Aralık Derneği'nin kurucuları Elif Dürüst ve Şirin Yalçın kendilerini sosyal sorumluluk projelerine adamış duyarlı iki kardeş. Çok iyi bir uyum içinde olan iki kardeş, annelikten yeni projelerine kadar her şeyi HT Kulüp Yazı İşleri Müdürü Reşit Özet'e anlattı.




Röportaj: Reşit ÖZET


Fotoğraflar: Gürkan KURT



- Aralık Derneği'ni ilk kurduğunuzda neler hedeflediniz? Şu an hedeflediğiniz yerde misiniz?




Elif Dürüst: Ben Dame de Sion’u bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi'nde İngilizce İktisat okudum. Üstüne finans master'ı yaptım. Ancak her zaman psikanaliz ve felsefeyle ilgiliydim. Bu konularla ilgili eğitim ve seminerlere katıldım. Kızım doğduktan sonra, tekrar üniversiteye girip psikoloji yüksek lisansına başladım. Bu süreç içerisinde tanıştığım eğitmenlerle ve kardeşim Şirin ile bir araya gelip dernek kurmaya karar verdik. Çünkü aldığımız bu eğitimlerden çok yararlandık ve başkalarıyla da paylaşmak istedik. Aralık Derneği, başta bir eğitim kurumu gibi kuruldu ama daha sonra çalışmalarımızı sadece bize gelenlerle sınırlamak yerine, gidebileceğimiz yerlere de gitmeye karar verdik. Hem İstanbul’da hem Anadolu’nun çeşitli yerlerinde sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyoruz.




İlk kurulduğumuzda sadece İstanbul içinde proje gerçekleştiriyorduk. Daha sonra Anadolu’daki kadınlara ve çocuklara ulaştık. ''10.000 Çocuk Tiyatroya'' projemiz İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz bir proje ancak Diyarbakır Güzel Sanatlar Lisesi'nde, Van’da Toplum Merkezinde birçok gence ve kadına ulaştık. Ağrı, Kars, Urfa Mardin gibi değişik illerimizin köylerine öğretmen lojmanları yaptık. 26 kız yurduna eğitim ve seminerler götürdük. İlk kurulduğumuzdaki hedeflerimizi ve hatta hayallerimizi gerçekleştirdiğimize inanıyorum. Derneğimizle ilgi bu anlattıklarımızın hepsine daha ayrıntılı bir şekilde aralik.net adlı sitemizden de ulaşabilirsiniz.






- Kardeşiniz Şirin Hanım ile çok iyi bir uyum içindesiniz. Çalışmalarınızdan ve dernekteki görevlerinizden bahseder misiniz?




E.D. Şirin ile iş bölümü yaparak çalışıyoruz. Verilen eğitimler, seminelerin seçimi, eğitmenler ile öğrencileri buluşturmada ben daha çok mesai harcıyorum. Yani eğitim kısmını daha çok ben üstlendim.




Doğu'da yapılan sosyal sorumluluk projeleri ile ise Şirin daha çok ilgileniyor. Proje öncesi oradaki insanlar ile irtibata geçmek, doğru yerde doğru projeyi bulmak için kendisi bizzat oraya giderek projelerin başından sonuna kadar durmak onun görevi oldu. Çünkü Şirin daha önce de sosyal sorumluk projeleriyle bireysel olarak ilgileniyordu. İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisadı bitirdikten sonra iki sene boyunca Çağdaş Eğitim Vakfı’na bağlı Hasdal İlköğretim Okulu’nda ingilizce öğretmenliği yaptı ayrıca Saadet İlköğretim Okulu'nda da spastik çocuklara etüt ablalığı yaptı.




- Aralık Derneği'ni kurma fikri nasıl oluştu? Aralık Derneği'nin temel amaçları neler? Derneğinizde kaç kişiyle faaliyet gösteriyorsunuz?




Şirin Yalçın: Derneğimiz, kurucuları, eğitmenleri ve katılımcıları ile faaliyet gösteriyor. Derneğimizde şimdiye kadar kendi alanlarında başarılı yaklaşık 40 eğitmenimiz eğitim programları düzenledi. Derneğimiz açıldığı günden bu yana yüzlerce kişi eğitimlere katıldı bunlar arasında açıldığımız günden bu yana devam eden katılımcılarımız ve her yeni dönem eklenen kişiler oluyor. Bu seminerlere katılan kişiler ödedikleri para ile aslında bir sosyal sorumluluk projemizin fonuna yardım etmiş oluyorlar yani hem kendi hayatlarına bir aralık açıyorlar hemde başka hayatlara dokunuyorlar.





- 2011 - 2012 yılı seminer programınız belli oldu. Bu seminerden bahseder misiniz?




Ş.Y: Vaka-i Aşk, Bir Desen Atölyesi, Edebiyat Atölyesi, Yaşama Sanatı, Yaşam Koçluğu, İlişkiler, İstanbul’da Popüler Tarih Okumaları, Tasavvuf ve Bilinmeyen Yönleriyle Esma-ül Hüsna gibi eğitici, öğretici birçok konunun konuşulacağı, tartışılacağı ve karşılıklı bilgi alışverişinin sağlanacağı seminer ve kurslar eğitmenler eşliğinde katılanların kişisel gelişimine katkı sağlayacak bir yıl olacak.




- Aralık Derneği'nin bu yıl hedefleri neler?




Ş:Y: İlk hedefimiz başlayan eğitimlerimizin 8 ay boyunca iyi bir katlımla devam etmesi. Yaptığımız sosyal sorumluluk projelerini ise gelen talep ve ihtiyaçlara göre belirliyoruz. Biz hep bir önceki projemizin akışını görmek için Doğu'ya turlar düzenliyoruz, her gittiğimizde yeni bir ihtiyaç ile karşılaşıyoruz genelde bu bir sonraki projemizi belirliyor.



- Kardeşiniz Şirin Yalçın ile zamanınızın büyük bir kısmı Aralık Derneği'nde geçiyor ve büyük emek harcıyorsunuz.. Düzenlediğiniz yardım davetlerinde istediğiniz hedeflere ulaşabiliyor musunuz?



Derneğimiz değişik pek çok proje için çeşitli sergiler, tanıtımlar düzenledi. Ancak en çok fon topladığımız iki yardım gecemiz oldu.

Aralık Derneği “Genç Kızlar Hayata Katılıyor” projesini tanıtmak için Aralık 2010’da bir gece düzenledi. Bu gecenin hedefi, okuma arzusu içinde olan genç kızlarımıza imkan sağlamaktı. Ve gecenin sonunda topladığımız fon ile Hüsnü Özyeğin Vakfı’nın 26 yurdunda okuyan genç kızlarımız için yeni ortak yaşam alanları yarattık, yaşam becerileri eğitimi için de bu yurtlarda hala seminerler düzenliyoruz.


Bunun dışında Ekim 2008'de Anadolu’daki öğretmenlerin yaşadığı sıkıntılardan yola çıkarak ‘Evine Hoşgeldin Öğretmenim’ projesiyle öğretmenlere okullarının hemen yanında lojman yapılmasını sağlayacak bir gece düzenledik. Ağrı Doğu Beyazıt ilçesi Somkaya ve Bardaklı, Iğdır Tuzluca İlçesi Molla Kamer, Urfa Suruç İlçesi Eğrice, Mardin Dargeçit İlçesi Yoncalı, Bitlis Yassıca, Bitlis Alacabük ve Ardahan Dağcı köylerindeki öğretmenlerimize lojmanları teslim ettik.






- Dışarıdan bakıldığında çok iyi bir uyum içindesiniz. Nasıl bir abla - kardeş ilişkiniz var? İş haricinde nasıl vakit geçirirsiniz?

Ş.Y. Biz hayatımızın çoğunu beraber geçiriyoruz. Dernek dışında çocuklarımızla geçirdiğimiz vakitlerde de hep yan yanayız. Sosyalleştiğimiz ortamlar ve arkadaşlarımız da çoğunlukla ortak.




- Elif Hanım, siz ve kardeşiniz Şirin Hanım iyi bir annesiniz. Çocuklarınızla nasıl zaman geçirirsiniz? Nasıl bir anne-kız ilişkiniz var?




E.D: Dernekte geçirdiğim vakit kızımın okulda olduğu zamanlar. Kızım eve döndüğünde bende dernekten eve dönmüş oluyorum ve günümün geri kalanını Yasemin ile geçiriyorum. Çocuk sahibi olmak hayatın her yerinde etkiliyor insanı. İnsan, kendinden ibaret olmadığını idrak ediyor. Çocuğunu sevmek ile insan kendisine ait ama kendisinden farklı bir varlığı sevmiş oluyor. Hoşgörülü olmayı bundan daha iyi öğretecek bir okul olamaz bence.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR