RÖPORTAJ VE FOTOĞRAFLAR: GÜRKAN KURT



- Biraz kendinizden bahseder misiniz ?




Meslek dediniz mi turizm diyoruz. Hem tur operatörlüğü hem de otelcilik işi yapıyoruz. Küçüklüğümden beri ben bu işin içindeyim.1968 doğumluyum. Alman Lisesi mezunuyum.İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümünü okudum. Daha sonra ilk turizm firması olan ETS Tur'u kurduk. Onun öncesinde lise yıllarında öğrenci turları ile başlamıştık, kardeşim ile beraber.Daha sonra Etstur ile beraber işi profesyonelliğe döktük. 1999 yılı sonunda da otelcilik mesleğine geçtik. Otelcilik mesleğinde de turizm işinde olduğumuz gibi büyümeye devam ediyoruz.




- Otelcilik sizce nedir? Türkiye'deki otelcilik turizmini nasıl değerlendiriyorsunuz ?




1980'li yıllarda Özal döneminde uygulanan teşfik politikaları ile turizm esas anlamda yapılmaya başlandı Türkiye'de.Çok yol katedildi bu yolda. Antalya'nın keşfi ve yatırımların Antalya'da yoğunlaşmasından dolayı çok daha hızlı bir gelişme içine girdik. Şu anda rakamlar olarak çok ciddi büyümeler gerçekleştirdik.Açıkcası bir eşiğe geldi şuan Türk Turizmi. Bundan sonra devler ligine girme vakti. Türkiye iyi bir çizgiye geldi ve bu eşiğide aşabilirsek çok iyi bir çizgiye gelebiliriz.




- Bir çok genç yatırımcı var. Siz de bir yatırımcı olarak iş hayatına yeni katılacakyatırımcılara önerileriniz nelerdir ?




İnsan herhangi bir işin içine giriyorsa en önemli şey disiplin.İkincisi ise sevmediği bir işi bence yapmamalı.Sırf maddi sebepler ile sevmediğiniz bir işi yapıyorsanız bir noktada cayabilirsiniz, sıkılabilirsiniz. Çünkü iş hayatı her zaman dört dörtlük gitmiyor. İnişleri çıkışları olan zor bir zanaat.İşte o inişler olduğu zaman yılmamanız için sevdiğiniz bir iş olması gerekiyor.




- Gerek iş hayatında, gerekse özel hayatınızda prensipleriniz var mıdır ?




Birincisi şeffaflık ikincisi ise dürüstlük.Ticaret yapacaksanız dürüst ticaret yapmanız lazım. Artık herkesin herşeyden haberi var. Amerika'nın sırları bile ortaya çıkabiliyorsa, sizin yaptığınız olumsuz birşey ileride her türlü karşınıza çıkabilir. Prensip diyorsanız benin ana prensibim dürüstlük sonrasında ise disiplinli bir çalışma.






- Son 2 yıldır Tiger Woods'u Türkiye'de Antalya'da ağırlıyoruz. Bu sene de sizin oteliniz Maxx Royal'de ağırlıyorsunuz.Bunun gerek Antalya için gerek Türkiye için gerek ise sizin için artıları nelerdir ?




Herşeyden önce Golf Federasyonu Başkanı'mız Ahmet Ağaoğlu çok doğru bir işe imza attı.Turnuva Boğaziçi Köprüsü'nde vuruş ile başladı. Bu yapılabilecek en doğal hareketlerden biriydi. Çünkü golf ile ilgilenmeyen insanların bile dikkatini çekmeyi başardılar ve golfü seven kişiler tarafından turnuvanın uzun süre takip edilmesini sağladılar. En doğru hareket orada yapıldı. İkincisi ise Tiger Woods son 9 senedir 2 kere Avrupa kıtasına geliyor ve oda bizim ülkemiz Türkiye'ye.Üçüncü önemli nokta ise organizasyonun çok başarılı geçmesi. Türkiye'nin tanıtımı açısından çok başarılı geçti. 20 milyon dolara mal olmuş bir organizasyon. Tiger Woods gibi bir celebrity ile Türkiye'nin reklamını yapmak gayet başarılı. Max Royal markası için tabiki Max Royal farklı bir yatırım. Biz önce Türkiye'nin bir markası yaptık şimdi ki hedefimiz ise Max Royal'ı bir dünya markası yapmak.




- Golf için genel olarak konuşursak Maxx Royal ve Antalya olarak baktığımızda yurtdışındaki sahalardan fazlalarımız var.Ama bu seneki final burda değil. İleride böyle bir final Türkiye'de olabilir mi ?




3 sene boyunca olamamayacak. Dubai kontratını yeniledi. İstesenizde yapamıyorsunuz. Elinize böyle bir fırsat geçti mi değerlendirmeniz gerekiyor. Sonucuna bakmamamız gerekiyor. Ama yine de Türkiye'nin böyle dörtlü bir sistemin içine girmesi bile başarıdır. Birçok ülke bu dörtlüye giremiyor bile. 3 senelik projenin ilk senesini başarılı ile tamamladık 2 senemiz kaldı. Kalan 2 senemizi de başarılı bir şekilde tamamlarsak eminim ki yenileme önceliğini Dubai'den sonra biz alabilir..




PERVİN ERSOY




- Biraz sizi tanıyalım...




İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum.Halka İlişkiler masterı yaptım sonrasında. Ama tüm üniversite sezonu boyunca çalışma hayatım vardı. Birçok televizyon kanalı ile çalıştım. Yıllarca Show TV'de çalıştım.Orada Günaydın Türkiye adlı bir programım vardı.Yıllarca o programı yürüttüm. Çocuklara yönelik Street Fighter adlı bir programım vardı o programı sundum. Daha sonrasında kendi işim olan halkla ilişkiler işimi yapmak istedim. Daha sonra eşimin firması ETS Tur ile çalışmaya başladım. Halen daha eşimle birlikte iş hayatında beraberiz.




- Aktif olarak hala devam ediyor musunuz ?




Bir çocuğumuz var.Onun doğumundan sonra daha doğrusu 9-6 mesaisi ile devam etmiyorum. Ama aktif olarak çalışıyorum.Eşime her yönden destek vererek iş hayatıma devam ediyorum.Ama kafamda bir-iki proje var. Çocuğumuz büyüdü. Herhalde bundan sonrasına yine sabahtan akşama kadar olan kesimde çalışabilirim.




- Tatil sektöründe çalışıyorsunuz,bu iş stresini nasıl atıyorsunuz? Birbirinize ne kadar zaman ayırabiliyorsunuz ?




Ben Mehmet'in yoğun temposundan şikayetci oluyorum. Dilede getiriyorum Mehmet'e bize zaman ayırmıyorsun diye. Bu kadar tatilin içinde olup, insanları her yere tatile gönderip, biz tatile gidemeyince ben üzülüyorum açıkcası. O da bana diyorki "Sen önceden programını yap, benim tarihlerimi al ona göre gidelim".


Ama bazen çok mümkün olmuyor, çok fazla seyehat edemiyoruz. Çünkü Mehmet'in işleri çok yoğun ama ayırabildiği zamanlarda da sağolsun bize zaman ayırıyor. Şimdi sömestr tatilini bekliyoruz tatil için. Uzakdoğu'ya tatile gidicez.






- Eşinizin hangi hallerde müdahele edersiniz?




Mehmet ile çok entresan uyumumuz var, çok iyi yani. Ben çok renkli giyinmeyi severim, keza Mehmet de öyledir.Bazı erkekler bir iki renge endekslidirler.Ama Mehmet çok sever. O yüzden eşime birşey alırken hiç zorlanmıyorum ve alışverişinide ben yapıyorum. Mehmet'te çok büyük keyif alıyor benim yaptığım alışverişten. Severek de giyiyor.




- Anne olduktan sonraki hayatınızda neler değişti ? Biraz bahseder misiniz?




Bizim bir oğlumuz var. Daha çok ben ilgileniyorum.Babasıda sağolsun işten ne kadar vakit bulabilirse bütün zamanını oğluna ayırıyor. Benim için herşeyin ön planında o var. Annelikten önce öyle birşey yoktu. Ben iş hayatında da hırslı bir kadındım,oğlum içinde öyle hırslıyım.Onun hayatını daha iyi planlıyım,iyi bir okulda okusun, başarılı olsun yani hep o benim önceliğim oldu. Onun için uğraşıyoruz. Annelik daha bir çocuğa öncelik vermemi sağladı.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR