1-Mekanın gerçek sahibi geldi
2-Ben bitti demeden bitmez
Gerçekten sosyal medyadan mı kaynaklanıyor bilmiyorum ama insanlar sürekli bu iki cümleyi kullanır oldu.
Şöyle bir analiz yapmak gerekirse.
1-Mekanın gerçek sahibi kim?
Rapçi Norm Ender “Mekanın Gerçek Sahibi” isimli bir şarkı yaptı milletin diline yapıştı.
Sosyal medya dahil, normal hayatta da insanlar bu sözü çok kullanır oldu.
Ya kendi için ya da bir başkası için.
Şu aralar Harbiye Açıkhava Sahnesi’nde Tarkan konserleri başladığı için sık sık bu söz kullanılır oldu.
Ki ben de sosyal medyada ilk kez bu sözü Tarkan için kullandım.
Daha önce hiç kullanmamıştım.
Bir kaç gazeteye baktım onlarda böyle bir başlık atmışlar.
Ki kesinlikle doğru.
Mesela Hadise Harbiye Açıkhava Konseri’ne çıktığı zaman“Mekanın gerçek sahibi geldi” sözünü kullanmıştı.
Oysa ki, mekanın sahibi öyle hemen olunmuyor.
Mekanın gerçekten sahibi olabilmek için bazı kuralları var.
Bunlar sırasıyla şöyle:
1-Yağmura, çamura, soğuk havaya rağmen mekanı gerçekten tıklım tıklım doldurmak şart.
2-Davetli elbette olacak. Fakat çoğunluk olarak bilet satışı gerçekleşmesi gerekiyor.
3-Bir değil birden fazla gün aynı sahneye çıkıp aynı mekanı üstelik sponsorsuz tıka, basa doldurmak gerekli.
4-7’den 70’e herkesin seni izlemesi gerek.
5-Ve şarkılarını sular seller gibi konser sonuna kadar söylemesi gerek.
Harbiye Açıkhava sahnesi de tam böyle bir yer. Yani sanatçının er meydanıdır.
20 senedir sayısız konser izledim.
Sezen Aksu’nun dokuz gece, Nilüfer’in beş gece, Kenan Doğulu’nun beş gece, Kayahan’ın dört gece sahneye çıktığı sayısız konserlerini izledim.
Tabii daha bu isimlere ekleyebiliriz.
Ben tam da bu kategorilerin yer aldığı sayısız güzel konsere tanıklık ettim.
Ve işte mekanın gerçek sahipleri bu isimler.
Ve son yıllarda da kesinlikle mekanın sahipleri Tarkan ve Sıla’dır.
Çünkü Tarkan 9 gün, Sıla 4 gün sahneye çıkıyor Harbiye Açıkhava sahnesini tıklım tıklım dolduruyor.
Peki Sezen Aksu, Ajda Pekkan gibi isimler bir değil birden fazla konser verse izlenir mi?
Elbet izlenir.
Ancak Sezen Aksu eskisi gibi dokuz gün Harbiye Açıkhava
3-4 gün doldurur.
Ajda Pekkan ise 2 gün doldurur.
O yüzden de mekanın gerçek sahibi olmak için zaman gerek. Çalışmak ve üretmek gerek.
Ve halkın seni her koşulda sevmesi gerek.
Herkes artık gereksiz yere lütfen bu cümleyi kullanmasın.
“Mekanın sahibi” olmak kolay değil.
Ve ciddi bir alt yapı gerektirir.
Ama yok “Benim mekanımın sahibi onlar değil bunlar” derseniz bilemem tabii.
İzleyici kendi mekanının sahibi belirler.
Ancak ünlü bir ismin bu sözü kullanması komik oluyor. Bir de koşullar uygun değilse daha da komik oluyor.
2-Siz bitti demeden bitmez diyorsunuz ama bitiyor
En son Berrak Tüzünataç’dan “Ben bitti demeden bitmez” ve Ata Demirer’den Annem diyor ki “Biz bitti demeden bitmez” paylaşımı geldi.
Ki bunlar sadece iki örnek.
Özellikle bu hafta sonu fazlasıyla bu tarz paylaşım vardı.
Ama bitiyor canlar.
Gidiyor bitiyor.
Akşam ayağa çoraplar giyilmeye başladı.
Üste mutlaka bir hırka istiyor.
Yani yaz bu işte bitiyor gidiyor.
Ama illa ki, bu sözü çok kullanmak istiyorsunuz tabii ki, elbette ki, kullanacaksınız.
Ki son zamanlarda herkesin ağzında.
Oğulcan’ın Emily’si
Eski sevgilisinin adı olan Emily’nin adını verdiği Cihangir’deki yeni mekanı Emily’s Garden’da buluştuk Oğulcan Engin ile.
Heyecanlıydı ve bir o kadar da mutluydu.
Çünkü mekanı açtığı ilk günden bu yana tıklım tıklım doluyor.
Her zaman işinin başında.
Anne Seda Sayan ve baba Sinan Engin’de oğlunu yalnız bırakmıyor. Sık sık Emily’s Garden’e uğruyorlar.
Oğulcan tanısın tanımasın her misafiri ile tek tek ilgileniyor. Selam veriyor ve onlarla sohbet ediyor.
Hatta zaman zaman mutfağa bile giriyormuş.
Peki yazının başlığından anlaşıldığı gibi mekanın adı Oğulcan’ın Milano’da yaşadığı dönemden birlikte olduğu kızın adı.
Haliyle bu bile yeni bir tartışma konusu.
Ben de çevremde birçok kişiye özellikle kadınlara sordum.
Dedim ki:
Eşin ya da sevgilin bir mekan açsa. Ve o mekana da eski sevgilisinin adını verse ne olur?
Allah sizini inandırsın benim sorduğum hiç bir kadın “koyabilir hiç bir mahsuru yok” demedi.
Kocaman bir “Hayırrrr”ı patlatıverdiler.
Erkeklere sormaya cesaret bile edemedim.