Sanırım her şey Patrick Swayze ile başladı! ‘Dirty Dancing’ yıllarında bizim lisedeki kızların ayılıp bayıldığı Allah’ın cezası Patrick’le... Hiç kimseyi ilgilendirmeyen, büyük zaferlerden çok gösterişli mağlubiyetlerle dolu kişisel tarihimin her dönemecinde ‘uyuz’ bir Hollywood yıldızı alaycı alaycı gözlerimin içine bakıp bana gülmüştür maalesef. Tom Cruise’dan


Brad Pitt’e, Robert Downey Jr.’dan Chris Hemsworth'e uzanan uçsuz bucaksız ‘kıskançlık galerim’in duvarlarına en son Ryan Gosling efendinin bir portresini astım geçenlerde.




Bizde böyle yıldız var mı?




Altın Küre’de ‘La La Land’ filmiyle ödül alan Gosling’i izlerken “Bizim bu ayarda bir yıldızımız var mı?” diye düşünürken buldum kendimi. ‘Acayip’ yönetmen Nicolas Winding Refn’in ‘Only God Forgives’inde neredeyse hiç konuşmayan, Russell Crowe’lu ‘The Nice Guys’ta hiç susmayan, ‘La La Land’de piyano çalan, şarkı söyleyen, dans eden, yakında bir bilimkurgu klasiği ‘The Blade Runner’ın devam filmi ‘The Blade Runner 2049’da androidlerin peşinde koşacak olan Ryan Gosling kadar yelpazesi geniş kaç oyuncumuz var acaba? Üç aşağı beş yukarı her projede aynı adamı oynayan Kıvanç Tatlıtuğ’a, Kenan İmirzalıoğlu’na şarkı söyletip dans ettirebilir miyiz mesela? Öyle eline uyduruktan bir saz tutuşturup türkü söyletmekten bahsetmiyorum tabii... Neyse konuyu dağıttım, derdim bizim yeni dönem Yeşilçam’ının kısırlığı değil. O başka bir yazı konusu... Derdim ‘yetenekli bay Ryan Gosling!’




Eva Mendes'e romantik jest




Çevremdeki kadınların 'yeni gözağrısı' Ryan efendi, bütün o ‘yakışıklılık ve yetenek’ yetmezmiş gibi ‘Altın Küre’sini eline aldığında yaptığı konuşmayla elimde kalan tek silah olan ‘romantikliğim’i de yerin dibine soktu. Salondaki onca ‘egosu şişkin’ erkeğin gözlerinin içine bakarak ekranları başındaki milyonlarca izleyicinin önünde sevgilisi ve çocuğunun annesi Eva Mendes’e teşekkür etti: “Özellikle bir kişiye teşekkür etmek istiyorum. Ben şarkı söyleyip, dans edip, piyano çalıp hayatımın en muhteşem tecrübesini yaşarken, o bir yandan evde kızımızı büyütüyor, ikincisinin hamileliğini yaşıyor ve kardeşinin kanserle savaşında ona destek oluyordu. Eğer o bütün bu yükü sırtlanmasa ben bu tecrübeyi yaşayamazdım ve bu gece benim dışımda biri karşınızda olurdu. Teşekkürler canımın içi... Bu ödülü onun kardeşi Juan Carlos Mendes’e adıyorum...”




Feminizm Ryan'a karşı




Töreni izleyen on binlerce kadını gözyaşlarına boğan, romantikliğiyle Romeo’yu bile hasetinden çatlatan Ryan Gosling efendi sahneden inerken, içimden “I hate you yan” diye bağırıp bir yandan da tıpkı ‘trene bakar gibi’ onu izliyordum. Ta ki düne kadar! The Independet Gazetesi’nden Narjas Zatat, önceki günkü yazısında Ryan Gosling’in konuşmasının hiç de ‘şirin’ olmadığını, düpedüz 'cinsiyetçi' olduğunu belirtip bizim 'yakışıklıyı' yerin dibine sokuyordu;) Zatat’a göre Gosling’in konuşması Hollywood’daki cinsiyetçiliğin dışa vurumuydu. 1206 filmde diyalogların yüzde 60-90’ının erkeklere ait olduğunu belirten Narjas Zatat, ilişkilerde kadınların evde kalıp çocuklarla ya da hasta/yaşlı akrabalarla ilgilenmesinin kabul edildiğine isyan edip Ryan’cığımı feminizmin bayrağıyla dövüyordu: “Gosling’in konuşması rahatsız edici bir şekilde ‘Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır’ sözünü akıllara getiriyor. Hayır o arkanızda değil hemen yanınızda! (Ryan) Belki seyircilere gelecek sefer senin evde kalıp daha çok yardım edeceğini söylersin...”




Kaba ve aptalca bir yazı




Bir okur Narjas Zatat’ın yazısı için “Kaba, aptalca bir yazı! Bunun yayınlanmasına nasıl izin verirsiniz” yazmış. Bir başkası “Eşine ettiğiniz nazik bir teşekkürü ‘cinsiyetçilik’le karıştırmak da neyin nesi!” diye isyan ediyordu. Bir okur ise “Hayatta 3 şey kesindir: 1-Ölüm... 2-Vergiler... 3-Bir feministin şikâyet edemeyeceği şey yoktur!..” diye tiye alıyordu yazıyı. Zatat’ın ‘yersiz duyarı’yla ilgili ben de çok şey söyleyebilirim ama en başta da söylediğim gibi taaa Patrick Swayze’den beri bu ‘Hollywood yakışıklıları’na kılım! O yüzden “Yürü be Narjas Zatat” diyorum... Senin de boyun devrilsin Ryan Gosling!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR