“Dürüstlük, en değerli aile mirasımız”

Bu ay Babalar Günü'ne özel Orhan Keçeli ile oğulları Engin ve Nedim Keçeli Quality of Magazine Dergisi ile İstinye’deki ofislerinde keyifli ve sıcak bir söyleşi gerçekleştirdi.



Baba-oğul birlikte çalışıyorlar

Orhan Keçeli, hem siyasetçi hem de başarılı bir iş adamı. Uzun yıllar aktif siyaset yapan Orhan Bey, yanı sıra sanayi ve inşaat sektöründeki faaliyetleri ile tanınıyor. Sahibi oldukları Seba Holding’te iki oğlu Engin ve Nedim Keçeli ile birlikte çalışıyor. 1995’ten bu yana faaliyet gösteren Seba İnşaat, bugün 2500‘den fazla konut, binlerce metrekare ofis alanı ve iş merkezi teslim etmiş bir grup. Orhan Keçeli üç torun sahibi: Büyük oğlu Engin Keçeli’nin Ali ve Lara adında iki çocuğu, Nedim Keçeli’nin ise Melisa adında bir kızı var.




Fırıncılık sektöründe Keçeli imzası

Orhan Keçeli’nin aile öyküsü Rize’nin Çayeli ilçesinde başlıyor. Hem Rize Çayeli’nde hem de Batum’da iş yapan bir aile: Babası Hafız Muharrem Keçeli ve amcaları, manifaturacılık ve fırıncılık ile uğraşıyorlar. 1917 Bolşevizm Devrimi vesilesi ile babası İstanbul’a geliyor, Karaköy’de fırın alıyor. Yıl 1917-18 arası. O fırını işletmek 1960’tan 1970 yılına kadar Orhan Keçeli’ye de nasip oluyor. Orhan Bey, daha sonra Etiler, Şehremini, Kasımpaşa gibi semtlerde birkaç ekmek fabrikası daha açıyor. Keçeli ailesinin İstanbul’da fırın işletmesinde büyük emekleri var. Orhan Bey’in ağabeyi İsmail Hakkı Keçeli, 30 yıldan fazla Ekmek İşverenler Sendikası Başkanlığı’nı yürütüyor. Büyük ağabey Hafız Mehmet Keçeli ikinci başkanlık yapıyor. Şu andaki başkan ise Avukat Muharrem Keçeli. Kısacası 50-60 yıldır idaresinde Keçeli ailesi var. Orhan Bey ise 10 yıla yakın Beşiktaş Ekmekçilik Şirketi Başkanlığı’nı yürütüyor. Zaman içerisinde ekmek fabrikası işini çocuklarına devreden Orhan Bey, sektörden çıkışlarını ise şöyle anlatıyor: “Bu sektör bizim için zamanını doldurmuştu. Çocuklarıma onların da bu sektörden çıkmalarını tavsiye ettim. Çünkü ekmeğe rakip, yemeğin yanında yenecek çok çeşitli gıdalar üretilmeye başlanmıştı. Toplumumuzda ekmek birinci gıda maddesi olmaktan çıkmıştı. Ama büyük oğlum Engin beni dinlemedi. Benden habersiz iki-üç tane daha ekmek fabrikası yaptı. Etiler’deki ekmek fabrikasının başında ise Nedim vardı. Ona da, ‘Bu işte ekmek yok, istersen bedava ver.’ dedim. O zaman vermedi, çok zarar ettikten sonra, yine bedava verdi.”




Fırıncılık sektöründe faaliyet gösterirken aynı zamanda müteahhitlik de yapan Orhan Bey, yap-satçılık şekli ile yol, kanalizasyon gibi altyapı işleri de yapıyor ve o işi hiç bırakmıyor. Çocuklarına da tavsiye ediyor: “Size, bu kadar senenin tecrübesi ile derim ki, inşaatçılıktan çıkmayın. Ama yap-sat şekli ile. Bu, Türkiye için en az bir 100 sene geçerli olacak. Türkiye’de oturulabilir konut oranının daha ancak yüzde 10’una ulaşılmış durumda.” diyerek…




“Oğullarım bana inandı ama…”

Tam da yeri gelmişken soruyoruz, baba ve oğulları arasında hiç kuşak çatışması yaşanıyor mu? Orhan Bey, “Onlar bana inandılar ama ilk deneyimlerinde değil. Birkaç defa hayal kırıklığına uğradıktan sonra, her ikisi de inandı. Başlangıçta ‘Yapmayın’ dediğim işleri yaptılar. Madem yaptılar, yaşayıp görsünler istediğim için sesimi çıkarmadım. Çünkü o tecrübeyi parayla pulla satın alamazsınız. Allah yarattığı boğaza rızık verir. Çünkü midenin penceresi yok. Bir hurmayla da iki zeytinle de doyar. Fazla hırs ve haram çok kötü şeydir. Anneleri de ben de bu tarz işlerden uzak durmalarına gayret ederiz, onlar da bizi dinlerler.” diyor.




Aktif siyasette uzun yıllar

Orhan Keçeli’nin siyaset yaşamı ise yine ailesi ile başlıyor: Babası Hafız Muharrem Keçeli, İstiklal Savaşı kahramanlarından. Dolayısıyla Atatürk’ün, İnönü’nün silah arkadaşı. Aynı zamanda da CHP’nin milletvekillerini seçen seçmeni. Dolayısıyla CHP’li bir aile olarak tek parti döneminde doğduğunda kendisini CHP’nin içinde buluyor Orhan Bey. 1959’da 17 yaşındayken Şişli Feriköy Ocak Başkanı oluyor. Ardından Adalet Partisi ile yoluna devam ediyor, Büyük Türkiye Partisi, Doğru Yol Partisi ve Demokrat Parti’de kuruluşlarından itibaren uzun yıllar aktif görev yapıyor. Halen Demokrat Parti’nin bir üyesi. Toplam 16 yıl İstanbul Belediyesi Meclis Üyeliği, Beden Terbiyesi Müşahitliği, Güreş Federasyonu Genel Sekreterliği, futbolcu olarak da oynadığı Feriköy Spor’un idareciliği, yedi kez Fenerbahçe Kongre Başkanlığı, Ali Şen’in başkanlığında Feherbahçe Basın Sözcülüğü ve Genel Sekreterliği, Orhan Keçeli’nin yaptığı görevler arasında…



Temiz bir isim

Orhan Keçeli, ailesinden kendisine kalan en değerli mirasın dürüstlük olduğunu belirterek, kendisinin de çocuklarına temiz bir isim bıraktığını söylüyor: “Babam Hafız Muharrem Keçeli’nin forsu daha bir 60 yıl yeter bize. Memlekete gitsek, altı ay kalsak, para pul vermeyiz. Öyle bir miras bıraktı bize. Benim çocuklarım da bunu görerek büyüdüler.” diyor.




Rize Vakfı

26 yıldır Rize Vakfı’nın Genel Başkanlığı’nı yapan Orhan Keçeli, “Her yıl 600 öğrenciye karşılıksız burs veriyoruz. Bugüne kadar 12 bini aşkın çocuk okuttuk. Burs verdiğimiz öğrenciler içinde bugün önemli mevkilere gelmiş olanlar var. Rize Vakfı’nın her yıl üç etkinliği oluyor. Her yıl 2 Mart’ta Rize’nin kurtuluşunu TİM’de kutlarız. Ramazan’ın ilk haftasına rastlayan cumartesi günü Rize Vakfı’nın Büyükdere’deki bahçesinde iftar veririz. Bir de vakfa gelir sağlamak amacı ile balo düzenliyoruz. Bu yıl Babalar Günü’nde düzenleniyor. Millet olarak kutladığımız çok güzel günler var. Biri Anneler Günü. Diğeri de anneleri tamamlayan diğer unsur, babaların günü. Bütün anne ve babaların günlerini kutluyor, ellerinden öpüyor, hayatta olmayanları da rahmetle anıyorum.” diyerek sözlerini noktalıyor.



“Dünyanın en demokrat babası”

Engin Keçeli, babası ile ilgili olarak “Bana göre babam dünyanın en demokrat babası. Aynı zamanda en anlayışlı ve en sahip çıkan… Sürekli arkamızda, yanımızda. Bizim için zaten onun varlığı en büyük kıymet. Özel hayatımızda ailemize sahip çıkmak ve mütevazı olmak, benimsettiği ilk düsturdur. İş hayatında ise yaptığımız işe sahip çıkmak, dürüst olup, arkasında durmak ilkelerini benimsetti. İnsanlar ne zaman çocuk sahibi oluyor o zaman anne-babasının kıymetini anlıyor. Çocuklarımıza babamızın bize bıraktığı gibi temiz bir isim bırakmak en büyük temennimiz. Çünkü babam servet biriktirmedi, insan biriktirdi. Servet yapmayı bize bıraktı. Biz onun bize bıraktığı miras ile bugünlere geldik. İnşallah biz de çocuklarımıza babamın ismi gibi isimler bırakırız. Allah kimsenin babasını başından eksik etmesin.” şeklinde duygu ve düşüncelerini paylaşıyor.




“O, süper bir baba”

Nedim Keçeli ise, “Babam süper bir babadır. Her zaman başımızda oldu. Halen de bize destek vermeye devam ediyor. Bizim iş hayatına atılmamıza önderlik etti, daima arkamızda bir güç olduğunu hissettirdi. Ondan çok memnunum. İş hayatında dürüstlüğü ve çok çalışmayı, özel hayatımızda ise ailenin her şeyin üstünde olduğunu benimsetti.” sözleri ile babasının kendi yaşamlarındaki yerinin bambaşka olduğunun altını çiziyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR