Çok fazla dizi izlemediğimi, izlediğimde de fanı olduğumu herkes bilir. Üç-beş dizi izliyor ve onları da dört gözle bekliyorum. Mesela bu hafta sevdiğim bir iki dizi peşi sıra kendini göstermeye başladı bile.
Bu ne demek...
Sezon başladı, kış geldi demektir. Kış çayları yapılsın, ekran başına geçilsin. Mesela bu akşam geçen senenin de en beğenilen dizileri arasına giren ve en çok izlenen Show TV'nin dizisi 'Baba' ikinci sezona başlıyor. Daha ne olsun Salı akşamları demek 'Baba' günü demek.
İlk sezonuyla ekranda büyük ses getiren ve sezon finaliyle akıllarda birçok soru işareti bırakan dizinin yeni sezonunu ben de fanatikleri gibi dört gözle bekliyorum. Bakalım Saruhanlı Ailesi’ne neler olacak bu sezon ve hatta neler bekliyor? Öyle değil mi?
Ayrıca Ay Yapım'ın dizilerinin de bir ayrıcalığı var ki, seyirciyi çok iyi tanıyor hatta izleyicinin dilinden anlıyor. Bizi merakta bırakıyor. 'Baba'dan ikinci sezonda bizi daha çok ekrana kilitleyecek gibi duyumlar alıyorum.
Haluk Bilginer ve Tolga Sarıtaş’ı buluşturan dizinin kadrosuna Levent Ülgen, Hazal Türesan, Ali İl, Buse Meral, Ezgi Dinçer, Volkan Kıran ve Elif Verit gibi usta ve başarılı isimler de katılmış. Tabii bakalım yeni katılan kadro ile neler olacak. Yönetmenliğini Çağrı Bayran'ın yaptığı senaryosunu Gökhan Horzum'un yazdığı 'Baba' için ben saatlerimi kurdum.
Size de şimdiden iyi seyirler.
Oldu mu şimdi?
Mevzumuz Hadise ve Mehmet Dinçerler. Belli ki, uzun çekişmeli sürecek bir boşanma davasının başındalar. Ortada bir yüzük sorunsalı var. Yok Mehmet Dinçerler yüzüğü "istedi mi", "istemedi mi?" diye uzayıp giden sohbetler yapılıyor. Hadise de konserde tam bu merak edilen sorunun yanıtını verir gibi, elindeki bir yüzüğü çıkartıp fırlattı. E bu ne demek? "Evet Mehmet Dinçerler ile bir yüzük mevzusu var aramızda" demek. Bunu çözmek için başka bir yerlerde dolaşmayın. Hadise'nin hareketi her şeyi anlatıyordu. Tam da biz bunu tartışırken Sinan Akçıl, yani Hadise'nin bir dönem sevgilisi, "Mehmet Dinçerler yapmaz böyle bir şey" demez mi? Oldu mu şimdi Allah aşkına... Bir kere; 1-Hadise ile bir birlikteliğin oldu. 2-Öyle ya da böyle sevgili oldunuz. 3-Bu cümle ile belli ki Hadise'nin canını acıtmak istiyorsun. 4-Bunu yapan benim babam da olsa, abim de olsa, akrabamdan biri de olsa tasvip etmem. 5-Bir kadının ya da bir erkeğin bitmiş, gitmiş ilişkisi hakkında konuşması ayıptır. Olmaz, olamaz. Sinan Akçıl'ın da bu açıklaması hoş olmamış. Kim ne derse desin!!! O durumdaki herkes suçlu Son günlerde hangi ortama girsem konu; Şeyma Subaşı'nın bir partide gizlice çekilmiş görüntülerinin ortaya çıkması. Ve bu görüntüler sonrasında nefret dolu sözler. Açıkçası ortada Şeyma Subaşı eşittir nefret var. Daha doğrusu bir kesim gizli gizli takip ediyor, sonra da nefret kusuyor. Daha doğrusu bir kesim gizli gizli kıskanıyor, nefret kusuyor. Her neyse mevzu ortada. Şeyma Subaşı hiçbir zaman yaşantısını gizlemedi. Her zaman partilerden partilere, gezmelerden gezmelere bir yaşantısı olduğunu paylaştı, gösterdi. Ancak bu elbet kötü madde kullanımını hoş görmemizi sağlamıyor. Avukatı Emek Emre'den bu çok konuşulan görüntüler hakkında bir açıklama geldi ve kısaca; "Yayan ve ifşa eden suçlu" dendi. Ben de görüntüleri ilk gördüğüm zaman, "Şeyma ve Madeo kadar bu görüntüyü çekip paylaşan da suçlu" demiştim. Ki avukat değilim. Hiç öyle bir bilgi birikim yok. Ama görünen köy kılavuz istemez. O görüntüyü çeken o ortamda. Belli ki, bir parti ortamı. Belki yetkilileri çağırabilecekken bu görüntüleri çekip paylaşmayı tercih ediyor. Ve ayaklarından da anlaşılacağı üzeri bu görüntüleri çeken bir kadın. Zannediyorum bir gazeteci değil. Mesleği bu değil. Bu görüntüyü çekip paylaşan ya Şeyma'nın hayranıdır, ya nefret ediyordur, ya kıskanıyordur ya da arkadaşıdır. Başka bir açıklaması olamaz. Eminim bu görüntüleri çekmeden önce tanımıyorsa, ilk kez gördüyse "Ben sana aslında bayılıyorum, hayranım" falan diye konuya girmiştir. Çünkü böyle çok fazla örnekleri var. Şunu demek istiyorum. Keşke bu görüntüyü çeken orada bulunan bir yetkiliyi çağırıp şikayet etseydi. Ya da mekanın sahibini çağırıp, "Burada ulu orta uygunsuz madde kullanılıyor" diyerek sesini duyursaydı. Böyle gizli gizli çekip paylaşmak ile bir yere varılmıyor keza... Eminim bugün Şeyma, yarın bir başkası... Şeyma sadece ünlü olduğu için bu görüntüler ortaya saçıldı. Ya ünlü olmayanlar... Onlar için de bir önleminiz var mı? Ya da olacak mı? Ya da böyle gizli çekim yaparak bu kötü madde kullanımın önüne mi geçeceğinizi zannediyorsunuz?