“Kvoda” adlı İsrail dizisinden uyarlanan “Your Honor”u her Pazartesi izlediğim zaman hep aynı soruyu soruyorum kendime.

Ve etrafıma.

Özellikle çocuğu olan anne ve babalara.

1- Sizin çocuğunuz birini öldürse onun suçunu gizler misiniz?

2- Siz çocuğunuzu kurtarmak için kaç kişinin ölmesine göz yumarsınız?

3- Ya da çocuğunuz değil de anneniz, babanız. Kardeşiniz sevdiğiniz. Karınız, kocanız birini öldürürse gizler misiniz?


Çok karışık yanıtlar alıyorum.

Çoğu anne ve babalar “Suçu biz üstleniriz” derken çoğu da “Kesinlikle adalete teslim ederiz” diyor.

Sevgili, karı-koca, anne-baba olayında ise verilen yanıtlar karmakarışık. Çoğu insan çıkamıyor vereceği karardan.

İnsanlar eşlerinden vazgeçiyor. Ama mevzu ailelerine geldiği zaman duruyorlar. Yanıtlar tıkanıyor.


Fakat dizide “Sayın Yargıç” oğlunu adalete teslim etmiyor. Ve olaylar çığırından çıkıyor.


Çünkü “Your Honor” dizisinde yargıcın oğlu Adam’ın kazayla ölümüne sebebiyet verdiği genç, şehrin en acımasız suç ailesinin liderinin oğlu.

Haydi bakalım çıkın işin içinden.

Yargıç oğlu Adam’ın sadece özgürlüğünün değil hayatının da tehlikede olmasından, riskleri çok fazla olduğu için her türlü tehlikeyi göze alıyor.


Ve ipler iyice geriliyor.

Çember daraldıkça, gerilim daha da artıyor ve olaylar sarpa sarıyor.

Fakat dizi ilk bölümü ile inanılmaz başladı. Muhteşem sahneler vardı. Kaza sahnesi olaydı. Ancak diğer bölümlerde bazı kopukluklar ve eksiklikleri yaşanmaya başladı.

Ancak yine de hikayeden kopamıyorum.


Üstelik yargıcı bir Altın Küre, üç de Emmy ödüllü ve Oscar adaylığı olan Bryan Cranston canlandırıyor.

Bu oyunculuk kaçmazdı.

Ve oğlunu kurtarmak için inandığı tüm değerlerden vazgeçen bir baba hikayesini de oynarken adeta döktürüyor.


Ve her bölüm sonrasında da, “Biri bir cana kıyıyorsa adalet önünde hesap vermeli” diye sayıklıyorum.

Fakat öldürülen kişi bir mafyanın oğluysa katilin de ölmesi, öldürülmesi kaçınılmaz.

Siz adalete teslim etseniz de, onların farklı adaleti işliyor maalesef.

Ve işte orada kafam çok karışıyor.

Bakalım bu akşam ki, yayınlanacak bölümde neler olacak.

Coşkun Sabah’a neler oldu bileninizi var mı?

Önce çıktı bitmiş bir ilişkisinin hakkında konuştu.

Sonra tuhaf tuhaf açıklamalar yaptı.

Şimdi de, “68 yaşındayım. Hücre yaşım 49-50. O yüzden 35-40 yaşında biri olmalı. Müzisyenlik yapmalı. Evde hanımın ‘Yemek hazır’ demesini özledim. O yüzden iyi yemek yapmalı” diyerek evleneceği eş in kriterlerini açıkladı.

Ah keşke şu gündüz kuşağında evlilik programları devam etseydi de. Orada kendine bu kriterlerde bir eş bulsaydı.

Hatta SSK, ev, araba, mülk bilmem ne hatta şöhret her şey var diye kendini anlatırdı.

Yahu gerçekten bu korona milletin beyin kanallarını yaktı. Millet tuhaflaştı.

Acayip acayip açıklamalar yapıyor.

Şimdi bi de mutasyona uğradı. İki maske zorunluluğu geldi.

Amanda aman.

Bundan sonra olacakları düşünemiyorum.

Ah korona ne ettin sen bu insanlığa….

Ayrıca magazin alemine de çığırından çıktı

-Aslı Enver, eski sevgilisi Murat Boz”u stalklıyor.

-Serenay Sarıkaya, ayrıldığı sevgilisi Cem Yılmaz’ı Like’lıyor.

-Burcu Biricik durduğu yerde duramıyor.

-Ezgi Mola sürekli temizlik yapıyor.

-Hülya Avşar kendini makyajsız sergiliyor.

-Milletin Uludağ sevgisi kabardı…

-Herkes şöyle eski sevgilisini, eşini daha bir arar oldu.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR