NEDEN spor yapan arkadaşınızın fotoğrafının altına "Geçen sene de böyle gaza gelmiştin sonra deli gibi kilo aldın" yazıyorsunuz ya da "Ben seni biliyorum iki ay sonra çikolata krizine gireceksin" diyerek onun şevkini baltalıyorsunuz? Bir de sigarayı bırakanlara yapılan zulüm var tabii. Neden size sigaradan bıktığını ve bıraktığını anlatırken ilk cümleniz "Ben seni gelecek hafta görürüm" oluyor? İçinizde tutamadığınız, zaman zaman serbest bıraktığınız bu minimal kötülük neden var? İnsanların anlık mutluluklarına karşı kurşun sıkmayı adet haline getirdiğinizin farkında mısınız? Kadınlar arasında o gün makyaj yapmaya vakti olmamış arkadaşa da çok gaddar davranılır mesela. "İyi görünmüyorsun" diye lafa başlanır, kadın gerisini duymaz zaten, yıkılmıştır. Ya da deli gibi çalışan arkadaşa, ayakta durmakta zorlandığı günlerde "Yorgun görünüyorsun" çakılıverir! Sanki çocuk günlerdir yoğunluktan uyuyamadığı için yorgun göründüğünü farkında değildir, sizin söylemenize ihtiyacı vardır! Böylece üzerinizde kalan son enerji damlası da sömürülür gider. Mesela o arkadaşlarınızın hiçbiri "İyi görünüyorsun" dememiştir hayatınız boyunca. "Kötü görünüyorsun" o kadar kilit bir söz ki yakın bir arkadaşınız söylese gidip kafanızı omzunuza yaslayıp ağlayacak kadar dolu olduğunuz günlerde dış kapının mandalı karşınıza geçip neyin var bile demeden "Kötü görünüyorsun" dediğinde üstüne yürümek geliyor içimden. Kendilerine sorsan "Seni düşünmek de kabahat" derler, anca bir timsah kadar düşünceli olduklarını hiçbir zaman kabul etmezler. Cemal Süreyya demiş ki "Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum!" Onun gençliğinden beri insanların densizliği değişmemiş demek ki!

Isır beni Alexander

Istanbul bu sefer oldukça seksi bir konuğa ev sahipliği yaptı. İsveçli aktör Alexander Skarsgard festivalde gösterilecek olan ‘Bir Genç Kızın Dramı' (Diary of a Teenage Girl) isimli yapımın galası için İstanbul'a geldi. Geldiği gün adına İsveç Büyükelçiliği'nde bir davet verildi ve tabii ki ben de oradaydım. Salona hepimizden geç gelen oyuncu neredeyse tüm geceyi giriş kapısında geçirecekti! Onun salonda gözükmesiyle birlikte bütün konuklar ona doğru ilerleyince bir adım daha atamadı doğrusu. Saat farkı nedeniyle jet lag yiyip, bir de üzerine gelir gelmez hamama götürülünce iyice yumuşamış, gözleri kapanıyordu nerdeyse. Ama yine de son gücüne kadar salondaki herkesle sohbet etmeyi atlamadı. Salondaki genel muhabbet ise onun seksiliği üzerineydi tabii ki. ‘True Blood'ın seksi vampiri Eric rolünden etkilenildiğinden midir nedir, herkes adamın boynunu ısırmaya takmıştı, anlamadım!

Cesur popçu!

HAFTA sonu HT Magazin'de Arif Hür'ün Simge röportajını okurken yeni single ‘Yankı'dan bahsedildiğini gördüm. Bu kez tercihini slow bir şarkıdan yaptığını ve ters köşe yapmak istediğini söylediği için korka korka şarkıyı dinledim! Korka korka diyorum çünkü memleketimin slow'larıyla aram hiç iyi değil. Sezen Aksu'nun yolundan gitmeye çalışa çalışa acılı pop şarkılarını arabeskle aynı yola sokanlar yüzünden yavaş şarkılardan yıllardır kaçarım. Ülkemin rock'çıları bile arabeskçi oldu çıktı biliyorsunuz. Fakat Simge'nin ‘Yankı'sı bir hayli tatlı olmuş. Bundan sonraki şarkısının da deep house tadında olacağını duyunca Simge'ye karşı merakım iyice kabardı! Kendisine cesur popçu desek yeridir...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR