Takvimler 29 Ekim 2013'ü gösterirken bu köşede; "Önceki akşam Maçka Küçükçiftlik Parkı'nda Yeni Bi'Fest kapsamında Sezen Aksu ve Levent Yüksel sahneye çıktı. İnanın bana bu yaz yaşadığım en anlamlı ve en güzel gecelerden biriydi. Maçka Küçükçiftlik Parkı'nda ama Boğaz'ın kenarında gibiydik. Gazino sahnesini andıran dekoru ve masalarıyla tıklım tıklım olan gecede en başta şunu söylemem gerekir, kesinlikle Levent Yüksel'i ve şarkılarını özlemişim. Ama o gece Sezen Aksu da çok ama çok iyiydi. Mekanda Petek Dinçöz'den Vasfiye Teyze Gonca Vuslateri'ye, Seyyal Taner'den Keremcem'e, Meltem Cumbul'dan Göksel'e kadar aklınıza kim gelirse vardı. Anlayacağınız enteresan bir topluluk vardı. Ama o kadar güzel bir topluluk vardı ki, Sezen Aksu da keyifliydi ve Seyyal Taner ile göbek bile attı" demişim. Çünkü Açıkhava gazinosu Yeni Bi'Fest start almıştım. Ardından yapılan birkaçına gidemedim.
Sonra yine takvimler 6 Ekim 2019'u gösterirken bu köşede; "Yeni nesil pek bilmez ama bir döneme damgasını vuran gazinolar vardı. Pek güzeldi. Pek ihtişamlıydı. Pek havalıydı. Şimdilerde yok tabii o ihtişamlı gazinolar. Bir tek 'Yeni Bi Fest' açık hava gazinosu yapıyor. Ve bunu da geleneksel hale getirmeye çalışıyor. Aslında 'Çalışıyor' demek yanlış olur, getirdi bile. Müdavimleri oluştu. İnsanlar bu gazinonun yapılacağı tarihi iple çekiyor. Bu sene altıncısı düzenlendi. Ve ilk kez İzmir’de yapıldı. Ben de müdavimlerinden biri olduğumu söyleyebilirim ama iki senedir de gidemiyordum. Bu sene fırsatı yarattım ve koştum İzmir’e. Çünkü hem İzmir’de muhteşem Körfez manzarası eşliğinde ilk kez gerçekleşecekti hem de bu sene kadroda Sıla ve Gökhan Tepe vardı" diye yazmışım. Aslında her şeyi yazmışım.
Hala gazino gecelerini yaşatmaya çalışan ve bunun için tüm engellere direnen "Yeni Bi Fest" için... Önceki akşam iki yıl korona arasından sonra yine kavuştuk. Ama ne kavuşma...
Hani insanın unutamadığı, keyifli anları, zamanları, geceleri vardır ya... İşte aynen öyle bir geceydi.. Takvim yapraklarımıza unutulmayacak bir gece olarak işaretledik. Hiç bitsin istemedik.
Kenan Doğulu ve Emel Sayın bizlere öyle bir gece yaşattı ki, son zamanlarda en eğlendiğimiz gecelerinden oldu. Küçükçiftlik Parkı'nda bize bol eğlenmeli, bol kahkahalı, bol göbekli, bol muhabbetli, bol şarkılı şahane bir gece yaşattılar Türkiye'nin en büyük açık hava gazinosunda.
Bu sene yedincisi düzenlenen gece uzun süre hafızalardan silinmeyecek. İlkinde de yazdığım gibi... Yine birbirinden çok farklı isimler bir arada gece boyunca sadece tek bir amaca hizmet etti; Eğlenmek...
Sarp Apak, İbrahim Selin, Serra Yılmaz, Enis Arıkan, Şebnem Bozoklu, Bade İşçiler gibi daha göremediğim birçok isim vardı. Aşırı kalabalıktı. Diğer senelere göre ve tabii iki yıl ara verdiği için ekstra bir yoğunluk yaşandı. Kontenjanın üzerine çok çıkılmıştı.
Sahneye ilk Kenan Doğulu çıktı. Hatta Kenan Doğulu o kadar çoşturdu ki,, "Emel Sayın'a enerjimiz kalmadı" derken Mavi Boncuk bizi daha da çoşturdu. İki dakika yerimizde oturamadık.
Gecede aynen şöyle konuşmalar yaşandı;
-Bu ikili daha çok sahneye çıkmalı.
-Kenan Doğulu, sahnenin patronu ama Emel Sayın da kraliçesi. Bu nasıl bir enerji, kadın süper.
-Kadın hala çok güzel. Aman tanrım çocukluğumdaki gibi aynı.
-Emel Sayın'ın güzelliğini görüyor musun?
-Emel Sayın sahneyi uçurdu şu an.. Ne kadar zarif.
Diye diye ağızlarda öyle güzel bir tad bıraktılar ki, yazın son günlerinde "Oh be" dedik...
Ve evet... Daha çok eğlenmeye, gülmeye, dans etmeye, keyiflenmeye ihtiyacımız var. Toplum olarak son yıllarda ciddi stresli dönemlerden geçerken iki saat her şeyden uzaklaşmak şu çirkin dünyanın en büyük zenginliği...
O zaman TikTok yoktu ama herkes biliyordu
Kenan Doğulu'nun saçları uzun. Yıl 1993... Ve Kenan Doğulu, "Tak etti canıma gel yanıma... Gül yüzlü yarim gelsene bana" diye diye "Tak Etti Canıma" şarkısını söylerken nakarat bölümünde iki ileri bir geri el hareketini yapıyor.
Önceki gece o kalabalık tam da bu şarkıyı söylerken, tam da bu el hareketi istemsizce devreye girmişken Kenan Doğulu, "O zaman TikTok'lar yoktu. Ve herkes bu el hareketini biliyordu" dedi.
Eve o dönem sosyal medya yoktu. YouTube yoktu.. Milyon tıklanmalar yoktu ama milyon albüm satışları vardı. Klipler en beklenen, en merak edilen görüntülerdi.
Ve ünlü biri saçını mı uzattı, saç uzardı.
Klipte bir hareket mi yaptı o hareket herkesin ortak hareketi olurdu.
Bir kıyafet mi giydi hemen o kıyafet aranırdı.
Binler hep bir ağızdan o şarkıyı söylerdi.
Şimdi ne oluyor; Evet bir şarkı çıkıyor binler duyuyor ama 15 saniye story izler gibi 15 gün sonra o şarkı, o klip unutuluyor. Tam balık hafıza olduk...
Ve biz hoooop bir anda eski sürüme geçiveriyoruz ve tüm bellek yeniden devreye giriyor işte böyle gecelerde tıpkı o sosyal medyanın olmadığı yıllara ışınlanıyoruz...
İşte o yıllarda duyduğumuz, gördüğümüz hiçbir şey unutulmadığı gibi lezzeti de çok farklı çok.
Uzun yıllar o sahneye çıkmasa da, Emel Sayın'ın "Eller Eller Eller"ini, "Mavi Boncuk"unu, "Feride"sini yine hep bir ağızdan söylüyoruz. O yılların büyüsü, gerçekliği hep çok başkaydı.. Ve öyle de kalacak sanırım.
Daha önce söylemiştik
Hadise ve Mehmet Dinçerler birlikte. Hadise ve Mehmet Dinçerler evleniyor. E daha düne kadar, "Sevgilim Mehmet elimi gece boyunca bırakmadı"lar... E daha düne kadar, "Nişanlım Mehmet"ler. E daha düne kadar, "Bilmem neler" falan ne oldu... Ne oldu da dört ayda Hadise ve Mehmet Dinçerler birbirine girdi. Sizi bilmiyorum aslında ama ben fena halde sıkıldım Hadise ve Mehmet'ten. Gerçekten tuhaf bir durum yaşatıyorlar bize. Ve bitecek gibi de gözükmüyor. Şimdi de belli ki, sıkıntılı bir boşanma süreci yaşanacak. Daha düne kadar, "Bizim özelimiz" diyerek hiç sesleri çıkmayan Hadise ve Mehmet Dinçerler birbirlerine laf sokuşturuyor sosyal medyadan. Daha düne kadar, Mehmet Dinçerler, Hadise ile birlikte olmaya başladıktan sonra eşini dostunu sosyal medya hesabından takipten çıkartıyordu. (Bununla ilgili bir yazım da var hatta. Arşivlere bakınız.) Mehmet Dinçerler; "Evliliğimizi sonlandırmak ortak görüşümüz doğrultusunda" derken Hadise, "Anlaşarak sonlandıramadığımız" diyor. Peh ki ne Peh. Söylediklerimiz bir bir çıkıyor...