Röportaj: Reşit ÖZET

Amerika’da karantina döneminiz nasıl geçiyor?

C.A.T: Evde geçiyor. Herkes gibi dikkat ediyoruz. Ben hamile olduğum için ekstra bir dikkat ediyorum. olabildiğince evde vakit geçirdik. Sadece market ihtiyaçlarımızı karşıladık. Zaten sokağa çıkma yasağı var. Restoranlar kapalıydı. Yavaş yavaş insanlar normal hayata döndü ama dikkat ediyoruz ve her türlü önlemi alıyoruz.

B.T: İlk başlarda daha çok etkilemişti aslında. Florida'daki evlerin büyük ve bahçeli olması ve toplu taşımanın olmaması bizim için bir avantaja dönüştü. Ofise kimseyi almıyoruz. Kendimiz de haftanın üç günü gidiyoruz. Dünyayı bu kadar olumsuz yönde etkileyen, bu kadar acının ve kaybın olduğu bir hastalık için olumlu bir şey söylemem doğru olmaz ama benim yaşadığım bölge için ve benim işlerim için olumsuz bir tablo gelişmedi.

Doğuma az kaldı… Nasıl bir hamilelik süreci yaşadın?

C.A.T: Doğuma 14 gün gibi bir süre kaldı. çok az kaldı diyelim. İlk başta herkes beni çok korkuttu. Çok değişeceksin, duyguların değişecek ve çok farklı olacak dediler. Bende hiçbir şey değişmedi. Aynı Ceyda’yım. 9'uncu aydayım. Hamile olduğumu ben bile unutuyorum çünkü karnım 7,5 aylık gibi. İlk 3 ay çok zordu. Mide bulantılarım vardı ama onlar benim için çok büyük bir problem olmadı. Hamile olduğumu unutuyordum Buğra bana kızıyordu. Hamilesin yavaş hareket et, lütfen dinlen diye o yüzden güzel atlattım.

B.T: Beni de çok korkuttular Ceyda değişecek diye. Ben ondan daha çok stresliyim. Daha çok kaprisliyim. Hiçbir şey anlamadık. Çok güzel duygular bunlar. İyi bir baba olacağımı düşünüyorum. Bir kere vaktim var. Hafta sonlarımı ayırabilirim. Çalıştığım mesleğim çok uzun saatler gerektirmiyor. O yüzden çocukla güzel vakitler geçirebileceğimi düşüyor um, şanslıyım.



Hamilelikte nasıl beslendin? Doğumdan sonra Türkiye’de oyunculuğa devam edecek misin?

C.A.T: Doktor ve diyetisyen kontrolündeyim. Normal hayatımda da çok sağlıklı beslendiğim için ve hayatımda abur cuburlar olmadığı için şanslıydım. Burada insanlar az kilo alsan niye az kilo aldın, çok kilo alsan niye çok kilo aldın diyorlar. Bu aslında insanların bünyesine göre farklı tepki veren bir durum. Toplamda 9 kilo aldım. İşlerim olduğu sürece hem Amerika'da hem İstanbul'dayım. Bu yüzden insanlar oyunculuğu bıraktığımı düşünüyor. Ama ben bıraktmadığımı 8 ay önce gösterdim. İstanbul'daydım dizi çekimleri için. Doğumdan sonra iyi bir proje olursa döneceğim.

B.T: Biz tanıştığımızda da oyunculuk yapıyordu. Ben Ceyda'nın oyunculuğunu beğenerek izliyorum. Oyunculuğa devam etmesinde de bir sakınca görmüyorum. Sonuçta benim Amerika'ya ve burada hayatımı devam ettirme kararıma saygı duydu. Bende onun mesleğiyle ilgili her karara saygı duyuyorum. Benim tabi ki fikirlerimi alıyor. O mutlu olduğu için bende mutluyum.

İlişkiniz adına zor zamanlar yaşadınız.. Konu en son evlilik ve çocuğa geldi… Bu nasıl bir süreçti?

C.A.T: Aslında her ilişkinin zorluğu var. İstanbul'da yaşasaydık da zorluğu vardı. Sevgilinin de anne, baba ve çocuklarında yan yanayken zorluğu var. Uzakta olduğumuz için biraz daha zor. Mesela mutsuz oluyorsunuz yanınızda sevdiğiniz insanları istiyorsunuz ve yan yana olamıyorsunuz. Aradaki bağ kuvvetliyse ve birbiriniz anlıyorsanız bu bile yetiyor. Bizimde birbirimizi üzdüğümüz zamanlar oldu ama aradaki sevgiyi korumaya çalıştık, ona tutunduk.

B.T: Kolay bir süreç değildi. Buraya taşınmadan önce buraya geleceğimden haberim yoktu. Bir anda ortaya çıktı. Tabii ki zorlukları var. Bu bir masal ya da hikaye değil. Allah yardım etti. Doğru insanlarla tanıştım, doğru işler yaptım. Çok büyük bir risk aldım. 24 saat çalıştım ve doğru zamanda doğru yere geldim diyelim. O gün burası için doğru yer ve zamandı. Burada yaşamaktan mutluyum. Yarın ne olacağı belli olmaz. Çocuk olduğunda Türkiye'de daha fazla zaman geçireceğiz. Benim ve Ceyda için aile kavramı çok önemli. Çocuğun anneanne, babaanne ve dedeleriyle zaman geçirmesi, bizim büyüdüğümüz kültürle büyümesi benim için önemli. Kesinlikle burada yaşıyorum diye önce İngilizce öğrensin gibi bir durum olmayacak. Evde Türkçe konuşulacak. Yazları Ceyda Türkiye'de geçirecek çocuk Türk kültürünü alsın diye. Yarın ne olur bilmiyoruz. İşim ne gerektiriyorsa onu yapar ve orada yaşarız.

Kızınızın ismi belli mi?

C.A.T: Aslında çok isim düşündük. En son Talya ismine karar verdik. Sonbaharı müjdeleyen, şans ve bereket veren, hayvanlar aleminin kraliçesi anlamına geliyor.

B.T: Bende alfebetik olarak çok sevdim. Anlamını dinlemeden önce hem Ceyda'nın hem de benim ismim a harfiyle bitiyor. Ailedeki kızların büyük çoğunluğunun ismi a harfi ile bitiyor. Erkek olsaydı Turgut koyacaktık ismini babamın özel hayatında arkadaşları T.T der Talya'da T.T Talya Toplusoy yani.

C.A.T: İlk inanmadılar ve bize şaka yapıyorsunuz dediler. Bende inanmamışım çünkü bizim öyle bir planımız yoktu. Doktoru bulup emin olduktan sonra ailelerimize açıkladık. Ailelerimiz de çok mutlu.

B.T: Bu kadar kötü geçen bir yılın içinde aileye yeni bir bireyin katılacak olması ciddi bir heyecan yarattı. Çok olumlu bir haber oldu. Şuanda herkes çok mutlu.



Baby shower yapmak yerine cinsiyet partisi düzenledin. Kimin fikriydi?

C.A.T: Hollywood oyuncusundan ders aldım. Burada oyunculuk anlamında çok güzel teknikler öğrendim. Çocuk projesinde oynarken herkes senin de çocuğun olsun diyordu. Şimdi olacakmış. Orada da anneyi oynuyordum. Belki bundan sonraki rollerde farklı bir anne olurum. Babyshower'a karşıyım. Bizim kültürümüzde yok. Doğmamış bir çocuğa eğlence yapmakta bana biraz farklı geliyor. Cinsiyet partisi de yapmayacaktım ama arkadaşlarım zaten Babyshower'a karşısın biz düzenleyelim bu sadece cinsiyetini öğreneceğin bir durum dediler. O yüzden küçük bir şey düzenledik.

B.T: Çok büyük bir sürpriz oldu. Normalde balon falan patlatırlar, bizde 12 tane balon vardı. İçinde 3 tane pembe 3 tane mavi ve geri kalanları boştu. Tek tek patlatarak gittik son bir balon kaldı. Ailelerimiz canlı yayında 40 derece sıcak bir hava ve arkadaşlarımız yanımızda. Ceyda patlattı. Ben açıkçası erkek veya kız gibi bir tercihim yoktu ama çok büyük bir sürpriz oldu. Bizde çok eğlendik.

Türk yemeklerini özlüyor musunuz?

B.T: Türk yemeklerini özlemiyoruz çünkü Ceyda bu konuda çok başarılı. Bende pandemide başladım ama Ceyda aşırı başarılı. Buradaki tüm arkadaşlarımız Türk yemeklerini özleyince bizim evimize geliyor.

C.A.T: Buğra daha çok özlüyor. Ben sebze ağırlıklı beslendiğim için özlem çekmiyorum ama Buğra deniz kıyısında balık ya da kebap yemeyi özlüyor.



İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR