Bizim ülkemizde bazı mevzular asla bitmiyor. Sakız gibi uzadıkça uzuyor, uzatılıyor. Bitmiyor, bitemiyor arkadaş. Günlerce konuşuluyor. Mesela gündüz programlarına bi bakın.

Bir kadın ile adam çıkıyor. Günlerce aynı konu. Aynı mevzu...

Öyle mi oldu, böyle mi oldu. Hakaretler havada uçuşuyor.

Saatlerce bakışmalar, sessizlik, uzayan "Dın dın dın dın" gerilim müziği. Eskiden de "Az sonra"lar vardı. Aynı klasik durumlar devam ediyor.

Sabah programlarında da durum aynı. Mesela Seda Sayan'da yeşil gözlü bi kadın var. Allah'ım delireceğim. Ne zaman televizyonu açsam kız karşımda. Ve sanırım yine aynı konu konuşuluyor.

Haber programlarında da durum değişmiyor. Saatlerce sürüyor aynı konu. Hatta günlerce, hatta aylarca.

Of yeter ya gerçekten. Konuları bu kadar uzatınca oluyor mu, anlaşılır hale geliyor mu mesela. Sıkılmıyor musunuz?

Şimdi de magazin de "Samsak Döveci" ve midyeci mevzusu var. Bitmiyor arkadaş.

Ben ikisiyle de ilgilenmedim. Samsak Döveci zaten kötü bir şarkı. Sevimsiz. Bi de çıkmış taraflar "Yok öyle değil böyle", "Yok aslında böyle!"

Kardeşim birinizde sussanız mı?

Olmuş olan. Bitmiş, konuşmanın anlamı ne!

Midyeci durumunda da aynı şey yaşandı. Orada da maşallah Ahmet Bey dır dır dır bir de gözyaşı dökmeler falan. 27 dakika video çekip derdini anlatmaya çalıştı. Of gerçekten olmuyor artık ya.

Zaten eşi kendisine tüm hakları kaptırmış. İşi birlikte kurmuşlar. Üstelik bu marka kurulurken "Midyeci Ahmet" yazıldığı an marka tek kişiye geçiyor. Eşinin esamesi okunmuyor. Sonradan böyle olacağı belli. Allah aşkına hangi erkek o noktaya gelince evliliğini sürdürmek ister. Klasik son. Tabii istisnalar var. Ancak birlikte iş kuran karı-kocaların sonu genellikle böyle oluyor. Hala bu konu gündemde bir aydır. Samsak döveci de öyle. Bitmiyor, bitemiyor.

Kısacası bizim ülkemizde mevzu olsun yeter uzatmak için yer arayan ciddi bir kesim var. Daha doğrusu çoğunluk.

Kiminle karşılaşsam "Samsak Döveci" sence kız mı kabahatli, adam mı? diye soruluyor.

İyi de siz neden mesela bu kadar merak ediyorsunuz?

Tamam mevzu patlak verdi.

Kız çıktı derdini anlattı. Erkek çıktı derdini anlattı.

Daha bir konu ne kadar uzayacak sizce? Saç saça, baş başa kavga mı etmeleri gerekiyor. Ya da birbirlerine hakaret mi etmeleri gerekiyor. Yani bunlar olunca rahatlayacak mısınız?

Kibariye ve kuaför mevzuları

Kibariye'nin kuaför olayını bilmeyen yoktur. Yeniden yazmaya gerek yok detayları. Çünkü gerçekten günlerce ama günlerce konuşuldu. Kuaför günlerce konuştu. Ama günlerce... Neyse tam unutuldu, bitti, şükür dedik. Yine bir kuaför olayı daha patlak verdi Kibariye cephesinde.. Bu kez de, Kibariye'nin kızı kuaföre gitti, parasını ödemeden kaçtı. Ama ne kaçma. Kasada oyalanıyor. Annem gelecek kapıdan parayı alayım diyor.. Vııınnnn kaçış o kaçış. Hem de koşarak. Güler misin, ağlar mısın? Hayır bu Kibariye ve ailesinin kuaförlerle alıp veremedikleri nedir acaba? Bir de bu kuaför olayı bir kere de olup biten bir şey değil ki!!! Her ay yaşanıyor. Hatta bazen 15 gün tekrarlanıyor. Her seferinde de böyle saç yaptırıp kaçıyorlar mı ben anlamadım. Ya da gerçekten kuaföre verilen parayı gereksiz mi buluyorlar? Tuhaf ama gerçekten anlamakta zorluk çekiyor insan. Bu ailenin kuaför ile bir sorunları var kesin. Ve ya gizli gizli bir dizi çekim yapıyorlar. Yakında izleyeceğiz sanırım kuaför ve anıları tadında bir çalışma. Aklıma başka bir şey gelmiyor çünkü. Böyle bi saçmalık olmaz hani... Aleyna’ya tavsiye Önceki gün de yazdım. Aleyna mevzularını. Ben Aleyna'nın klibinde nasıl giyindiği ile hiç ilgilenmiyorum. Aleyna'nın şarkısı, kariyeri, gittiği yol ve ilerde nerede olabileceklerini izliyorum. Fakat şunu görüyorum ki, Aleyna doğru bir yönetim şeklinde değil. Bence şu anda çalıştığı insanlara teslim olmalı, güvenmeli. Ve onların çizdiği bir kariyer planı ile yol almalı. Keza kendisini eleştiren herkese laf yetiştirmekten kariyerinde büyük yaralar açacak beden söylemesi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR