Önceki akşam Show Haber'i izliyorum; "Şato mu, daire mi?" diye soruluyor vatandaşa. Vatandaş ise;

-Nereye gidiyoruz böyle. Aman Allah'ım.

-Şatoda oturmak isterim.

-Şatoda oturmak isterim. Ama memleketimde olmak kaydıyla.

-Şatoda otururum. Eşi, dostu, akrabayı da götürürüm. Oh.

-Şatoda oturursam ısıtmasını düşünmem elbet.

Diye diye yanıtlar veriliyor. Ve çoğunluk "şato şato şato" diyor.

E haksızlar mı Allah aşkına. Şato bu... Dört odalı apartman dairesine karşı her türlü kazanır.

Üstüne üstlük fiyatları da aynı. Ve bir ay sonra bizim Kadıköy'deki dairenin fiyatı ne olacak belli değil.

Yazıklar olsun. Arkadaş ev sahiplerine kim dur diyecek. Millet kafasına göre fiyat belirliyor.

"Bilmem kim şu kadar kira alıyor" diyor çat kiracısını arayıp zam yapıyor ev sahibi.

Millet delirdi.

Yahi düşünün Kadıköy'de dört odalı bir daire, İskoçya'da on odalı, geniş bahçesi olan dayalı döşeli şatoya karşı.

İkisinin fiyatı da aynı.

Siz hangisini tercih ederdiniz?

Kimse kusura bakmasın ben direk şatoyu tercih ederdim. Şato bu yahu şato.

Prenses filmlerine ev sahipliği yapan şatolardan üstelik. Dayalı döşeli. Bizim bomboş daireye karşı.

Apartman dairesi üstelik.

Yazıktır vallahi yazıktır. Geldiğimiz nokta korkunç. Ev sahipleri her gün zam yapıyor. Farkında mısınız?

Ve kimse de dur demiyor.

Allah sonumuzu hayır eylesin.

Param olsa bulmuşken kaçırmazdım işin açıkcası.

Zam zam zam, sıcak sıcak sıcak

-Okul paralarına yine zam geldi.

-Bizim siteye üç kez aidat zammı yapıldı.

-Kitaplar ateş pahası.

-Sadece okul parası mı? Servisler, yemek, kıyafet. Ateş pahalı delirmek üzereyiz.

-Restoranlar çok pahalı.

-Artık çok fazla sokağa çıkamıyoruz.

-Bir senedir hiç kıyafet almıyorum.


Diye diye bitmiyor sohbetler.

Uzun zamandır zam zam zam sohbetlerine şimdi de sıcak eklendi.

-Hava çok sıcak.

-Kesin yazın susuz kalacağız.

-Hayır depo mu yaptırsak acaba.

-Yok kesin bu şehri terk edeceğim.

-Son iki senem. Gideceğim yıldım.

Zam zam zam.

Sıcak sıcak sıcak.

Gündem iki sohbet arasında gidip, geliyor.

Gündem yoğun. Zam-sıcak.

İkisi de ateş bastırıyor.

Entresan

Kayahan'ın kızı Beste Açar.

Babasıyla, Akçeşme Consciousness yöntemiyle iletişime geçtiğini anlatmış. Aynı yöntemle, Atatürk, Mevlana ve Meryem Ana'yla da iletişimdeymiş Beste.

Enteresan elbet.

E hava sıcaklığı normalin üstünde.

Zamlar akıl alacak gibi değil.

Yani ben Beste Açar'ın açıklamalarına aynen böyle baktım. Hava sıcaklığına ve zamlara baktığım şaşkınlıkla.

Söyleyeceklerim bu kadar.

Mekanlarda şöyle şeyler oluyor

-Mekanlar aslında hiç de öyle sosyal medyadan göründüğü gibi tıklım tıklım değil.

-Normal sıradan balıkçı bile saatler 22:30'u gösterdiğinde müziğin sesini yükseltiyor ve bangır bangır müzik yapıyor. Eller havaya durumu.

-Kulüplerin kapısında neredeyse yol yordam bilmeyen, müşteriyi nasıl karşılayacağından habersiz tipler duruyor. Ve ukala tavırlar sergiliyor.

-Mekanların içinde garsonlar asla yol yordam bilmiyor. Müşteriyi ittirip duruyor.

-Bugün belli bir ücret ödediğiniz mekana, iki gün sonra bir başka fiyat ödüyorsunuz.

-Çoğu mekanda Türkler değil, yabancılar masaları dolduruyor.

-Haftanın beş günü dışarda yemek yiyen bir kitle artık ayda bir iki kez dışarıya çıkmaya başladı. O da sadece yemek yiyip evlerinin yolunu tutuyor.

-Mekanlarda çok fazla tartışma çıktığı için, bir kesim hiçbir mekana gitmiyor.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR