Çalışma hayatına gıda toplayacılığı yaparak başlayan iş adamı Abdullah Acar, şimdilerde Acar Holding Yönetim Kurulu Başkanlığını başarıyla sürdürüyor. İş hayatında maceraya girmeyi sevmeyen Acar, yurtiçi ve yurtdışındaki yatırımlarıyla dikkat çekiyor. Fenerbahçe'de bir dönem asbaşkanlık da yapan başarılı iş adamı, şike iddialarının asılsız olduğunu düşünüyor. Eşi Derya Hanım'la 10 yıldır mutlu bir evlilik yürüten Acar, futbol, iş dünyası ve özel hayatıyla ilgili htkulup.com'a konuştu.
Röportaj: Aybala ÇALIŞKAN
Fotoğraflar: Gürkan KURT
Abdullah Bey, başarılı bir işadamsınız. İş hayatına ne zaman atıldınız?
1950 yılında Bursa'da ilk iş yerimi kurarak gıda toplayacılığı yapmaya başladım. Daha sonra 1958'te İstanbul'a geldim. Birtakım şirketler kurduktan sonra İstanbul'da devam ettim.
Acar Holding şemsiyesi altında bulunan şirketlerinizden bahseder misiniz?
Acar Holding şirketi şemsiyesi altında Acar Factoring, Acar Yapı ve Menkul Değerler, Acar Yapı ve Acar Turizm adında şirketlerim var. Ayrıca yurt dışında da yine iki ayrı şirketimiz mevcut.
Faktoring alanında yıllara dayanan köklü başarınızın sırrı nedir?
Kredi verme komitemiz var. Kurduğumuz bu komite, herhangi bir teklif geldiği zaman oraya gidip araştırıyor. İmzadan çıktıktan sonra bana geliyor sonrasında ben onaylıyorum. Küçük çapta her zaman oluyor ama büyük çapta bir zararımız olmuyor. Çünkü Acar Faktoring çok eski bir şirket. Acar Menkul Değerler, Acar Yatırım o da çok eski bir şirket. Piyasayı ve müşteriyi tanıyoruz. Macerayla işimiz yok. Aman çok cüro yapalım, çok önde olalım diye bir iddiamız yok. Çünkü neden? İstanbul'a geldiğim günden bu yana, bir gün tek kuruş banka kredisi kullanmadım. Faiz meselesi yüzünden değil. Ne kadar param varsa ona göre iş yapıyorum.
Ayrıca yurtdışında emlak sektöründesiniz değil mi?
İlk yurtdışına gittiğimde çok paralar kazandım. Dolar çok seviyeli hareket ediyordu krizler yoktu. Bir süre sonra Amerika'yı bir kriz vuracağını anladım. Gazetede bir yazı okudum, 450.000 konut yapılıyor yazıyordu Florida'da. 450.000 konut piyasayı tabii ki rahatsız eder. Bunun için fiyatlarımızda büyük bir damping yaparak sattık şu anda erittik. Şimdi 12 tane kaldı, onu da keyifle tanıdıklarıma satıyorum.
İş hayatına yeni atılan gençlere neler tavsiye edersiniz?
Maceraya girmeyeceksiniz. Bildiğiniz bir işte hareket edeceksiniz. Gençken her iş öğrenilir ama yaş ilerledikçe bu daha da zorlaşır. İşine çok bağlı olmak gerekiyor. Hala hiçbir gün saat sabah 9.00'dan sonra ofisime gelmem. Yurtdışındaysam saat 9.00'dan sonra mutlaka herkesi arar, ne yaptıklarını sorarım. İş hayatında başarının sırrını şöyle özetleyebilirim: Çalışmak, çalışmak, çalışmak... Büyük borçlar altına girmeden çalışmak en önemlisi. Bazen enflasyondan dolayı, 3 kuruş kazanıyorsun onu da götürüyor. İş hayatına mutlaka simit satarak başlasınlar, fabrika kurabilirler ama bilinçli başlasınlar.
Efsane Başkan Ali Şen ve merhum Güven Sazak başkanlığındaki Fenerbahçe Kulubü'nün yönetim kurulunda görev alıyorsunuz ve bir dönem kulüpte asbaşkanlık da yaptınız değil mi?
Bir otelin açılış davetinde tesadüfen Ali Şen'le tanıştık, aynı masaya oturmuşuz. Tanıştıktan 5 dakika sonra bana, ''Fenerbahçe'ye başkan olacağım kadromu hazırlıyorum, var mısın?'' dedi. Bende ''Varım'' dedim ve el sıkıştık. Çok değil aradan iki sene geçti. Bana, ''Sıktığım el duruyor mu?'' dedi ve yönetime girdik kazandık. Güven Sazak, Ali Şen ve en son Aziz Yıldırım Başkan olduğunda bende başkan vekiliydim.
Fenerbahçe'nin o zamanlarki durumuyla şimdiki durumu arasında ne gibi farklar var?
Geçmişte Fenerbahçe'den anonim şirket diye söz ederken, şimdi holding diyebiliriz. O zamanlar Fenerbahçe milyonlarla ifade ediliyordu, şimdi milyarlarla ifade ediliyor. Burada Aziz Yıldırım'ın hakkını vermek lazım. Gece- gündüz demeden çalışan ve öyle zannediyorum ki, rüyasında bile Fenerbahçe'yi gören biridir.
Son günlerde Fenerbahçe ile ilgili gündemde olan şike iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fenerbahçe'nin içinde bulunduğu şike iddialarının asılsız olduğunu düşünüyorum. Özelikle Fenerbahçe Kulübü'nün şikeye ihtiyacı yok. Çok güçlü bir kadrosu var.
Bu durumda küme düşer mi peki Fenerbahçe?
Fenerbahçe'nin böyle bir durumla karşılacağını sanmıyorum. Eğer Fenerbahçe küme düşerse, Türk futbolu ve ekonomisi ciddi zarar görür.
Şu an yönetimde olsaydınız, bu durumda tutumunuz nasıl olurdu?
Yönetim Kurulu'nda bulunan arkadaşların hepsi Türkiye'nin ekonomisini elde tutan iş adamlarıdır ve şikeyle alakası olmayan kişilerdir. Fenerbahçe'ye kendi işlerinden daha fazla mesai harcamışlardır. Tüm Fenerbahçelileri birlik, beraberlik ve dayanışmaya çağırırdım. Başkanımız Aziz Yıldırım'la aynı dönemlerde çalışmıştık. Nihat Özdemir, Ali Koç, Murat Özaydınlı ve diğer arkadaşlar, pırlanta gibidirler. Aziz Yıldırım, kulübü her Fenerbahçeli'den daha çok seven ve hayatını Fenerbahçe'ye adamış bir başkandır.
Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?
Pendik'te okul yaptırdım. Ayrıca doğup büyüdüğüm Bursa'nın Gürsu kazasında 'Bilgi ve Teknoloji Okulu' yaptırdım.
Bu kadar yoğun tempoda kendinize zaman ayırıyor musunuz?
Gezmeyi çok seviyorum. İşim bittiği an kendimi şöyle ayarlıyorum. Baktım ki pilim bitti, kalemi bırakıp seyehate çıkıyorum. Yurt içi ya da yurtdışında fark etmez. 3-5 gün tatil yapıyorum. Sonradan kaybettiğim günleri fazlasıyla çıkarıyorum.
Derya Hanım'la uzun yıllara dayanan güzel bir evliliğiniz var. Mutlu evliliğinizin sırrı nedir?
Çok iyi anlaşan bir karı -kocayız. 10 yıldır birbirimizi çok seviyor, karşılıklı dinliyor ve anlıyoruz. Yıllarca böyle devam eder inşallah. Çünkü daha çok gencim. (gülüyor) Ayrıca evde huzur olunca işte de oluyor.