Üç günlük şeker bayramı bitti...

Yurt genelinde bol yağmurlu ve soğuk hava ile geçen bir bayram sonrasında da sayıklamalar peşi sıra geldi.

Ve kiminle konuşsam aynı dertlerden muzdaripti.

1-Bazı yerlerde hesaplar sadece dolar ve Euro hesapları ile geliyor. Biz ülkemizde yabancı muamelesi görüyoruz. Bir Türk kahvesi ve bir su 12 Euro olur mu?

2-İstanbul'un dört bir köşesinde Arap turistler, Suriyeliler var. Bu bayramın tadını onlar çıkarttı. Tatile gidemedik ama evden de çıkamadık.

Bu iki madde ve şikayet bu bayramda değişmedi.

Çoook uzun zamandır özellikle Ege sahillerinin bazı mekanlarında hesap dolar ve Euro olarak geliyor önünüze maalesef. Bayramlaşmak için aradığım bir arkadaşım, "Az önce bir Türk kahvesi ve bir suya 12 Euro verdim" diye söyleniyordu ve çok sinirliydi. O an kur ile bir Türk kahvesi ve suya Bodrum'da 187 TL vermiş oldu.

Bir başka arkadaşım İstanbul'da sahil kenarında bir otelde, "Bir kahve ve sodaya 450 TL ödedim çok sinirliyim" diyordu.

Hayır sonuç olarak kahve Türk kahvesi. Bizim ana içeceklerimizden biri. Su da su yani... Soda desen malum. Ne kadar olabilir. Evet Bodrum, Alaçatı, Marmaris gibi Ege kıyılarının bazı mekanlarında ve otellerinde hesaplar hep Euro üzerinden hesaplanıyor. Fakat İstanbul'da da durum değişmiyor.

Ve bu yerlerden de fazlasıyla Arap turistler yararlanıyor. Tüketici artan fiyatları örnek göstererek Türk insanına da yabancı muamelesi yapıyor.


İkinci maddeye gelirsek. Uzun süredir yaşanan sıkıntı bu bayram daha da nüksetti. Bir arkadaşım, "Çocuklarımla bayram programı yaptım. Sultanahmet, Topkapı Sarayı gibi tarihi yerleri gezdirecektim. Ama adım atar atmaz nasıl kaçacağımızı şaşırdık. Sultanahmet'te bir tane Türk vatandaşı yoktu. Çok korktuk" dedi.

Ki görüntüleri görmüşsünüzdür.

Sonuç; bir bayramda sıkıntılı bir şekilde geçti. Peki önümüz yaz... Bizleri neler bekler.

Hesabınızı iyi yapın

Artan fiyatlar, günden güne yükselen zamlarla birlikte tatilinizin zehir olmasını istemiyorsanız hesabınızı çok iyi yapmanız gerek.

Bayramın ilk günü Habertürk TV'de Kadir Kaymakçı ve Esra Toptaş'ın sunduğu "Gün Başlıyor" programına katılıp bilgim dahilinde anlatmaya çalıştım.

Bu yaz da geçen yazdan farksız olmayacak. Üstelik bu yaz, geçen yaz ne harcadıysanız iki katı hatta biraz daha fazlasını düşünün.

Evet özellikle Ege sahilleri çok pahalı olacak.

Geçen yıl hatırlarsanız Bodrum'da 26 bin TL'lik hatta 120 bin TL'lik ödenen hesaplara şahit olduk. Bu yaz biraz daha fazlasını düşünün.

Kokteyl fiyatları en az limit 230 TL'den başlıyor. Tek kadeh alkol fiyatı ise 300 TL'de.

Yemek fiyatları ise 300'den başlayıp 700 TL'ye kadar çıkıyor. Tabii et ve balık olarak bu fiyatları daha da yüksek olarak düşünebilirsiniz.

Ki klasik lahmacun fiyatları ne olacak sorusunu hepinizin aklına geliyordur. "Gün Başlıyor" programında Kadir Kaymakçı'nın da ilk sorduğu soru bu oldu.

Malum ana yemeklerimizden biri olan lahmacun artık normal bir kebapçı da bile çok pahalıyken Bodrum'un lüks beach'lerinde ucuz olacağını düşünmüyoruz sanırım.

Ve malum Maça Kızı'nda bu yıl lahmacun ne kadar olacak. Geçen sene bir lahmacun bir ayran fiyatı 200 TL'ydi. Artık gerisini size düşünün.

Tabii bazıları da, "Tatilde hesap kitap olmaz" diyebilir. Ki bunu diyen insanlar var. Onlar yesin, içsin, ödesin. Ama eğer sizlerin öyle bir imkanı yoksa hesabınızı, kitabınızı yapmadan adım atmayın derim.

Bu arada bir mekana gitmeden menüye de bakınız. Avrupalı bunu yaparken ayıp değil, Türk yaparken neden ayıp olsun öyle değil mi?

Ev fiyatları konusunda geçen günlerde bir yazı yazmıştım. O yazının ardından fiyatlar daha da yükselmiş. Eğer ev kiralama düşünceniz varsa biraz geç kaldınız benden söylemesi.

Her sene aynı şey

Şimdi bazıları, "Her sene aynı şey, bu fiyatları konuşmak zorunda mıyız" diyor biliyorum.

Hatta bazıları, "Benim tanıdıklarımın bunları ödemeye gücü var. Hatta bazılarına pahalı gelmiyor bile bizim ülkemiz" diyor.

Haklılar..

Bazılarının çok paraları var. Ve ülkemiz insanı memleketin her güzelliğinden yararlanmak istediği için oralardan da yararlanmak istiyor. O yüzden fiyatları soruyor, soruşturuyor, araştırıyor.

Bu sebeptendir ki, sorun yok.

Yazalım, çizelim, konuşalım.

İsteyen "Of" desin, isteyen "Bak bu böyleymiş ona göre gidelim" desin.

Hep çarşıyı, manavı, konuşuyoruz beach'leri neden konuşmayalım öyle değil mi?

Ayrıca daha yeni başladık. Haziran ayı ile birlikte sık sık Ege sahillerdeki yerlerin durumunu mercek altına alacağız. İstemeyen okumasın efendim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR