-Profesyonel olmasa da biniciliğe merakınız var... İlk kez ne zaman at bindiniz?
İlk kez 19-20 yaşımda at binmiştim sanırım. Bu çekimi saymazsak en son 5 yıl önce bindim.
-At binerken neler hissediyorsunuz?
İlk bindiğimde çok heyecanlanmıştım bir o kadar da keyif almıştım. Şunu öğrendim eğer at üzerinde siz heyecanınızı belli ederseniz at bunu hisseder ve rahat olmaz dolayısıyla bende daha sakin ve rahat durmaya gayret ettim. Çok keyifli, çok farklı bir duygu.
-Atlarla aranızda nasıl bir bağ var?
Sadece at diye sınırlayamam bunu benim tüm hayvanlarla aramda güçlü bir bağ var. Hayvan sevgisiyle çok küçük yaşlarda tanıştım ve evimizde hayvan hiç eksik olmadı şu anda aynı şekilde bu duyguları çocuklarımıza aşılıyoruz.
-Bizim için atlar özgürlük ve asilliği ifade ediyor. Sizin için atlar ne ifade ediyor?
At benim için en asil hayvan diyebilirim.
-İki dünya güzeli kızınız var. Onlarla hayat nasıl geçiyor?
Hayat onlarla bambaşka bir boyutta benim için... ''Hayat nasıl geçiyor?'' diyorsunuz ya hayat hiç geçmesin, zaman dursun istiyorum. (gülüyor) En iyi arkadaşlarım onlar benim.
-Kızlarınız büyüdü... Anne olmak Yasemin Özilhan'a neler kattı? Bir kez daha bu duyguyu tatmak ister misiniz?
Biraz önce dediğim gibi en iyi arkadaşlarım benim. Huzur buluyorum yanlarında. Tabii ki anne (baba) olmak insanı olgunlaştırıyor ve sorumluluk almasını daha da artırıyor. Verdiğim en doğru kararlardan biri anne olmak. Kısmetse neden olmasın.
-Eşiniz İzzet Özilhan'la birbirinizi tamamlayan yönleriniz neler?
Zıt kutuplar birbirini çekermiş. Bizim de ilişkimizde en büyük etken bence saygıyı kaybetmememiz diyebilirim.
-Hayattaki en büyük lüksünüz nedir? Özilhan'a göre lüksün tanımı nedir?
Benim için gerçekten lüks, huzur ve sakinlik. Ben evimde çocuklarımla ve ailemle huzurlu olduğumu, sevdiklerimin huzurlu ve sağlıklı olduğunu bilmek benim için gerçekten en büyük lüks. En kalıcı lüks bence bu.
-Bir kadın olarak maddi anlamda en çok arzuladığınız ve para harcadığınız şeyler neler?
Eskiden kendim için harcardım ama artık evim için harcıyorum. Sanırım ev eşyalarına fazla para harcıyorum.
-Yakın zamanda İpekyol için koleksiyon tasarladınız. Nasıl bir süreçti sizin için?
Benim için çok heyecan verici ve bir o kadar da keyif verici bir süreçti. İpekyol sevdiğim alışveriş yaptığım bir markaydı ve çok doğru bir markayla iş birliği yaptığımı düşünüyorum. Bir markanın başarısı, bence arka tarafta yatan ekip ruhuyla da alakalı. İpekyol kreatif direktörü Hilal Tunç ile birlikte yürüttük ve içimize sinen güzel bir koleksiyon oldu.
-İpekyol markasıyla işbirliğiniz devam edecek mi? Kreasyonu biraz anlatır mısınız?
Sonbahar-kış koleksiyonunu çıkardık , şimdi ilkbahar-yaz için çalışmalar yapıyoruz. Yaz koleksiyonu sürpriz o yüzden tüyo veremem.
-Ciddi fanlarınız var. Sizi en çok şaşırttıkları hareketleri neydi?
Onlarla ayda bir yazışıyoruz gün geçtikçe artıyorlar ve beni çok mutlu ediyorlar. Koruma kalkanlarım diyorum ben onlara her yerde savunmaya geçiyorlar.
-Kırmızı ojeye olan zaafınız nereden geliyor?
Evet bu soru çok soruluyor ama kırmızı oje zaafım var kabul ediyorum. Yaz kış kırmızı sürüyorum çok aksi bir durum olmadığı sürece.
-Gardırobunuzda 'olmazsa olmaz' dediğiniz parçalarınız hangisi?
Kışın kaban ve çizmeler, yazın elbise ve etekler.
-Modacı Elif Cığızoğlu'nun tasarımlarını çok sık giyiyorsunuz. Onun dışında hayranı olduğunuz Türk ve yabancı tasarımcılar hangisi?
Elif artık beni çok iyi tanıyor. Gerçekten ruha dokunan parçalar yapıyor. Ve her seferinde farklı tasarımlarla beni şaşırtıyor. Hem kendisine hem tasarımlarına bayılıyorum. Özgür Masur'u da beğeniyorum.
-Elinizde sihirli bir değnek olsa kendi hayatınızda ya da Türkiye'de neleri değiştirmek isterdiniz?
Hayatımdaki hiçbir şeyi değiştirmek istemem. Kendi yaşamını her yönüyle kabullenmek lazım. Türkiye’de ise en büyük eksik sevgi ve saygı. Saygıyı büyüklere yer vermeyi öğretmekten öteye taşımak lazım. Doğaya, canlılara ve insanlara özen göstermeyi öğrenmek gerekli toplumca. Trafikte ezilme tehlikesi yaşamadan bir gün geçirmenin, kavgasız ölümsüz haberlerle dolu bir gazete okuyabilmenin, siyasetin değil, sanatın ve kültürün paylaşıldığı bir toplum bilincinin olduğu bir ülkemiz olsa kötü mü?
-Bugüne kadar yaptığınız en büyük çılgınlık neydi? Ya da içinizde kalan yapamadığınız bir çılgınlık var mı?
Düşünüyorum da bence evlenmekten daha çılgın bir şey var mı?
Çünkü artık "evin çocuğu" olma lüksünden çıkıp, sorumlu bir ebeveyn olmak kadar delice bir karar olamaz. Çılgın ama bir o kadar da keyif verici.
-Medyada yer alan hangi tarz haberler canınızı acıtıyor. Ve bu konuda bir şeyler yapmak istiyorsunuz?
Yaşamın eşitliğine aykırı her olay canımızı sıkıyor ve sıkmalı. Kadın, erkek, çocuk veya hayvan, her can değerli. Görmezden gelerek yaşayamayız. Bazen insanlar sosyal medyadan sizi kolaylıkla yargılıyor, umursamadığımızı düşünüyor. Halbuki ben o çirkinlikleri görmeye dayanamadığım için paylaşmıyorum. Bazı alanlar pozitif amaçlı kullanılmalı diye düşünüyorum.
'5 yıldır sabahları sebze suyu içerim'
-Özilhan'ın güzellik ritüellerini öğrenebilir miyiz?
Güzellik her zaman söylediğim gibi bütündür. Ruh, beden, cilt güzelliği. Ben sağlıklı olmak ve ileriki yaşlarda bana katkısı olduğuna inandığım için sporu hayatımın parçası olarak konumlandırdım. Cildim için hamam, kese ve masaj yaptırıyorum. Ozon terapisi yaptırıyorum bu hem cilt hem de yorgunluk, ağrı ve uyku düzenini dengeliyor. Aynı zamanda prp ve somon DNA yaptırıyorum. Yılda 1 kez tekrarlıyorum bunları. Sebze suyunu yaklaşık 5 yıldır her sabah içiyorum , balık yağı ve D vitamini kullanıyorum. Geleceğe yatırım yapıyorum sanırım.
'Keşkelerim hep gerçek oldu'
-Hayal kurmayı sever misiniz? Bugüne kadar kurduğunuz hayallerin hepsini gerçekleştirdiniz mi?
Ben hayal hiç kurmam ama öyle bir anlarım oldu ki aklımdan saniyelik geçen keşkeler hep gerçek olmuştur. Zamanı gelip olduğu an bunun aklımdan geçtiğini fark etmişimdir.
'Moda olan her parçayı aynı anda kombinlemeyin'
-Kendi giyim tarzınızı yansıtan tasarımları moda severlerin beğenisine sundunuz. Sizin gözünüzde bir kadının şık olmasını sağlayan aksesuvarlar ve kombinler nelerdir?
Her sezonun trend parçaları vardır. Benim tavsiyem trend olan her parçayı aynı anda kombinlememek ama tek parça ile sade giyimin üzerinde kullanarak hareket katmak. Özellikle kış aylarında kaban, çizmeler ve kemerler oldukça fazla kullanıyorum.
'Sert bir anne değilim'
-Yasemin Özilhan, çocuklarına karşı nasıl bir anne? Kızlarınızın eğitiminde nelere dikkat ediyorsunuz? Nasıl bir yol izliyorsunuz?
Gülüyorum çünkü bizim evde yaşadığımız ve zaman zaman güldüğümüz bir konu bu. Ben sert bir anne değilim. (gülüyor) Ve onlar da bizce bunun farkındalar istekleri olduklarında sürekli bana geliyorlar. Bu söylediklerim tabii ki sosyal hayatla ilgili olan konular. Eğitim önce aileden gelir, ben buna inanıyorum o yüzden şu an onlara ahlak ve değerlerimizi öğretiyoruz ve bizden de görüyorlar. Okul eğitimleri için şu an daha anaokulundalar. Tabii ki bunun için de iyi araştırmalar yapılması gerekiyor.