Röportaj: Aybala ÇALIŞKAN
Fotoğraflar: Hakan YAĞCI
-Geçtiğimiz aylarda Konya'daydınız. Ne amaçla gittiniz?
Berrin Zorlu: Konya seyehatimiz çok keyifli geçti. Şems'in türbesini gezdik. Şeb-i Aruz'a katıldık. Birçok eğitim aldık. Keyifli zikir geceleri izledik. Hepsinin tadına vardık doya doya keyifli bir Mevlana gecesi yapmış olduk.
-Mevlana'yı okudukça size neler kattı?
Mevlana hep kitap okurmuş bende de öyle bir aşk var. Kendimi geliştirmek ve bir şeyler katmak istiyorum. Sadece kitap okumak bir şey demek değil sade bilgi almak, aşırı çaba manasız kalıyor bazen. Onu hayatta uygulamak gerekiyor. Mevlana bana hep bunu hissettiriyor. Gerçekten benim de aşırı çabalı aşırı stresli yaşlarımdan sonra bu yaşımda edindiğim tecrübelerden şunu çıkardım: ''Anda keyifli olabilmek anın tadını çıkarabilmek hayatın sırrı.''
-Nefes eğitimi de alıyorsunuz sanırım...
Nefes hayatın kendisi zaten.Nefes almadan hiç bir şey yapamıyoruz.Nefes aşk zaten. Benimde hayatımda dönüşüm yaratan araçlardan biriydi nefes. Zaten nefes eğitimine başladıktan sonra bende bir açılım olmaya başladı.
-Hacca gitmeye nasıl karar verdiniz?
Tasavvuf eğitimlerinden birinde hocam bana hacın manasını anlattı. Kurban Bayramı arefesinde Arafat'ta öyle özel bir manyetik alan oluşuyor ki... Milyonlarca insan ellerini açarak ''Allah'ım beni affet diye dua ettiği için'' bir manyetik bir bulut oluşuyor orda. Ve rahmet yağıyor. Ve bütün günahlarımız affoluyor. Beynimizin ruhumuza yüklediği tüm negatif enerjiler siliniyor, yeniden doğmuş gibi bir bebek gibi oluyoruz arafattan ayrılırken. Ben bunu duyduğum an kalbimden o kadar aşkla istedim ki, ''Allahım bana da nasip et diye'' Zaten Kuantum fiziği bu... Kalpten niyet edeceksin sonra ona iman ediceksin sonrasını Allah'a bırakacaksın.
-Dünya olarak zor bir zamandan geçiyoruz. Sizce bu kaosun sebebi ne?
Aslında dünyadaki savaşların sebebi hepimizin zihinlerindeki karmaşa. Hepimiz zihinimizde kendimizle kavga ediyoruz. Halbuki dışarda öfkelendiklerimiz, bizim içimizdeki karanlık tarafları ortaya çıkarmak isteyen ayna. Onlara ayna gözüyle bakabilsek sinirlenecek hiçbir şey kalmayacak. Aslında hepimiz biriz. Hepimiz Allah'ın esmalarının bedellenmiş halleriyiz. Keşke bunu fark edebilsek. Keşke birbirimize bu gözle bakabilsek keşke keyifli huzurlu hayat sürebilsek.
-Anda kalabilmek dediniz... Geriye dönüp baktığınızda aklınızda kalan güzel bir anınız var mı mutlu olduğunuz?
Mutlu olduğum o kadar çok anım var ki... Ama geriye dönüp bakmak yerine şu anda onların daha yenilerini yaşamayı tercih ediyorum. İnsan tamamıyla anda olabildiği zaman keyifli hissediyor. Aslında hayatın amacı o anı anda yaşamak. Bunun için başka bir şeye gerek duymadan, ne bir müzik, ne bir alkol olması gerekmiyor. Tamamıyla anda olmak hissederek.
-Eski Berrin'le şimdiki arasında ne gibi farklar var?
Eskiden hep çabalardım her şey tam eksiksiz olsun isterdim. Allah'a teslim olduğun an zaten başka hiç bir şeye ihtiyaç olmadığını anladım. Ben kimim ki çocuklarımı koruyabileyim. Allah'a teslim, hepimizden daha iyi koruyor. Onu fark ettiğin an akışta akmak. Ruhun amacı o. Hayatla oyun oynamak. Ama biz nelerle kendimize zarar veriyoruz. Enerjimizi düşürüyoruz.
-Çevremizde ego duvarıyla örülü insan var. Hayatınızdan bu tarz insanları çıkardınız mı?
İnsanın frenkansı yükseldikçe kendiliğinden böyle bir ayrışım oluyor. Kalması gerekenler kalıyor, gitmesi gerekenler gidiyor. Allahın öyle güzel sistemi var ki ona kendini bıraktığın an ne olması gerekiyorsa o oluyor. Çabasız çaba oluyor. Çok güzel keyifli bir yolculuk. Zaten hayatta uzun yolculuk zihinden kalbe olandır. Hepimiz o yolda ilerliyoruz.
-Ruhunuzu arındırmak için neler yapıyorsunuz?
Bedenimiz katılaşmaya o kadar müsait ki bunun için onun titreşimini yükseltmemiz şart. Bunun en ideal yolu öncelikle müzik ses aslında titreşim. Kelimelerimizle sözcüklerimizle yaratıyoruz. Ben bu bilgiyi almadan önce hiç dikkat etmezdim. Sonra anladım ki her kelimemizle yaratıyoruz. Bunun için müzik ve yoga her sabah vazgeçilmezim. Namazımı zaten Allah'a şükür kılıyorum.
-İnsanın içi temizlendikçe güzelliği dışarı yansıyor...
Evet bunu bana herkes söylüyor. Bunu benim anlamam mümkün değil. Özellikle hacca gidip geldikten sonra yüzüne bir nur gelmiş şeklinde. Mümkün değil yansımaması zaten kalp neyse dışarı yansıyan odur. Allah kalbimizde. Dileklerimizin gerçekleşmesi için kalpten içten niyet etmek sonra da bunun olacağına emin olmak. İman etmek yani. Öyle bir emin olmak ki bu şüphesiz bilmek.
-Bu dünyadaki sizin en büyük lüksünüz nedir?
En büyük lüksüm anda olabilmek. Çünkü olma halinin dereceleri var. Açıl susam açıl şeklinde. Derine girdikçe açıldıkça önünde hakikaten daha da açılıyor. Kitap okumalara başlamadan önceki halimle şimdi ki halim bambaşka. En büyük lüksümde bunu fark edebilmek, bunu anlayabilmek.
-Bu yolculuğa çıktığınızda size eşlik eden kitaplar nelerdir?
Bende dönüşüm yaratan Şimdinin Gücü oldu. Onun devam kitapları var. Dinginliğin Gücü, Var olmanın Gücü. Son zamanlarda beni etkileyen '4 anlaşma' adlı kitap oldu. Bu kitap yeni değil ama birkaç sene sonra tekrar okuduğunda farklı algıladım. 'Su Kanunu' da beni çok etkiledi.