Tahran'da saçı göründüğü gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alınan ve bu sırada gördüğü şiddet yüzünden yaşamını yitiren 22 yaşındaki Masha Amini'nin ölümü sonrasında İranlı kadınlar ayağa kalktı.

Daha doğrusu sadece kadınlar mı? Erkekler, çocuklar, gençler, yaşlılar "Yeter" diyor. Kadınlar saçlarını keserken, erkekler de saçlarını kazıyor. Kadınlar başörtülerini yakıyor.

Tüm dünyaya seslerini duyurmaya çalışan İranlı kadınlardan zaman zaman sosyal medya hesabımdaki mesaj kutuma mesajlar geliyor. Ve hepsinin ortak bir sözü var; "Sesimizi duyun, sesimizi duyurun, bizi bu mücadelemizde yalnız bırakmayın" diyor.

Ki hangi insan evladı, hangi vicdanlı kişi bu duruma sessiz kalabilir Allah aşkına. Sizin yüreğiniz sıkışmıyor mu, olanı, biteni izlerken. Kadınların çektiği zulümleri gösteren videoları izleyemiyorum bile. Yerlerde sürüklenip, dayak yedikleri görüntüleri. Bu duruma kim sessiz kalabilir. Daha doğrusu sessiz kalan herkes bu duruma ortaklık ediyordur. Bunun başka bir açıklaması olamaz.

Önceki gece de Melek Mosso sahnede saçını kesip, "Bu gece tüm kadınlar adına söylüyorum şarkılarımı, özgürlüğümüzü kimse elimizden alamayacak" dedi.

Evet almasın. Sadece kadınların değil, tüm insanlığın özgürlükleri adına. Çok önemli bir durum yaşanıyor gerçekten.

Keşke elimizden daha çok şey gelse ve İran'da hiçbir kadının canı yapmasa. Ve tabii bizim ülkemizde. Her kadın kendini güvende hissetmeye, özgür ve mutlu hissetmeye hakkı vardır.

Lütfen çekin ellerinizi kadınların saçlarından, kıyafetlerinden, bedenlerinden...

Ne gerek var Ajdam

Ajda Pekkan'ın güzelliğini, kıyafetleri, sahnesini, tarzını anlatmaya gerek yok, bir başka. Ama son zamanlarda yaptığı o enteresan filtreler yok mu, ah ki ne ah.

En son, Sedef Avcı ve Kıvanç Kasabalı ile bir fotoğrafını paylaştı. Süperstarımız yine filtreye filtre dememiş. Bir başka olmuş. Kendisini öyle güzel buluyor, seviyor, beğeniyor belli ki, çünkü sık sık da uyguluyor. Ki birlikte fotoğraf çektirmek isteyenler olunca hemen asistanı devreye girip hooop duruma müdahale ediyor ve "Ben çekeyim fotoğrafınızı. Size yollarım verin telefonunuzu" diyor.

Ve işte; olan oluyor.

Ekstra filtreli bir fotoğraf size mesaj olarak geliyor. Ya bir gün sonra, ya da işte o an vakit varsa Ajda Pekkan'ın asistanı tarafından. Belli ki, birileri Ajda Pekkan'a "Böyle şahane oluyorsun" demiş. Ya da kendisi bunun böyle daha güzel ve daha iyi olduğuna ikna etmiş. Yoksa inanın hiç gerek yok.

Gerek olmadığına da keşke ikna etse birileri.

En son Çeşme'de sahnesini izledim gözlerimi ayıramadım. Sonra kulise gittik. Ki iki saat sahnede kalmış, hiç aralıksız şarkı söylemiş, yorgun bir Ajda Pekkan beklerken bizi dimdik ayakta karşılayan, üstünü değiştirmiş, misler gibi kokan, fıstık gibi bir kadın karşıladı.

Ve yüzü, gözü de inanın bu filtrelerden daha güzeldi. Keşke bir an önce bunun farkına varsa da, bize bu filtreli Ajda Pekkan'ı göstermesi. İnanın hiç mi hiç gerek yok Ajdammmm.

Kültür yolu etkinliklerine katılın derim

Bu yıl İstanbul, Ankara, Çanakkale, Diyarbakır ve Konya olmak üzere beş şehirde düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivalleri başladı ve tüm hızıyla sürüyor. Geçen sene başlayan Beyoğlu Kültür Yolu Festivali de 1-23 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. Geçen sene açılışa katılmış, birçok etkinliği izlemiştim. Bu sene de kendime birçok tarih belirledim. AKM’den başlayıp Galataport’a ulaşan 4.1 kilometrelik festival rotasında, Atlas Sineması ve İstanbul Sinema Müzesi, Galata Mevlevihanesi, Mehmet Akif Hatıra Evi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve Garibaldi Sahnesi gibi önemli kültür turizm noktaları arasında. Etkinliklerde yok yok. İnternet sitesini mutlaka bi kontrol edin derim. Ama bu sene festival kapsamında Stanley Kubrick sergisi de yer alıyor. Benim merak ettiklerim arasında. İstanbul Sinema Müzesi, kült filmlerin yönetmeni Stanley Kubrick’in sergisine ev sahipliği yapacak. Sergi, başyapıtların yaratıcısı olarak sinema tarihinde çığır açmış olan sinema dehası Stanley Kubrick hakkında bugüne kadar yapılmış en kapsamlı sergi olacağı söyleniyor. Ki kaçmaz. Festivalin bir diğer iddialı sergisi, Tophane-i Amire Tek Kubbe’de açılacak. Aralarında Behçet Necatigil, Oğuz Atay, Tomris Uyar ve Orhan Pamuk’un da bulunduğu edebiyatçıların el yazmalarından oluşan sergi, sanatseverlerin beğenisine sunulacak aklınızda olsun. Birçok sanatçının da konserleri var tabii. Bu sene eğer bir değişiklik olmazsa ben aynı zamanda Diyarbakır Kültür Yolu'nun açılışında bulunamadım ama kapanışa mutlaka gideceğim. Sizler de bir göz atın derim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR