Röportaj: Aybala ÇALIŞKAN
Fotoğraflar: Onur AYDIN
- Aslı Ersu'yu tanımayanlar için kendinizden bahseder misiniz?
1959 yılında Paris'te doğdum. Yeniköy'de çok kalabalık bir evde büyüdüm. Ablam Zeynep Fadıllıoğlu, kuzenim Rıfat Özbek'tir. Hepimiz aynı evde büyüdük. Çok mutlu bir çocukluğum oldu.
- Üniversite yıllarınız nasıl geçti?
18 yaşında liseyi bitirdikten hemen sonra evlendim. İngiltere'de Inchbald School of Design'da ablam Zeynep Fadıllıoğlu ile beraber sanat tarihini bitirdim. 19 yaşında anne oldum, 20 yaşında boşandım. 26 yaşında Kaya Ersu ile tanıştıp, 28 yaşında onunla evlendim. 2 çocuğum oldu. Şimdi en büyük oğlum Emir'den torunum var. Diğer torunum ise hayırlısıyla 1 ay sonra gelicek.
- Dekorasyon merakınız nasıl başladı?
Öncelikle benim çok zevkli bir annem var. Müthiş bir renk ve kumaş zevkleri var. Zaten şu anda ablam Zeynep Fadıllıoğlu ile beraber çalışıyorlar. Ben her şeyin görgü olduğuna inanıyorum. Onları görerek büyüdük. Bu işe başladığım zamanlarda öyle bir tarafım olduğunu hiç bilmiyordum ama demek ki varmış. Geçen sene biraz da ablamın baskıyla bu işe atıldım.
- Dekorasyona başladığınızda keşke daha önce başlasaydım dediniz mi?
Hiç demedim. Çocuklarımı keyifle büyüttüm. Her zaman evde onlarla olmaktan da çok büyük bir keyif aldım. Kendi çocuğuma tabii ki neden erken yaşta çalışmadın diye baskılar yaptım. Ama kendim böyle bir üzüntü yaşamıyorum. Demek ki vakti şimdiymiş. Ablam Zeynep Fadıllıoğlu, ''Artık bir şeyler yapman lazım dedi, ertesi gün bende onun ofisine gidip bu işe atılmaya başladım. Yani ben hayatımda birinin söylediği hiçbir şeyi bu kadar hızlı yapmadım. Demek ki çok hazırmışım diye düşünüyorum. Sonrasında ise gayet şanslı bir şekilde işlerim yolunda gitti. Aradığım yerleri buldum, beraber çalıştığım arkadaşlarımla tanıştım. Herşey çok güzel bir şekilde yoluna girip gitti.
- Ürünlerinizin çoğu kendi zevkiniz mi?
Hepsi kendi zevkimiz.Tabiiki Zeynep Fadıllıoğlu ürünlerini kullanıyoruz. Onun haricinde ben her şeyi kendim gidip alıyorum. Her seferinde değişik malzemeler alıyorum. Dışarıda galeri diyorlar ama butik gibi düşünün. Bu sefer bazı ürünler var ama onlar bittiği zaman yok. O zaman farklı şeylere yöneliyoruz. Eski ardeko ürünler, eski bir çin masam, Z.F de var. İlerde inşallah daha çok kendi tasarımımıza geçmek istiyoruz. Bazı insallar var illa dekaratör tutmak istemiyor. Evlerinde dekaratör tutmak istemeyenlere biz çok güzel bir örneğiz. Burda hangi masa neyle kullanılacak, ne nasıl yapılacak, bunların hepsinin hazır bir şekilde gösterebiliyoruz. Yani biz dekaratör değiliz. Ama her şeyi yapabiliyoruz. Biz bir yaşam stili gösteriyoruz.
- Sizin gözünüzde bir evi şık yapan objeler nelerdir?
Bence bir evde her eşya çok fazla karışık olmamalıdır. Ben biraz sadeliği seviyorum. Mutlaka herkesin kendi evi kendi zevkine göre olmalıdır. İnsanlar sadece dekaratöre teslim olmamalıdır. İnsanların kendi zevki evlerine yansımalıdır. Ben öyle düşünüyorum ve her zaman kendi evimde de bunları uyguladım. Çeşitli stillerin bir araya gelebileceği düşüyorum, ama asla çok karışık eşyaları sevmiyorum.
- Ev dekorasyonu konusunda dostlarınıza, yakınlarınıza verdiğiniz tüyolar oluyor mu?
Ben daha çok yeniyim ve kendimi çokta öne çıkarmayı seven biri değilim. Ben yapıyım ben söyleyim şeylerim yoktur hatta tam tersi kötü bir satıcıyımdır. Bu sana evine hiç olmaz dediğim kişiler de çok oluyor. Tabii ki onlar bana yardımcı olduğu gibi ben de oluyorum. Ama netice olarak dediğim gibi ben bir dekarator değilim.
- Ablanız Zeynep Fadıllıoğlu'nun eserlerinden en çok hangi eserine hayranlık duyuyorsunuz?
Bence 'Şakirin Camii' muhteşem bir olaydır. Hem 'Şakirin Camii' muhteşemdir, hem de bir kadının bir camiyi yapması muhteşem... Bence Zeynep'i de dünyada haklı olarak apayrı bir yere taşımıştır. Çünkü müthiş bir iş başardılar.
- İstanbul'da birçok dekorasyon mağazası bulunuyor. Sizin onlardan farkınız nedir?
İstanbul'daki dekorasyon mağazalarıyla hiç benzemiyoruz zaten. Mağazımıza giren herkes, nihayet farklı bir dükkan diyorlar. Demekki diyorum aynı değiliz. Ben gidip her şeyi kendim seçtiğim için kendi sevdiği şeyleri aldığım için bu farkımızı da yansıtıyoruz. Farklı olduğunu da kendimden değil en çok gelen müşterilerden anlıyorum. Herkes içeride çok farklı eşyalar olduğunu söylüyor.
- Sizin gözünüze çarpan objelerden, "Şunu arkadaşıma ayırayım, mutlaka çok sever." dediğiniz eşyalarınız oluyor mu?
Tabii ki çok var. İsim vermeyeyim ama bunu o çok sever ve çok beğenir dediklerim de doğru çıkıyor.
- Evinizi nasıl dekore ettiğinizi çok merak ediyorum?
Evimizi eşim Kaya Ersu ile beraber tasarladık. Çok Afrika stili var. Eşim Kaya'nın Afrika'dan getirttiği heykeller bulunuyor. Birçok Türk sanatçının eserlerini almaya çalıyoruz. Koloniyel tasarımlarda var, İngiliz tasarımları da var. Ama yine de her şeyin içinde sade olmaya çalıştık. Sadeliği çok seviyorum.
'Sıradansanız sıradan işler yaparsınız'
- İş hayatında sıradanlıktan kurtulmak adına neler yapıyorsunuz?
Her zaman kendim oluyorum ve kendi zevklerim oluyor. Şu dükkanda şu çok satılıyormuş diye gidip aynısını almıyorum. Ablam Zeynep Fadıllıoğlu'nun bile bir tasarımını alırken ben bunu böyle farklı istiyorum diyorum. Sıradansanız sıradan işler yaparsınız ama ben öyle olmadığımı düşünüyorum.
- Mağazanızı bundan birkaç yıl sonra nerelere taşımayı düşüyorsunuz?
Hepsini oldukça takip ediyorum. Birçok fuarları takip etmeye çalışıyorum. Bir sürü sanat etkinliğine gidiyorum, kendimi yenilemeye çalışıyorum. Ama bir eşya alıyorum ve onların satıp satmıcağını yavaş yavaş öğreniyorum. Tabi Türkiye'nin bugün ki durumunda insanlar ne kadar alışveriş yapmak istiyorlar onu da bilmiyorum. Çok şanslı bir zaman değil. Ama Allah bana yine yardım edicektir. Takip ediyorum etmeye çalışıyorum. Daha yeniyim ve bunu oturtmayı düşünüyorum. 10 tane daha mağaza açmak gibi bir hevesim yok. Ama isteğim inşallah gelecek seneden itibaren daha çok kendi tasarımlarımızı ve kendi yaptırdığımız objelere ağırlık vermek istiyoruz. Yani şu an %70 daha çok ithal ürünler varken bunu aşağı çekip hepsinde kendi tasarımlarımızın yer almasını istiyoruz.
- Kendinizi bu hayatta şanslı görüyor musunuz?
Kendimi çok şanslı görüyorum. Allah'a şükür güzel bir ailenin içinde büyüdüm. Belli bir bilgi birikiminde büyüdüm. Etrafımdaki insanlardan çok şey öğrendim. Her zaman kendimi şanslı gördüm. Ailemden, çocuklarımdan her konuda çok şanslıyım. Allaha şükür kendimi hep şanslı bir insan olarak gördüm. Allah bana hep yardım etti, etmeye de devam edicek inşallah.