2016 hakkında hepimizin düşündüğü ‘Ne kötü bir yıldı değil mi' söylemi George Michael'ın ölümüyle nefrete dönüştü artık. Haberi bana gecenin 04.30'unda veren arkadaşım "Miley Cyrus'lara kaldık artık, ne feci" diyerek olayın korkunçluğunu müzik dünyası tarafından özetledi ama benim için acı daha büyüktü. 80'lerden beri hayatımda olan, müziğinden beslenip stilinden ilham aldığım, savaşçı yönünden güçlendiğimi hissettiğim biri gitti. Müzik dünyasındaki ezici sistem onu hiçbir zaman mutlu etmedi aslında ama o bizi her zaman iyi şarkılarla doyurmayı bildi. İlk solo albümü ‘Faith' 14 milyon satış rakamıyla kendisini bir anda süperstar kategorisine yükseltirken, bu dönemden önce Sony Music'le yaptığı 8 albümlük kontrat kendisini ‘müzikal bir köle' nitelendirmesine neden olmuştu. Aslında o dönemden beri mutsuz bir insan olarak devam etmişti yola doğrusu. 5 milyon satış rakamlı sonraki albümü ‘Listen Without Prejudice Vol 1' piyasaya çıktığında Michael ve Sony davalıydı. Albümün kliplerinde ve tanıtım projelerinde yer almayı reddetti. Bu yüzdendir ki albümden alınan ikinci single ‘Freedom'un klibinde dönemin top modelleri Cindy Crawford, Naomi Campbell ve Christy Turlington rol aldı, George Michael'ın yokluğunu kapatmaya çalıştı. Sony Music'e açtığı davayı kaybedince sonraki adımlarını AIDS fonuna yardım olsun diye programladı. Şirketine para kazandırmak istemediğini açıkça belirten Michael, Elton John ile düetlediği ‘Don't Let The Sun Go Down On Me' şarkısının tüm gelirini AIDS Foundation'a bıraktı. Sonraki sene kendine albüm yapmak yerine yine bu kuruluş için ‘Red Hot + Dance' adında bir toplama albüm çıkarıp, yeni şarkılarını bu yardım albümünde değerlendirdi. Sorunu çözüp kendini özgür hissettiği yıllarda erkek arkadaşını kaybedip hayatın başka zorluklarıyla karşılaştı. 1996 yılında piyasaya sürülen ‘Older', Anselmo Feleppa'ya yazılmış şarkılarla doluydu. Sevdiğini kaybetmenin tarifsiz acısını dindirmek için hayatta her yolun denenebileceğini de ondan öğreniyorduk. 1998'de halka açık bir tuvalette polislere yakalanma hikâyesinin ardından yayınladığı ‘Outside' single'ının videosunu disko halinde tasarlanmış bir tuvalette çekti. Acıdan espri yaratma cesaretini sergilediği onlarca hikâyeden biriydi bu. Ömrü savaşla dolu olanlar uzun yaşamıyormuş demek ki. Artık orta yaş sayılabilecek 53'ünde hayatını kaybedeceği aklımın ucuna bile gelmezdi. 2016'nın lanetini kutsayan bir ölüm oldu. Seni özleyeceğim George Michael.
Iskaladıysanız göz atın
MALUM olaylardan dolayı George Michael kurşun gibi albümler yaptığı dönemlerde şarkılarını doğru düzgün tanıtamadığı için bazı şeyleri ıskalamış olabilirsiniz. İlk olarak canlı canlı Queen şarkılarını söylediği ‘Five Live EP'den başlayabilirsiniz mesela. Bugüne kadarki bütün hit şarkılarını topladığı ‘Ladies & Gentlemen' ise popüler yönünü görmeniz için ideal bir seçim. İlk solo çalışması ‘A Diffrent Corner', Aretha Franklin düeti ‘I Knew You Were Waiting' ve cover şarkılardan oluşan ‘Songs from the Last Century' albümünün tamamı onun eşsiz dokunaklı vokalini anlayabilmek için ideal şarkılarla dolu.
Yıldız'ın içtenliği
YILDIZ Tilbe'nin genelde sabaha karşı Twitter'da hayranları ile yaptığı sohbetler çok değerli. Sevenleriyle buluşup muhabbet ediyor, dertleşiyor. Önceki gece sürekli "Neden eskisi gibi şarkılar üretmiyorsun" diye soranlara cevabını verdi Yıldız, içtenliği gözümü doldurdu: "İnsan beş duyusuyla hareket edermiş. Bu beş duyu insanın organları gibi yaşlanırmış, hisleri de yaşlanırmış insanın, duyuları gibi eskirmiş. Eskiden üç iğneye aynı anda ipliği geçiren ben artık ne iğneyi görüyorum ne ipliği. Eskiden bir tıkırtıya uyanırdım, şimdi gürültüyü duymuyorum. Bunları bana ‘Abla niye eski şarkıların gibi şarkılar yapmıyosun' diyenlere yazdım. Çünkü ben eski ben değilim. Eskidim. Hislerim de öyle!" Yıldız eskisi gibi şarkılar yapamadığını farkında da yıllardır eski şarkılarına ulaşmayı deneyen starlardan birbirinin aynı şarkılar dinlememiz ne olacak peki?
Cem Yılmaz SAHNEYE ÇIKTI!
MOR ve Ötesi'nin 20'nci yılı için verdiği konserin haberleri bu şekilde verildi: Cem Yılmaz sahneye çıktı. Aynı konserde müziğin en önemli isimlerinden Bülent Ortaçgil'in ya da kadın ozan Şebnem Ferah'ın da sahneye çıkmış olması hiç önemli değil sanki. Hatta hiçbir şeyin uzun süre devam ettirilemediği müzik dünyasında bir grubun 20. yılını doldurmuş olması bile önemli değildi. Cem Yılmaz kendi deyimiyle "Bir şarkı nasıl söylenemez" onu gösterdi ve bingo! Grup da bu durumu farkında olup Cem Yılmaz'ı o yüzden mi çağırdı acaba?