Bu yıl 7. si duzenlenen sezonun en önemli moda etkinliklerimizden Istanbul Fashion Week Çarşamba günü gerçekleştirilen açılış davetiyle Karaköy Antrepo'da start aldı. Bende Londra'dan defileleri HT Kulüp aracılığıyla sizlerle paylaşmak için hafta başında İstanbul'a geldim




İstanbul'daki moda haftası detaylarına geçmeden şunu belirtmek isterim ki , eylülün son haftasında gerçekleşen Londra Moda Haftası'nda da birkaç defileye katılma şansım oldu, o yüzden sizlere ufak kıyaslamalar da yapacağım. Sizlerle gözlemlerimi paylaşarak ilk yazıma başlıyorum.Geçen senelere göre organizasyon daha iyiydi, tabii ilerleyen defilelerde fikirlerim ne yönde değişir bilemiyorum.




Moda haftalarında yeni ve genç tasarımcılara kendilerini göstermeleri için şans verilmesi beni heyecanlandırıyor. Dün saatler 11.00'i gösterdiğinde heyecanlı kalabalık Nihan Peker, Songül Cabacı ve Ayhan Yetgin'in tasarımlarının yer aldığı karma defileyi izlemek için yerini almıştı. Nihan Peker'in "Beyazlık Raporu" adlı koleksiyonu minimal çizgisiyle giyilebilirliği ön planda tutuyordu.

Karma defile Songül Cabacı'nın "Persona" ismini verdiği koleksiyonuyla benzer bir havada devam etti. Açık renklerin ön planda olduğu defilede nil yeşili tasarımlar ön plana çıktı. Futuristik kesimler kullanılmasına rağmen pantalon ve cekete ağırlık verilerek yalın bir çizgi ortaya çıkarılmış. Ayhan Yetgin'in "Ölüm Çizgisi" isimli koleksiyonunda demir, metal gibi farklı materyallerin kullanılmasıyla değişik bir tarza geçildi. Şovun bir parçası olarak görebileceğimiz tasarımları için, Yetgin'in hayal gücünün hayata geçirilmesi diyebiliriz.




İlk kez solo defilesini gerçekleştiren Şafak Tokur'un, deniz, saz ve zaman olmak üzere 3 konsepti bir defilede toparlaması alışılmışın dışındaydı. Siyah ile mavinin hakimiyetinde kot ve deri kullandığı tasarımların yer aldığı kolesiyona, "3" adını vermesi hoşuma giden bir detaydı. Bu defilenin bana verdiği genel izlenimse farklı olmak için zorlanmışlıktan öteye gitmedi.




Şafak Tokur'un ardından Günseli Türkay, modaseverlerle buluştu. Türkay'ın defilesini bekleyenler oldukça fazlaydı. Desenli şifon ve ipek kumaşların ağırlıkta olduğu koleksiyonda yaratılan tiril tiril duygusu şimdiden yazı özletti. Giyilebilir parçalardan oluşan bu koleksiyonda beyaz, turuncu, nil yeşili ve toprak tonlarının muhteşem uyumu gözler önüne serildi.




Fashion Wekk'in merakla beklediğim defileleri arasında Çiğdem Akın bulunuyordu, Akın'ın müdavimlerinin katılımıyla Antrepo'da aşırı bir kalabalık oluştu. Deri, süet ve dantel kumaşların ağırlık verildiği kolesiyonda krem,bej, bordo ve gri hakimiyetini korudu.




Günü ilk şovuda Çiğdem Akın defilesinde gerçekleşti. Defilenin ortasında gerçekleşen kabile şovu ve finalde yer alan Zenne'nin dansı beğeni kazandı.




Gelelim Istanbul Fashion Week'te ilk kez yer alan Dilek Hanif defilesine... Moda haftasında ilk kez katılan Hanif'in defilesine doğal olarak ilgi de yoğundu. Günün merakla beklenen defilelerinden biri olduğu için defile nerdeyse yarım saat gecikmeli başladı. Defile girişlerinde oluşan uzun kuyruklar katılımcıların söylenmesine sebep oldu.




Organizasyondaki eksiklikler kendini göstermeye başladı. İpek, şifon, dantel ve krep gibi narin kumaşlar masalları anımsatan pastel renklerle bir araya gelince romantik bir hava kaçınılmaz oldu.




Defilenin sonlarına doğru siyaha ağırlık verilmesiyle defile başlangıcından farklı bir havayla son buldu. Fakat ünlü tasarımcılardan Elie Saab ve Valentino'dan izler taşıyan bu koleksiyon, Dilek Hanif'i özgünlükten uzaklaştırmıştı.




İlk gün izlenimlerim şimdilik bu kadar... Geri kalan 3 gün boyunca İstanbul Fashion Week'i Ht Kulüp okuyucuları için takip etmeye devam edeceğim. Genel izlenimlerimi ve defile yorumlarım pazar günü HT Kulüp sayfalarında sizlerle paylaşacağım.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR