Ülkemizden modern bir aile portresi çizeyim size; Sibel Can, Hakan Ural ve Engincan... Anne baba ayrılsa da çocukları için bir güzel fedakârlıklara girdiler, belki hiç istemedikleri halde konuşuyorlar ama bunları dışarıdan kimse hissetmiyor sonuçta. Hissetmesin de zaten, bu konu onların özeline giriyor, bize sadece bir araya geldiklerinde gıpta ile bakmak düşer. Sonuçta çocuklar var arada. Son olarak Engincan’ın “moda ikonu”


ilan edilmesiyle bu modern aile bir sinirlendi pir sinirlendi. Ne anladılar “moda ikonu” kelimesinden onu bilmiyorum ama Hakan Ural da Sibel Can da sinirli beyanatlarıyla ekranlarda boy gösteriyorlar. “Benim oğlum yapmaz öyle şey” tadında beyanatları dinlerken çok eğlendim. Sanırsın oğulları karanlık işlere bulaşmış mafyacılık oynuyor! Demek ki modernliği bir yandan veren Allah diğer yandan almasını biliyor. Ya da, acaba diyorum, Hakan Ural en koptuğu dönemlerde bile oğlu kadar konuşulmamış, ilgi çekmemişti. “Boynuz kulağı geçer” lafının gerçekliğine mi bu sinir anlayalım. Aileyi mutlu edici not: Oğlunuz Engincan’ın sizin dediğiniz gibi


“ikonluk” bir durumu gerçekte yok. Sadece bizim starlar o kadar sıkıcı, o kadar tekdüze giyiniyor ki Engincan’ın dar pantolonları, renkli ceketleri herkesin dikkatini çekti haliyle. Bizim ülkemizde tornadan çıkmış gibi giyinmek şart, farklı giyinirsen başın derde giriyor. Olay budur, abartılmasın.




Jamie’yi beklerken




NE tuhaf milletiz, alışveriş merkezleri için demediğimizi bırakmıyoruz ama bir yenisi açılınca hemen soluğu orada alıyoruz. Bu ara moda Zorlu Center’a gitmek. (Sonunda en azından AVM yok değil mi?) Hayır ben de henüz gidemedim, gezmek için bir amacım olsun diye Jamie’s İtallian’ın açılmasını bekliyorum. Arabayla geçerken görüp başımı cama yapıştırmamı sağlayan bu restoran İstanbul’a gelince lüks kafasına girmez umarım. Londra için ortalama fiyatlı bir Jamie Oliver restoranıydı, buradaki akıbeti ve mönüde efsanevi balkabaklı tortellini olup olmayacağı konusunda meraktayım.




TEPKİNİ göster hanım!




Grinin 50 Tonu kitabıyla koparttığı yaygarayı beyazperde de sürdürmeyi isterken, kitabın yazarı tarafından başrolde Charlie Hunnam‘ın oynayacağı duyurulmuştu. Fakat kadın okuyucular kitaptaki karaktere o kadar sahip çıkıyorlar ki, başkarakter Christian Grey’i Hunnam’ın oynayamayacağına karar veriyorlar. Evet evet, bu kararı okuyucular veriyor, yanlış anlamadınız. Bunun üzerine kaslı sarışın evine yollanıyor. Artık birleşerek filmlerin başkarakterini bile değiştirebiliyoruz yani, devir değişti. Beyler acaba diyorum biz de Ben Affleck’in Batman’liğinin iptali için bir araya mı gelsek?




Aramızda kalsın




Uğur Yücel benim hayattan öğrendiklerime göre asla kötü bir prodüksiyona bulaşmayan müthiş bir oyuncu. Binnur Kaya derseniz, ekranların en komik kadınlarından. Bir araya geldikleri “Aramızda Kalsın“ dizisini kaçıramazdım bu yüzden. Hoş ben yayınlanan 4 bölümü arka arkaya izlemeye başlayınca ailenin Antep aksanı bana geçti, arkadaşlarıma “Yapicük, edicük” dedikçe onlar bir şey anlamıyor. Ama diziyi izleyenler benimle aynı kanıdadır sanırım. En son bir heves İkinci Bahar’ı takip ettiğim dizi dünyasına yeni bir aile draması geldiği için çok mutluyum. Gökçe Bahadır da bu diziden sonra starlığını tasdik etti bana sorarsanız. Artık onun dizilerine de pozitif ön yargıyla başlayacağız.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR