İstanbul'da trafiksiz hayat oh ne rahat
"Temmuz-ramazan-tatil" derken İstanbul bomboş. Trafiksiz hayat gerçekten çok rahat. Trafik olduğu zaman 2 saatte ulaştığınız yere 10 dakikada gidiyorsunuz. İstanbul trafik olmadığı zaman o kadar güzel ki size anlatamam. İnanın hiç bir yerlere gitmek istemiyorum. İstanbul'un bu güzel halinin tadını çıkartmak istiyorum ama önümüzdeki günlerde maalesef bu güzelliği bırakacağım. Sonuç olarak trafik çilesini de aylarca çeken biri olarak az biraz özleyeyim İstanbul'u öyle değil mi? İstanbul boş demişken evet AVM'ler, parklar, bahçeler, sinema salonları, restoranlar, kulüpler, barlar her yer boş. Çok az insan var. Sakin günler yaşıyor. Ki inşallah şu güzel ramazan ayında da huzurlu ve sakin geçer. Malum ağustosta siyasi anlamda hareketli günler başlayacak. O yüzden sakin bir temmuz hepimize iyi gelebilir. Keza toplum olarak huzura, sakinliğe ve kesinlikle ruhlarımızın düzelmeye ihtiyacı var.
Bari bu ay bunları yapmayın
-Yalan konuşmayın.
-İftira atmayın.
-Kötülük düşünmeyin.
-Kötülükle mutlu olmak için bir ay mola verin.
-Zor ama kötülük yaptığınız insanların yerine kendinizi koyun.
-Çalmayın, çırpmayın.
-İnsanlara baskı yapmayın.
-İbadetinizi gösteriş için değil kendiniz için yapın.
-Oruç tutmayıp oruç tutuyor gibi yapmayın. Özellikle de oruç tutmayanlara "Neden tutmuyorsunuz?" diye yalandan baskı yapmayın.
-Sosyal medyada 1 ay olsun gösterişten laf sokmayın. Hatta çok biliyormuş gibi her olaya kelam etmeyin.
'Esin benim arkadaşım neden yazıyor'
Arda Turan, Ceylan Çapa ve İdil Fırat ile ilgili yazdığım haberlerden haliyle hepsi çok rahatsız. Çünkü yazdığım her bilgi doğru. Eksiği var fazlası yok anlayacağınız. Daha fazlasını yazmayı özellikle istemiyorum. Çünkü sonuç olarak ben bu işi yapıyorum ama nerede duracağımı da çok iyi bilirim. Bu arada haberde isimleri geçenler sağı solu arayıp "Biliyorum bu bilgileri sen veriyorsun. Bir daha arkadaşım olamazsın. Benimle görüşemezsin" diye saldırıyor bazı insanlara. Bunu da geçtim, "Esin benim arkadaşım değil miydi, bunu neden yazıyor" diyorlar. Bunu çok kez anlattım. Ama bir daha anlatayım. Ben gazeteciyim. Sonuçta işim bu. Beni bilen de çok iyi bilir. Neyi yazıp neyi yazmadığımı, nerede duracağımı, sınırlarımı nerede koruduğumu da. Sonuç olarak işim magazin yazarlığı. Ama magazin demek kişiyi aşağılamak, yalan haber yapmak, her detayı yazmak değil. Buna çok dikkat ederek yıllardır bu işi yaptığımı da birçok kişi çok iyi biliyor. O yüzden lütfen ben sizin arkadaşınız olabilirim, yaptığınız birçok işi taktir eden güzel yazılar da yazabilirim. Ama eğer haber değeri olan bazı olaylara imza atıyorsanız da bunu yazarım. Kimse lütfen kusura bakmasın. Yazmaya devam edeceğim. İstemeyen benimle arkadaşlık yapmak zorunda değil.
Moda ve teknoloji
Moda dünyasının gözde ikilisi Ezra ve Tuba Çetin kardeşler Asus ve İntel ile bir anlaşma yapmışlar. Borusan Oto Dolmabahçe Sahne'de düzenlenen bir etkinlik ile duyurdular. Malum Teknoloji hayatımızın vazgeçilmezi oldu. İşte bu 2 muhteşem kardeş, giyilebilir teknoloji ile tanıştırdılar bizi. 2014 ilkbahar-yaz sezonu için hazırladıkları koleksiyonun teması 'Geleceğin teknoloji ile şekilleneceğine ve modanın da bu dönüşüme ayak uyduracağına' vurgu yapıyor. "Look İnside, Look İnto The Future" için Özge Ulusoy, Gonca Vuslateri, Oben Budak, Sibel Arna, Seçkin Süngüç, Burçin Serdar gibi isimler poz verdi. Özge'nin çekiminin yapıldığı gün oradaydım. Özge Nişantaşı sokaklarında pek havalıydı. O gün hava çok sıcaktı ve ne makyaj ne de saç yaptırmak istenecek türdendi. Ama Özge o kadar profesyoneldi ki, harika bir çekim oldu. Güzel bir çalışma anlayacağınız. Ben pek sevdim. İkili yine değişik ve güzel bir çalışma öncülük ediyor. Ezra ve Tuba'nın her zaman değişik projelere öncülük ettiğini bilen biliyor. Bu arada Altın Kelebek ödül töreninde giydiğim ve çok beğenilen kıyafette bu ikilinin imzasını taşıyor. Merak edenlere.