HOLLYWOOD filmlerinin 'taç' giyme töreni Oscar'larla ilgili bir film yapılsa her halde önceki akşam 89. Oscar Ödülleri töreninin finalinden daha iyi bir son yazılamazdı.




Ama biz önce gecenin başına dönelim!




Tüm dünyada milyonlarca insan, beyazperdenin en havalı yıldızlarının birer birer sahneye çıkıp, 'sınırlarına duvarlar ören, insanların ülkesine gelmemesi için yasaklar koyan' yeni başkan Trump'a ağzının payını vermesini bekliyordu.




İnsanların ne söylediğine kulaklarını kapatıp kimseyi dinlemeyen, 'dediğim dedik çaldığım düdük' kafasıyla gazetecilere yalancı, Merly Streep gibi bir oyuncuya 'abartılmış' yaftası yapıştıran, alayhine karar veren mahkeme başkanına 'sözde yargıç' diye meydan okuyan Trump'a karşı Hollywood!




Şeytani Saurona karşı duran Hobitt Frodo ve Yüzük Kardeşleri gibi... Tam Oscar'lık bir kapışma...




Şıklar-rüküşler resmi geçidi




Açıkçası ben de bu 'epik mücadele' için geçtim ekran karşısına... Ama işin başında kendi üstüme başıma bakmadan kırmızı halıda arz-ı endam eden güzel kadınlar ve yakışıklı adamları "Bu şık, bu rüküş. bu rüküş, bu rüküş" diye b.klamanın keyfi en baba Hollywood filminde yoktu doğrusu. Trance Howard'ın 'röbdöşamdırdan bozma smokini', Jesica Biel'in perdelik kumaştan elbisesi derken toprağı bol olsun 'Moda Polisi' Joan Rivers'a mezarında birkaç tur attırdım.




Daha ağız tadıyla Nicole Kidman'la kocası Keith Urban'ın 'ne kadar da sentetik' bir çift olduğu üzerine fikirlerimi ortaya saçacaktım ki tören saati gelip çattı.




ABD'DEN NEFRET EDEN 225 ÜLKE




Gecenin sunucusu Jimmy Kimmel şaşırtmadı. Espirlerle süslü açılış tiradında 'Birlik' mesajı verdi: "Bu şov milyonlarca Amerikalı ve bizden nefret eden 225 ülkede izleniyor. Ülke şu anda bölenmüş durumda. Herkes benden bizi birleştirecek bir şeyler söylememi istiyor. Ama bizi birleştirecek adam ben değilim. İzleyen milyonlarca kişi şu anda aynı fikirde olmadığı birine liberal ya da muhafazakarlığı bir yana bırakıp bir Amerikalı olarak dokunsa, pozitif, saygılı bir dille konuşsa, işte bu Amerika'yı yeniden büyük bir ülke yapar. Bu bizimle başlasın..."




ELİTLERLE HALK KARŞI KARŞIYA




Bu açılışın ardından gece boyunca sahneye çıkanlar hep 'birlik', 'birbirini anlama' 'birbirini dinleme' mesajı verdi. Kimse çok 'sivri' kelimeler kullanmadı konuşurken. Kaba saba cümlelerle, 'hamaset' de yapmadı.




Los Angeles'ta tura çıkıp bir müzeye geldiklerini sanan turistlerin salona alınıp ancak beyazperde görebildikleri 'dev yıldızlarla' karşılaşmaları Hollywood'un kendilerine 'elitist' diyen Trump'a zarif bir cevabıydı mesela.




Ya da değişik ülkelerden insanların ağzından 'sinemanın anlamını' anlatan klip 7. sanatın büyüsü üzerine ders niteliğindeydi.




Herkesin gülüp eğlendiği, ince ince mesajların havada uçuştuğu gecenin finalinde olacakları kimse tahmin edemezdi elbette.




İNSAN YALNIZ SÖZLE İNSANDIR




Efsanevi Bonnie ve Clyde'ın iki yıldızı Faye Dunaway ile Warren Beatty sanheye çıkıp ellerindeki zarfı açana kadar 'yedik-içtik, güldük-eğlendik ve bir Oscar'ın daha sonuna geldik' klişesine cuk oturacak bir gece olmuştu ki Dunaway, "La La Land" dedi.




Bütün gece 'anlamak', 'anlaşılmak', 'dinlemek', 'dinlenmek' üzerine mesajlar verilen gecenin finali 'bir yanlış anlama' yüzünden tarihi bir hataya sahne oldu. Dunaway'in yanlış zarfı okuduğu anlaşıldığında La La Land'ciler ailelerine teşekkür konuşması yapıyordu. Sonrası, 'hüsran', 'sevinç', 'şaşkınlık', 'kızgınlık', 'mahcubiyet', 'zafer', 'mağlubiyet' gibi duyguların havada uçuştuğu karman çorman bir sahne ve perde...




Aday filmlerden, benim favorim, Arrival'de uzaylılarla temas kurabilmek için onları dinleyen ve yoktan bir dil oluşturan dilbilimciyi törenin sonunda daha iyi anldım.




Montaigne'nin dediği gibi, "İnsan yalnız sözle insandır, yalnız sözle bağlanırız birbirimize..."

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR