yeni eğitim, öğretim yılında doğudaki beş köy okulunun yıllık ihtiyaçlarını karşılıyormuş.
Ayrıca bu sene Dünyaca ünlü tasarımcı Karl Legerfeld’in yanında Chanel için staja başlayacakmış. Durun daha bitmedi.
Ben yoruldum anlatmaktan ama o yorulmadı. Aynı zamanda diksiyon, sunuculuk, spikerlik ve oyunculuk dersleri de alıyormuş.
Yani Defne’nin hayatında yok yok. Bu kısacık hayatına bir sürü şey sığdırmış anlayacağınız bir saniye boş vakti yok. Koşturuyor da koşturuyor bu genç yetenek.
Yepyeni bir marka Mizalle
Perşembe günü Four Season İstanbul’da Mizalle markası yeni tanıtımını yaptı. Mizalle Yönetim Kurulu Başkanı Eymen Saraç’ın ev sahipliğini yaptığı tanıtıma Yasemin Özilhan, Demet Şener, Mustafa Denizli, Siren Ertan, Gülay Kamaz, Özlem Kaymaz gibi isimler katıldı. Biz hanımlar bol bol moda konuştuğumuz bir gün yaşadık. Dikkat ediyorum da konu moda olunca öyle dikkat kesiliyoruz ki, dünyayı unutuyoruz. Moda güzel şey. Bu kadar kadın nereden geldi Şu ara bir Can Yaman fırtınası esiyor, hatta kopuyor kopuyor. Tutabilene aşk olsun. Perşembe günü Can Yaman’ın tanıtımının olduğu Raffles İstanbul’a gittim. Ben biraz geç gittim. Daha doğrusu geç kaldım. Ama bir şey kaybetmedim. Gittiğimde yaman beyler Can Yaman’lar oradaydı. Çünkü kadınlar etrafını öyle bir sarmalamışlar ki, adamcağız bir yere kıpırdayamıyordu. Ben içeriye girerken içerden akın akın kadın çıkıyordu ama içerde hala akınla kadın vardı. İyi de basın dünyasında bu kadar kadın var mı yav. Ben şaşkın, bir on dakika olayı kavramaya çalışarak geçirdim. Desa’nın tasarımlarını bile göremedim. Söz de Can Bey tasarımlarını görecektim. Can bey daha da şaşkın. Kadınlar ona bakmaktan helak. Ama millet sıraya girmiş selfie yarışında. Esra Türker beni karambolden “Gir gir sen de araya gir” diyerek soktu. Kendimi bir anda Can Yaman’ın yanında poz verirken buldum. Allah'tan bu karambolde kollarına atılmadım. İşte bu kare de öyle çıkıverdi. Yoksa hiç öyle bir niyetim yoktu. Sadece uzaktan durumu kolaçan edip havayı koklama niyetindeydim gerçekten. Ve tabii nedir Can Yaman’ın aşkı onu çözecektim. Ama anlamadım. Yine çözemedim. Sonra çıkışta şu kanıya vardım. Dönem dönem böyle aşk dizileri olur dönem dönem böyle fırtınalar kopartan yakışıklılar olur efendim. Can Yaman’da onlardan birisi. Paniğe mahal yok. Bu kadın toplulukları daha önce Tarkan, Kıvanç Tatlıtuğ, Barış Arduç, Çağatay Ulusoy gibi isimlere de görülmüşlerdir.