New York’ta yaşayan Didem Uzel, oğlu Aslan’ın fotoğrafını Instagram’da paylaşıyor. Bir takipçisi Didem’in oğlu Aslan için, “Bu çocuğu görünce ‘pisboğaz’ diyesim geliyor nedense ya da öğütücü” diyor. Didem Uzel de, “Siz nasıl annesiniz? Bir evlat, bir bebek için bu yorumu yapabiliyorsunuz? Çok çirkiniz çok. İçiniz ziftlenmiş sizin. Yazık” diyor. Bunun üzerine kadın daha da çirkinleşiyor ve “Sana anneliğimle ilgili öyle şeyler anlatırım ki, ağzın açık kalır!” diyerek tartışmayı devam ettiriyor. Sonra ben bilmem kimin kızıyım diye haber göndermiş. Pes diyorum. Bu daha da vahim bir durum. Yani son yıllarda alışık olduğumuz bir durum. Gerçekten içim çekiliyor böyle insanlardan. Ve böyle insanlara şunu söylemek istiyorum:

Sana ne kardeşim, sana ne. Size ne!

Sizin derdiniz ne?

Neden bu kadar mutsuzsunuz?

Niye ve neden, kiminle kavganız?

Eğer sevmiyorsanız, görmek istemiyorsanız takip etmeyin.

Ben bir anne değilim ama kendimi Didem Uzel’in yerine koydum ve içim, yüreğim kanadı. Sizin hiç mi yüreğiniz yok?

Sen nasıl bir çocuk yetiştiriyorsun?

Sen başkalarının çocuklarına böyle kötü gözle mi bakıyorsun?

Ya da neden böyle kin ve nefret kusuyorsun?

Ne gerek var, neden?

Eğer kendinden çok konuşturmak istiyorsan sen de bir blog sitesi aç, çocuğunu halka arz et, göster olsun bitsin. Nedir yani bu kadar çirkinleşmek. Bir başka anneyi, bir başka çocuğu acıtmak.

Ne zaman, hangi ara bu kadar bu hale geldik. Neden?



Bencillik semineri

Önceki gün bir arkadaşımla sohbet ediyorum. Daha Didem Uzel haberini görmemişim. Bu hafta sonu dört günlük, “Bencillik seminerine katılacağım” dedi. İlk kez duydum ama son günlerde pek revaçtaymış meğer bencillik semineri. Türk Dil Kurumu’na göre bencil, “Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan, egoist” demek. Evet, insanoğlu bencildir. Bir de son yıllarda malum bu tavan yaptı. E, bunu beceremeyen insanoğlu da soluğu seminerlerde almaya başlamış. Tam bu sohbet üzerine Didem Uzel olayı da gelince, “Tamam” dedim. Haksız sayılmaz arkadaşım. Ve bu duruma geldiğim için kendime çok şaşırdım çok. Halimize bak. Geldiğimiz noktaya bak. Üzülmemek, parçalanmamak mümkün değil. Ve gün ilerledikçe daha da daha da katlanıyor. Geçmiş olsun.



Güle güle Rıfat Ababay



25 yıllık meslek hayatımda 3.5 sene bire bir kendisiyle çalıştım bir dönem. Posta’nın kemiği, beyni, her şeyi Rıfat Ababay ile. Evet, zordu, imkânsızı isterdi, anılar anlat anlat bitmez ama ciddi bir okuldu. Rıfat Ababay’la çalışmak bir ayrıcalıktı sektörde. İyi ki denk geldik, iyi ki çalıştık. Önceki gün mesleğe nokta koydu, istifasını verdi. Güle güle Rıfat Ababay. Yeriniz ayrı. Hem de çok ayrı. Sizden çok şey öğrendim.



Yaz klasiği Çağla

Nasıl bir kadınsın sen Çağla Şikel. Her yaz tüm dengeleri altüst ediyorsun. Bikinili pozlarınla tüm kadınların korkulu rüyasısın. İşte bak yine geldi yaz ve yine sen sıfır selülit, sıfır kusursuz fiziğinle muhteşemsin. Helal sana, ne diyeyim. Ama tüm kadınların dengesini altüst ediyorsun, haberin ola. Sen bikiniyle ortaya çıkınca bize aç günler başlıyor, haberin ola.



İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR