Bazen güzel başlayan bir gün, hayatım boyunca aklımın ucundan bile geçmeyen bir konuda duyduğum, okuduğum, bir haber yüzünden tepetaklak olabiliyor. Ne diye bu kadar üzüldüğümü anlamadığım şeyler için dünyam kararıyor resmen!


Önceki gün böyle bir gündü.


Sanal alemde ordan oraya gezinip aylaklık ettiğim o sıradan pazartesiye, az biraz abartarak, “Mükemmel bir gün” bile diyebilirdim. Ta ki Blu'nun yok olduğunu görene kadar...


Aslında yok olan Blu değil, onun gerçek dünyadaki dostları!


Tamam tamam üzüntüden ne yazdığmı bilmiyorum konuyu biraz açayım.


Nefis animasyon filmi Rio'nun kahramanı 'spix's macaw' türü 'mavi papağan' Blu'yu eminim sizler de hatırlıyorsunuzdur.




İşte filmde dünyada tek kalan dişisi Jewel'ı bulup türünün neslini kurtarmak için mücadele eden Blu'nun Brezilya ormanlarında yaşayan 'gerçek' akrabaları 'mavi papağanlar'ın soyu tükenmiş!


Son iki gündür durup durup “Zaten mutlu sonlar sadece filmlerde olur” diye mavi papağanlar için dertlenip duruyorum...


BirdLife International'den bilim insanı Stuart Butchart, 'spix's macaw' türü mavi papağanların vahşi doğada soyunun tükenmesine yıllardır bölgede süren ormansızlaştırma, hayvan kaçakçılığı olduğunu söylüyor. Geçen yüzyıl nesli tükenen canlıların yüzde 80'i adalarda yaşarken 'spix's macaw' ana karada soyu tükenen ilk canlı olmuş!


Doğal ortamlarında mutlu mesut yaşayıp giden mavi papağanları (ve daha birçok canlı türünü) biz insanlar kendi ellerimizle yok etmişiz anlayacağınız.




PLASTİK DENİZİ AKDENİZ




Dünyanın öbür ucundaki mavi papağanlar için dertlenirken Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın ağustos ayı başında yayınladığı rapor geldi aklıma. Rapor burnumuzun dibindeki Akdeniz'in bir 'plastik denizi' olma yolunda ilerlediğini rakamlarla ortaya koyuyordu. Akdeniz'deki atıkların yüzde 95'ini platsikler oluştururken denize en çok plastik atık atan ülkenin günde 144 tonla Türkiye olduğu belirtiliyordu.


En büyük keyifleri balık tutmak olan balıkçıların attığı misinaların denizde 600 yıl bozulmadan kaldığı ve Akdeniz'deki 134 tür canlıya en büyük zararı verdiği de rapordaki bir başka çarpıcı bilgiydi.


“Ya n'olucak küçücük misina!” diye diye koca bir denizi öldürmek üzeriyiz...




İKİ KÜÇÜK KIZIN BÜYÜK MÜCADELESİ




Melati ve Isabel Wijsen adlı iki kardeşin adını geçen pazartesiye kadar hiç duymamıştım. Mavi papağanların acısıyla kendimi ordan oraya atarken tanıştım kendileriyle. Melati ve Isabel 5 yıl önce, henüz 12 ve 10 yaşlarındayken, 'cennet adaları' Bali'nin bir 'plastik çöp denizine' dönüştüğünü görüp bir kampanya başlatmış.


Harika plajları, yemyeşil doğasıyla 'cennet ada' tanımını hakeden Bali'nin plastik çöpler nedeniyle 'plastik cehennemi'ne döneceğini söyleyen iki kardeş, hükümeti platsik poşetlerin kullanımını yasaklamaya çağırmış: “İnandığımız şey uğruna mücadele etmek için büyümeyi bekleyemezdik; çok geç olabilirdi...”




Melati ve Isabel ilk iş olarak 12 bin kişinin katıldığı Bali'deki en büyük sahil temizleme etkinliğini gerçekleştirmiş. 'Tek Ada, Tek Ses' adlı etkinlikte 55 farklı noktada 40 ton çöp toplanmış. Ve iki kardeş ardından 'plastik poşet' yasağına hükümeti ikna etmek için açlık grevine gitmiş.


24 saat geçmeden Bali valisi plastik poşetleri yasaklayacağını açıklamış. Endonezya hükümeti konuyla ilgili çalışma sözü vermiş. Hatta geçen yıl 2025'e kadar 'palstik kirliliğini yüzde 70 azaltmak için 1 milyar dolarlık bir bütçe ayırcağını açıklamış.




CUMARTESİ DEV TEMİZLİK VAR




Her akşam eve yürürken içinden geçtiğim avuç içi kadar parkta çitlediği çekirdeğin kabuğunu bir karış yanındaki çöpe değil de yere atan adamla, uyardığım için, neredeyse gırtlak gırtlağa geldiğim günden beri ülkemizdeki 'çevre' konusundan ümidimi kesmiştim.


Bir mavi papağanın peşine takılıp ta Bali'de Melati ve Isabel adlı iki küçük cesur yüreğin bir ülkede neleri değiştirebileceğini gördüğümde “Keşke bizim parktaki beyfendi de onları tanısa” diye düşündüm...


Ve iç karartan o pazartesinin ardından dün güzel bir haber okudum.


Birleşik Cam Ambalaj Dolumcuları ve Üreticileri Vakfı (BİRCAM), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 'Sıfır Atık' felsefesini desteklemek ve ülke genelinde yaymak için kurduğu 'Sıfır Atık Gönüllüleri' ekibi 15 Eylül World Cleanup Day (Dünya Temizleme Günü) kapsamında bu cumartesi İğneada, Bursa Güzelyalı, Foça, Uzungöl ve Alanya sahillerdinde büyük bir temizlik etkinliği yapacakmış.


BİRCAM Vakfı Başkanı Ömer Kızıl, "Bir günde temizleyip 364 gün kirletmeyelim. Attığımız çöplerin neredeyse yüzde 80'inin geri dönüşümlü atık olduğunu unutmayalım. Hep beraber cumartesi günü başlangıç olsun ve Türkiye'yi temiz tutalım" diyor.


Mükemmel başlayan pazartesi 'spix's macaw' türü mavi papağanların vahşi doğada neslinin tükendiği haberini okuduktan sonra berbat olmuştu.


Göğsümde bir ağrıyla bir karabasana gözlerimi açtığım dün ise önce Melati ve Isabel'in, küçük adaları Bali'yi kurtarmak için yaptıkları ve Sıfır Atık Gönüllüleri'nin cumartesi günü yapacakları etkinlik haberleriyle güzel bir rüyaya dönüştü.


Ben de bu cumartesi 'Sıfır Atık Gönüllüleri'yle birlikte kendi mahallemde temizlik yapacağım... Siz de ne bileyim belediyenizle irtibata geçip apartmanınıza 'plastik atık kutusu' alsanız, çöplerinizi ayrıştırsanız ve bu cumartesi etrafınızdaki birkaç çöpü toplasanız diyorum; elinize yapışmaz ya!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR