Cemiyet hayatının seçkin isimlerinden Heves Ekinci, davetlerin önde gelen isimleri arasında yer alır. İki çocuk annesi olmasına rağmen düzgün ve fit görünümüyle beğeni toplayan Heves Ekinci, şu sıralar ikinci torun heyecanı yaşıyor. Heves Ekinci, özel hayatınından, torun heyecanına ve sosyal sorumluluk projelerine kadar bilinmeyenlerini ilk kez HT Kulüp Yazı İşleri Müdürümüz Reşit Özet'e anlattı.




Röportaj: Reşit ÖZET


Fotoğraflar: Gürkan KURT






Heves Hanım sizi biraz tanıyabilir miyiz?




Yedi göbek İstanbullu bir ailenin kızıyım. Çocukluk yıllarım huzurlu geçti. Liseyi bitirdikten sonra üniversite okuyamadım, çünkü eşimle lise yıllarımda tanıştırarak erken evlendim. Üniversiteye başlamıştım ama evlendiğim için bırakmak zorunda kaldım. 5 ay sonra da büyük oğluma hamile kaldım.




Hayatta yapmak isteyip de yapamadığınız şeyler oldu mu?

En başında üniversite okumak var. Daha sonra eğer çalışma hayatına atılsaydım iyi bir iş kadını olurdum. İlgi alanım arkeolojik kalıntılar ve dekorasyon.

Çocukken hayalini kurduğunuz bir meslek var mıydı?




Ya dekoratör olacaktım ya da arkeolog. Bunları gerçekleştiremeyince arkeolojik parçaların koleksiyoneri oldum. Dekorasyonu çok sevdiğim için kendime ait evlerde bazı dekorlar ve döşemeler yaptım.






Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti?




Annelik çok özveri isteyen bir şey dolayısıyla bende bu konularda acayip titiz bir anneydim. Hayatımı sadece çocuklarım teşkil ediyordu uzun seneler sonra ancak onlar büyüyüp yurt dışına gittikten sonra ben daha çok kendi hayatıma eğilebildim. Sosyal yardım kurumlarında çalışma fırsatı buldum çocuklara bakmak bir kutsal vazife zaten...

Torun sahibi olduğunuzda kendinizi nasıl hissetiniz?




Bir kere ben kızımdan daha çok arzu ediyordum... Çok şeker çok güzel bir torunum var şimdi de kızım altı aylık hamile...Ondan da bir erkek torun bekliyoruz, iki torunlu büyükanne oldum.




İki çocuk annesi olmanıza rağmen çok fitsiniz. Bunu nasıl sağlıyorsunuz?




Valla daha çok gıdama dikkat ediyorum... Yalnız doğuştan Tanrı'nın verdiği bir lütuf heralde şeker ve şekerli ürünlere karşı hiç isteği olmayan bir insanım. Onun dışında da yapabildiğim kadar spor. Geçen sene golfe başladım ona da elimden geldiği kadar gitmeye çalışıyorum, işte böylece fena bir netice olmuyor.




Golfü sevdiniz mi? Golfe başlayacak olan arkadaşlarınız ya da beraber oynadığınız arkadaşlarınız var mı?




Golfü çok seviyorum arkadaşlarım var orada. Tanıştığım arkadaşlarım da oldu daha ilerlettikten sonra. Fena değil şimdiki durumum ama 1 sene golf için çok kısa bir zaman heralde. Daha ileri zamanlarda inşallah beni turnuvalarda çok başarılı gürürsünüz.




Torununuzla nasıl bir ilişkiniz var? Birlikte nasıl zaman geçiriyorsunuz?




Daha çok küçük tabii 1.5 yaşında çok şeker... Çok hareketli devamlı peşinden koşmak oyalamak gerekiyor büyüyünce bakalım ne olacak.



Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyormusunuz anlatır mısınız?




Sosyal sorumluluk projelerinde seneler evvel birçok vakıflarda çalışıyordum fakat oralarda kendimi çok rahat hissetmedim doğrusu... Ferdi yaptığım şeylerde daha huzurluyum ve de yapmaya çalışıyorum elimden geldiği kadarıyla ayrıca bedensel engellilerin danışma kurulundayım, bunlara elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyorum bunun dışında da diğer sosyal sorumluluk projelerinde çalışan arkadaşlarımın da isteklerini geri çevirmiyorum onlara da yine elimden geldiği kadar yardım etmeye uğraşıyorum.




Sizce ülkemizde sosyal sorumluluk alanında en büyük açık nedir nelere ağırlık verilmelidir?




Bir kere beni çok üzen çok hırpalayan bir olay var. O da çocuk tacizi olayları, bu konuya yeterince eğilinmediğine inanıyorum. Cezaların da caydırıcı olmadığına inanıyorum. Kadına yönelik şiddet olayları son zamanlarda daha mı çok arttı yoksa şimdi daha çok bunun basın yoluyla halka duyurulmasımı ön plana çıktı bilemiyorum. Ama oda çok fazla bır boyuttaymış. Maalesef onlarda da bu konunun üstüne daha fazla eğilinmesinin gerektiğine inanıyorum. Türkiye'de de maalesef olduğunu öğrendim organ kaçakçılığı var ve bundan dolayı canı yanan ölen bir sürü çocuk ve yetişkin olduğunu öğreniyorum. Bu da içler acısı bir durum, inşallah bu konularada eğilme fırsatı bulurlar...



Davetlerde her zaman şıklığınızla ön plandasınız sizin kendi giyim tarzınızı nasıl tanımlarsınız?




Genelde sade giyinmeği seviyorum, günlük hayatta çok sadeyim.




Tasarımını beğendiğiniz tasarımcılar kimler tasarımcılar kimler ülkemizden olabilir yurdışından olabilir?




Ralph Lauren'i beğeniyorum spor giyimde, yerli modacılarımızdan da Atıl Kutoğlu'nu ve Hakaan Yıldırım'ı beğeniyorum daha kendisiyle çalışma fırsatı bulamadım ama yaptıkları tasarımları çok takdir ediyorum.

Peki son yıllarda ülkemizde gerçekleşen Fashionweek moda haftaları hakkındaki düşünceleriniz neler?

Bu atılımlar ve sosyal faaliyetler ülkemiz için de bizler için de çok yararlı oluyor, çok memnumun bu konularda fazla ilgide var tahmin ediyorum. Daha da iyi olacağına inanıyorum.





Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?




Seyahati çok seviyorum, İstanbul’da çok boş vaktim olmuyor. Fırsat buldukça bir yerlere kaçmayı seviyorum.




Kendinizi nasıl tanımlarsınız?




Detaycı, titiz ve göründüğüm gibi bir insanım.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR