Kıraç, HT Magazin'den Arif Hür'e yeni hayatını anlatmış. Eşi Ayşe Şule Bilgiç ve çocuklarıyla birlikte Beykoz'daki çiftliğinde yaşamaya başlayan Kıraç,




SİT alanı olarak görünen arsaya bina yapamadığı için karavan almış. Mutlu mesut yaşıyorlarmış. Süt, yumurta, yoğurt, hepsi kendi çiftliklerinden.




Yıllar önce pek çok kişi emeklilik hayali olarak doğayla baş başa kalacağını, tarım ya da hayvancılık yapacağını söylerdi. Şimdi bakıyorum, kimsenin emekliliğini beklemeye gücü yok. Hayat yoruyor ayrı ama İstanbul daha da yoruyor insanları.




YILDIZ TİLBE ÇİFTLİĞİ KURULDU




İbrahim Çelikkol da birkaç yıl önce İstanbul yakınlarında bir çiftlik satın aldı. Dizi setlerinde işi biter bitmez, hayvanlarına, doğaya koşuyordu ve orada geçirdiği anları gözleri parlayarak anlatıyordu. Arkadaşlarına kendi çiftliğinin yumurtasını, yoğurdunu hediye ediyordu büyük bir mutlulukla.




Yıldız Tilbe de kaçmış meğer buralardan. O da Kuşadası'nda kurduğu çiftlikte tarım yapıyor, vaktinin çoğunu da orada geçiriyormuş. İnternette ‘Yıldız Tilbe Çiftliği'nin sayfası var ancak henüz ürün satışına başlamamış. Hayko Cepkin ise geçen yıl Şirince de kamp alanı açtı. O da vaktinin çoğunu orada doğa ile iç içe geçiriyor. Bir dönem çılgınlar gibi FarmVille oynanıyordu, hatırlayın. İnsanlar sanal da olsa özüne dönmenin yollarını arıyor. İmkanı olanlar birer birer gidiyor. Olmayanlar da benim gibi, emeklilik yaşlarının dolmasını bekliyor.




İşte samimiyet...




Aşklarını yere göğe koyamayan, evlerinde kraliyet ailesi mensupları gibi poz veren sporcu eşlerinden, eski mankenlerden, ne idüğü belirsiz sosyetiklerden, şarkıcısından, ıvırından kıvırından ikrah ettim.




Baştan ayağa gösteriş, yalan dolan...




O sebepten, Volkan Demirel'in eşi Zeynep Hanım'ın bir gazeteye verdiği röportajda söylediklerini çok samimi buldum. Evlilikle ilgili demiş ki Demirel: "Anlaşamadığımız, uyuşamadığımız, fikir ayrılıkları yaşadığımız konular tabii ki oluyor ama çabuk üstesinden geliyoruz. En önemlisi de, her şeye rağmen güvenmeye devam edebilmek, sevebilmek... Zaten 'Bizim evliliğimiz muhteşem' diyenlere çok inanmıyorum. Öyle bir şey yok!"




Budur işte, bu kadar zor mu başkaları için de böyle gerçekçi cümleler kurmak...




Aşk olsun Ata!




Yeni filmi ‘Olanlar Oldu' da hem erkeği hem de bir kadını canlandıran Ata Demirer, filmiyle ilgili verdiği röportajda ‘kadın olmayı' anlatmış.




"Kadın olmak nasıl bir duygu" sorusuna, "O gıybet duygusunu da anladım" diye yanıt vermiş.




Kadın eşittir gıybet, öyle mi? Yıllardır dünyanın pek çok ülkesinde yapılan araştırmalar hiç öyle söylemiyor ama...




ERKEKLER DAHA ÇOK SEVİYOR




Anketlerden hep erkeklerin dedikoduyu kadınlardan çok daha fazla sevdiği sonucu çıkıyor. Örneğin, 2011'de İngiltere'de 5 bin kişi üzerinde yapılan bir araştırma, erkeklerin günde 76 dakika, kadınların 52 dakika başkaları hakkında konuştuğunu ortaya çıkarmıştı.




Ankete katılan erkeklerin yüzde 58'i dedikodu yaparak kendilerini ‘takımın bir parçası' gibi hissettiklerini söylerken, sevgilisiyle dedikodu yapmayı seksten bile daha eğlenceli bulan erkeklerin oranı yüzde 31'di.




HANGİSİ İYİ ŞOFÖR?




Tanıdığım erkekler içinde ‘dedikodu sevmez' diyebileceğim bir kişi bile yok. Kadınlar, kendilerini ilgilendirmeyen konulara karşı erkekler kadar ilgili değiller, inanın bana.




Ata'nın bu ‘gıybet' söylemi ile "Kadınlar kötü araba kullanır" klişesi aynı zihniyetin ürünü. Kadın şoförlere laf atanlara da, fırsat gelmişken iki cümle söyleyeyim.




Türkiye İstatitistik Kurumu'nun verileri değerlendirildiğinde, ölümlü-yaralanmalı trafik kazalarının neredeyse yüzde 95'ini erkekler, yüzde 5'ini kadınlar oluşturuyor.




Kadınlar ile ilgili tüm bu önyargıyla dolu, kulaktan dolma, yanlış inanışlara en güzel yanıtı rakamlar veriyor aslında...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR