Yazıya başlarken “Kadın gücü dünyadaki etkisini arttırmaya devam ediyor” diye bir cümle kuracak oluyorum, kendi kurduğum cümle bile bana yabancı geliyor. Öyle ya, sayıları ülkemizde az olsa da erkek ve kadın eşitliğini benimseyip, diğer türlüsünü garip bulanlarımız da var. Ama bu sorun ciddi anlamda sadece ülkemizin sorunu değil. Roma’da katıldığım bir panelde Altın Çağ’da geçen yeni dizisi The Alienist’den bahseden Dakota Fanning’in ağzından “O dönemde kadınların neler çektiğini iyi anlıyorum ama 2018’de bile bu eşitsizliğin var olması çok ürkütücü” minvalinde cümlenin dökülmesi beni şaşırtıyor. Bir başka hikayemde Lucy Liu ile röportaj yaparken, yeni dizisi Luck Cage’in bir bölümünü yönetmesi hakkında soru sorduğumda güzel oyuncunun ağzından “Kadınların da aksiyon filmlerini yönetebileceğini göstermek adına yaptığım işe çok değer veriyorum…” Kendi ülkemin kadın erkek eşitliğini hakkında ne durumda olduğunu biliyorum ama milyon dolarlara imza atan güçlü kadınların bile bu eşitsizlikten bahsetmesi konuyu daha da derinleştiriyor.

Hepimizin canına tak eden olaylar yaşadığımız şu günlerde “Bir isyan başlasın artık / Kendini üstün sananlara” sözüyle durumumuzu özetleyen ve güç veren bir şarkı var aramızda; Bastırın Kızlar. Sertab Erener’in yeni single’ı olan bu şarkının sözleri Can Bonomo tarafından yazılmış hatta. Tom Waits, Iggy Pop, Elvis Castello gibi efsanevi isimlerle çalışan ve 7 kez Grammy’e aday olan Joel Hamilton tarafından mix’lenen şarkının düzenlemesinden Emre Kula var. Emre Kula’nın sert hatları ve Sertab Erener’in mükemmel vokaliyle birleşince ortaya çıkan sonuç bir marşın ötesinde. Sertab Erener ve Emre Kula’nın rock hareketi Oceans of Noise ise 27 Temmuz’da Küçükçiftlik Park’ta sahne alacak olan Joe Satriani’nin alt grubu olarak çıkacak. Gecede Pentagram’ın da sahne alacağını söylersem Sertab ve Emre’nin rockseverliği daha iyi anlaşılabilir belki. Sertab içindeki rock ruhunu bu grupla doyuma ulaştırıp kendi şarkılarına pek bulaştırmadığı sürece hiçbir problem yok.

Yunan Adası demişken

Bugün vizyona giren Mamma Mia’nın ikinci bölümünü izlemeye başladığımda ilk önce yoğun olarak gözlerim Merly Streep’i aradığı için filme odaklanamadım. Ama sonrasında müthiş Yunan Adası Skolopes’da (Kalokairi) gerçekleştirilen çekimlere sıra geldi ki, işte o ara çoktan hipnotize olmuştuk bile. İlk filmin de aynı adada çekilmesinin ardından büyük patlama yaşayan Skolopes, misafirleri arttıkça yükselen otel ve restoran fiyatları ama buna endeksli olarak gelişen gece hayatı ve doğal alandaki sahilleri ile popülerliğine popülerlik katacak. Filme gelince, dediğim gibi ilk yarıda baskın kadın Merly Streep’i arıyorsunuz ama sonrasında kendinizi filme kaptırıyorsunuz. Hele bu bölümün starı Cher’in olaya dahil olmasıyla Mamma Mia 2 iyice yükseliyor. Modası asla geçmeyecek olan ABBA şarkıları ise her zamanki gibi ışıl ışıl. İlk filmdeki kadar yükselmeseniz de ada hayatı, günlük mucizeler ve deniz havası iyi geliyor.

Festival ayağımıza geldi

Euro alıp başını gidince yabancı festivalleri takip etmek zorlaştı tabii. Sahil şeridinde sağlam festivaller yapılırken İstanbul’da kalanlar da unutulmadı. Hafta sonu Kilyos Suma Beach’te toplanacak olan elektronik müzik severler Big Burn Festivali ile birlikte konaklamalı bir tatil keyfi de yaşayabilecek. Hiç çadır deneyimimim olmadığı için bu sıcakta nasıl baş edilir bilmiyorum ama güzel müzik dinlemek için Suma Beach’te buluşulacağı kesin. Günübirlik gelenlerin de kendi araçları yerine servis yapan shuttle’ları kullanarak gelmesini tavsiye edebilirim. O kadar eğlenip, güneş ve denizde yorulduktan sonra araba ile şehre dönmek kabus olabiliyor. Cumartesi gecesi Furkan Kurt’u, Pazar günü de Claptone’u dinlemeden yollara düşmeyin sakın!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR