Hafta sonu bir gemide Mykonos-Santorini turundayım. Enerji yüksek, adalara gidiyoruz, amacımız ortamdan biraz uzaklaşıp eğlenmek. Yurtdışına çıkınca hemen herkeste bir rahatlık, bir mutluluk olur ya işte tam da o duygudan var içimizde. Gemiden inince denk geldiğimiz bir ETS Tur otobüsünün içinde buluyoruz kendimizi. Otobüs hareket etmeye başladıktan sonra tur rehberi eline mikrofonu alıp anonsa başladı. Zaten sahile gidilmiyor mu, ne anlatacak ki bu adam diye düşünürken rehber gideceğimiz Paradise Beach'in hemen yakınında bir gay beach olduğunu anlatmak isterken "Sakın şaşırmayın, garip şeyler oluyor oralarda" gibisinde bir cümle sarf etti. Gay turistin getirdiği ekonomiyle ün yapmış Mykonos adasında müşteri gezdirirken adamın mikrofondan yüksek volüm saçmalaması hepimize tuhaf geldi. Her nedense adada fazlasıyla gay olduğuna takmış, konu hakkında abuk subuk espriler yaptı. Kendi esprisine kendi gülen tipler vardır ya, iticilik seviyesi o civarda. Bir ara kadın dansçılardan bahsederken "İçeri girince ön taraflarda oturursanız daha iyi manzaralarla karşılaşabilirsiniz" gibi seksist cümleler de kurdu. Gevrek gevrek gülmeye de devam tabi. Diğer otobüsteki arkadaşlarımız da kendi rehberlerinin aynı seviyede espriler yapmasından bunalmış. Hatta o rehber daha ileri gidip "Gaylerden korkmayın bir şey yapmazlar" diye gülerek bir kademe daha aşağıya inmeyi başarmış! Acaba diyorum firma sahipleri Mykonos gibi gay cenneti adaya gönderdikleri rehberlerini bir eğitimden geçirseler nasıl olur? Bu konunun bir tercih değil yönelim olduğunu, insanları bu şekilde sınıflandırmamaları gerektiğini, ortada dalga geçilecek bir konu olmadığını çalışanlarına anlatsalar ne güzel olur. Bir de homofobik olanların yarısından fazlasının gizli eşcinsel olduğu bilimsel açıklamasını da eğitimlerine katsalar belki insanlar bu konuyu çaktırmamak için daha usturuplu konuşmaya başlar.




Turistleri kaçırıyoruz çünkü...




BİZİM rehber konuyu araştırmış, gayler Mikonos'a 2 milyon dolar bırakıyormuş her sezon. "Bize de Kuşadası'na geldi gay gemisi, iner inmez taşladık adamları" diye gülerek o şahane esprilerinden birini daha yaptı hatta. Sonra engin bilgisiyle "Mikonos'un öyle ahım şahım yerleri yok, her şeyin iyisi güzeli bizde ama Yunan Adaları'nın tanıtımı daha iyi yapılıyor o yüzden turistler daha çok burayı tercih ediyor" diye kendi kendine tespitte bulunuverdi. Olayı aydınlatmam gerekirse, turistlerin Çeşme-Bodrum yerine Yunan Adaları'nı tercih etmesinin birincil nedeni bizim rehber gibi adamlar! Çünkü insanlar tatilde kafa dinlemek istiyor, kırosuyla, görmemişiyle, yolda görünce ya laf yiyeceği, ya da ağzınıdan akan sularını silmek isteyeceği adamlarla karşılaşmak istemiyor. Aynı mantıktan gidersek kazıklanmak da istemiyor. Taksiye, esnafa fazla para bayılmayı tercih etmiyor. Mesela Mikonos'ta en son 7 sene önce kavga çıkmış. O kavgayı da Türklerin çıkardığını söylememe bile gerek yok belki ama Mikonos'un stresten uzak bir yer olduğunu anlamamak imkansız. Her gün kavga olaylarına rastladığımız bizim tatil beldeleriyle bir tutulabilir mi şimdi? Tabi ki tanıtımın da önemi büyük ama bu tip adamlardan dolayı Türkiye'yi seçmemeleri çok mantıklı geliyor bana. Siz bir turiste kötü davranıyorsunuz onlar blog'lar aracılığıyla yüzlerce turiste bu olayı anlatıyor. Biliyorum, kendimizi her koşulda akıllı hisseden bir ırkız ama artık bu hayalden bir kurtulsak hiç fena olmayacak.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR