-Bu dünyada özellikle Türkiye’de yaşamıyormuş gibi yapmak gerek.

-Hiç televizyon izlememek gerek.

-Haberleri ve üçüncü sayfa haberlerini görmemek gerek.

-Siyaseti yok saymak gerek.

-Önce kendini inandırmak gerek.

-Kuru fasulye-pilav yerken, risotto, havyar, portakallı ördek yediğini düşünmek gerek.

-Murat 131 arabanın içindeyken Bentley’de gidiyormuş gibi hissetmek gerek.

Gerek de gerek işte. En uç köşelere gidebildiniz kadar gitmek gerek.

Çünkü anca o kafaya öyle ulaşırsınız söyleyeyim. Yoksa işiniz zor.


Bu çıkışlar şu anlama geliyor Zaman zaman ünlü isimlerden tuhaf açıklamalar geliyor ya. İşte bu açıklamalar şu anlama geliyor! Yani açıklamayı yapan kişi şunları söylemeye çalışıyor: -Uzun süredir gündemde değilim. Gündeme gelmeye çalışıyorum çaktırmayın. -İdare edin işte. Ben saçmalıyorum sizde bu saçmalıkları konuşun işte. -Unutulmamak için arada bir saçmalamak gerekiyor. Magazin seviyor bu saçmalıkları. Günlerce konuşuluyoruz. -Belki iş verenler bu vesileyle bizi hatırlar bir iki yerde iş gelir. -Yapımcısı, menajeri akıl eder iş gelir. -90’larda böyle yapardık işte. Tek işimiz saçmalamaktı. Saçmaladıkça iş gelir, hatta aşk gelirdi. Çatır çatır para kazanırdık. GOT finali sonrası mırıldandıklarım -Uzun dizilerin klasik sonu. -Bu ne şimdi? -Finali kusursuz biten dizi hiç olmayacak mı? -Spoiler verdin, vermedin. Spoiler içerir davası bitti oh şükür. -Biraz baştan mı savdılar acaba? -Kafamda deli sorular. Yok sevmedim ben bu sonu. -sekiz sezon boyunca gözümüzde dev gibi büyüyen ve fırtınalar estiren insanlar bir anda küçücük oldu. -Hep Lost’un finalinden daha kötü bir son olamaz derken GOT’tan geldi berbat bir son. -Senaristler neden hep son bölümlerde saçmalıyorlar acaba? -Ancak yedi sezonun hakkını da vermem lazım. Efsane bölümler vardı. -Acaba yeniden mi izlesem? -Ama bu son bölümde de güzel sahneler vardı canım. Hakkını yemeyeceğim. -Hayatımla o kadar özdeşleştiler ki, ailemden birileri hayatımdan çıkmış gibi hissediyorum şu an. Eurovision da, Madonna detone olunca Birinci olan şarkı, yarışan şarkılar ve diğer şovlar Eurovision’un konusu değildi. Sosyal medya insanının konusu, Eurovision’da şov yapan Madonna oldu. Müzikten anlayan anlamayan bir kez dahi olsa yorum yaptı. Eleştirdi. Güldü, eğlendi. Hatta dayanamadı “Madonna iyi miydi, kötü müydü” tadında anketler yapıldı. Ve herkes Madonna’nın “Detone” olmasına dem vurdu. Hiç kimse verdiği siyaset mesajı ile ilgilenmedi. Benim çocukluğumun Eurovision’u -Eurovision geceleri vazgeçilmezdi. -Tüm ev halkı Eurovision Şarkı Yarışması’nın başlamasını bekler heyecanla ekran başına kurulurduk. -Pür dikkat tüm şarkıları dinler, oynama anı hakkında fikirler yürütürdük. -Evin büyükleri “Komşular kesin bize oy verir”, “Yine herkes birbirine oy veriyor” gibi yorumlar yaparlardı. -Siyasi mesajlar her daim olurdu. -Bir gün sonra birinci olan şarkı ezberlenmeye çalışılırdı. -Eurovision’a katılan Türkçe şarkı günlerde haberlerde yayınlanır hatta dillere dolanırdı. Şimdilerin Eurovision’u -Hiç bir şarkıyı bilmiyoruz. -Hiç bir şarkıyı hatırlamıyoruz. -Hatırlamak, bilmemek bir yana zaten Eurovision’a katılmıyoruz. -Anca böyle işte Madonna falan katılırsa neler olup bittiğinden haberimiz oluyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR