Bugün itibariyle Adana Portakal Çiçeği Festivali ve Alaçatı Ot Festivali başlıyor.

İkisini de kaçırmamak gerek. Ben her sene olduğu gibi tercihimi yine Alaçatı Ot Festivali’nde sonra yaptım ama gözüm, kulağım Adana’da.

Adana Portakal Çiçeği Festivali de acayip güzel ve lezzetli oluyormuş. Seneye kesinlikle rotamı o tarafa doğru çevireceğim. Çünkü Adana-Mersin deyince benim için akan sular duruyor.

Adana ve Mersin bölgesine gitmek için her an bir sebep yaratabilirim. O kadar çok seviyorum o iki şehrimizi de.


Yeni başkan gece gündüz sokaklarda Bugün geleneksel hale gelen Alaçatı Ot Festivali 10’uncu kez start alıyor. Bu demek ki, yaz Alaçatı’ya yavaş yavaş geldi. Mayıs ayı itibariyle birçok mekan kapılarını açacak. 31 Mart seçimleri sonrası göreve gelen Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, festivalle ve Alaçatı’ya gelen turistlerle yakından ilgileniyor. Hemen kolları sıvamış. Pazartesi gününden bu yana Alaçatı’dayım Belediye Başkanı Ekrem Oran ile gece-gündüz sokaklarda karşılaşıyorum. Halk ile konuşuyor, esnafın sorunlarını dinliyor ve festivalin kurulacağı yerde titiz çalışmalar sürdürüyor. Gayet ilgili anlayacağınız. Herkesin sorunlarını ayrı. Özellikle otel sahiplerinin ve Alaçatı’da yaşayan halkın derdi “Ses!” Her sene geleneksel hale gelen ses sorunu şu günlerde yine gündemde. Ve bitecek gibi de gözükmüyor. Neden? Alaçatı Ot Festivali 1-Oteller hem iş yapıp para kazanmak istiyor, ancak “köyde ses olmasın” diyor. 2-Burada yaşayan halk gelen turist ile birlikte değerlenen evlerini milyon dolarla satıyor ancak “ses” istemiyor. İşte bu problem yine yeniden konuşulan en büyük problem. Ekrem Oran bu konuya çok hassas yaklaşıyor. Esnafın da hakkını korumak ancak yaşayan yerel halkı da mutlu etmek istiyor ki, çok haklı olarak. Ancak şöyle kocaman bir gerçek var ki! Alaçatı’da koca bir sene sadece iki-üç ay ses oluyor. Çünkü turist çoğunluk olarak Alaçatı’ya eğlenmeye geliyor. Yıllardır yazıyorum. Alaçatı’ya gelen tatilci eğlenme derdinde ve Yunan adalarının meşhur eğlence adası Mykonos muamelesi yapıyor Alaçatı’ya. 15 yıldır her yaz Alaçatı’ya gelen biri olarak çok net söylüyorum ve yazıyorum ki, son yıllarda Alaçatı çok farklı ve buraya gelen tatilci eğlenmek istiyor. Fakat otelleri dolup taşan esnaf ve milyon dolarlara mülkünü satan halk “Tamam bunlar olsun ama ses olmasın” diyor. İşte yıllardır bitmeyen bu yanılgıyı Ekrem Oran’ın değer kazanan ve güzel bir ivme yakalayan Alaçatı’da bu ayrımı çok güzel yapacağına inanıyorum. Urla’dan Alaçatı, Bitez’den Türkbükü yapamazsınız Şimdi her yörenin, her semtin, her bölgenin farklı alanları, konumlandırılması vardır. Her bölge aynı olursa olmaz. Her semt aynı olursa da olmaz. Mesela Urla’dan bir Alaçatı, Bitez’den de bir Türkbükü yapamazsınız. Eğlence, yeme-içmenin farklı konumlandırmış bölgeleri vardır. Mesela Urla’da muhteşem restoranlara gittim, harika güzel lezzetlerle karşılaştım geçtiğimiz ay. İnanın Alaçatı’da öyle lezzetli, öyle güzel mekanlar yok. Evet çok yüksek sesli müzik yok Urla’da. Daha sakin. Doğanın içinde. Bodrum Bitez’de de aynı şey. Türkbükü’nün eğlencesi, hareketliliği, müzik sesi Bitez’de yok. Ama o bölgede de farklı lezzetler var. Tıpkı yurt dışında birçok yerin farklı bölgelerinin olduğu gibi. Öncelikle bunu kabul ederek hareket etmek şart aslında. Ama bizim insanımız “Eski Alaçatı bitti. Eski Türkbükü bitti” diye naralar atıyor. Bence biraz bu ayrımı yaparak her bölgenin güzelliğinden yararlanmak önemli. Çünkü ülkemiz cennet. Her köşesinden farklı bir lezzet, eğlence ve tat fışkırıyor. Kavga ve tartışma yerine, bunu yaşamak daha keyifli gibi geliyor bana. İstanbullular geldi buralar bozuldu Ben bir İzmir aşığıyım. Babamın kökenleri İzmir’e dayanıyor. Sanırım kan çekiyor. Fakat yıllardır İzmirlilerden “İstanbullular geldi buralar bozuldu” sözünü duyuyorum ve çok üzülüyorum. Biz İstanbullu olarak bu tarz cümleler kurarsak memlekette insan bırakmayız. Bence şu dilinize pelesenk olan bu cümleden acilen vazgeçin derim. Rezervasyon yapmazsan şikayet ederim Madem konu açıldı fıkra gibi ancak gerçek olaydan da bahsetmeden olmaz. Geçtiğimiz günlerde bir mekanın rezervasyonlarına bakan birine gelen mesaj şöyle: “Ben bilmem ne otelinde kalıyorum. Eğer bana bu akşama yer yapmazsanız sizi belediyeye şikayet edeceğim” olmuş. Güler misin ağlar mısın? O kadar çok duyuyorum ki böyle tuhaf mesajları. Ve bir de mekanı diğer bir mekanın şikayet ettiğini. Ve bir başka oteli bir başka otelin şikayet ettiğini. Güzel memleketimde insan manzaraları.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR