Yetişkin insanlar hakkında gerçek fikir sahibi olmak istiyorsanız kimlerle görüştüğüne, arkadaşlıklarına,ortak paylaşımlarına ve geçmişlerine göz atın. Bir bakın bakalım, kısa süreli ve aşırı samimi arkadaşlıklar mı kuruyor yoksa insanlarla ilişkileri yıllara, yaşanmışlıklara mı dayanıyor? Birkaç ay öncesine kadar adını bile bilmediği insanlarla fotoğrafını bugün ‘iyikim’ (bu ‘iyikim’ de sosyal medyanın yarattığı en samimiyetsiz kelimelerden biri oldu ya, neyse) diye mi paylaşıyor yoksa birine “İyi ki hayatımdasın” diyebilmesi için birlikte iyilikleri de kötülükleri de geçirdiği, hayat sınavından alınlarının akıyla çıktığı insanları mı seçiyor... Etrafında ‘çocukluk arkadaşım’, ‘okul arkadaşım’, ‘mesleğe başladığımda ilk onunla tanışmıştım’ dediği birileri var mı, yoksa geçmişi olmayan tehlikeli insanlardan mı... İlişkide köklenmek bence, insanların ilişkilerini günlük çıkarları üzerine kurmadıklarının ve güvenilirliklerinin en büyük göstergesi.

90’lar partisi gibi doğum günü

Önceki akşam Deniz Seki’nin doğum günü kutlamasında bunları düşündüm. Tayfun Topal, sevgilisi Deniz Seki için mekânlarından birinde, Yalıkavak Hazine’de çok şık bir parti verdi. Seki’nin son ana kadar bu organizasyondan haberi olmadı. Menajeri Özgür Aras ve yakın arkadaşı Emel Müftüoğlu gizli gizli koordine etti her şeyi. Seki, şöhret olduğundan bu yana Yonca Evcimik’ten Hakan Altun’a kimi aldıysa hayatına, hemen hepsi oradaydı. Çocukluk arkadaşları, yıllardır birlikte çalıştığı isimler, yıllardır kol kola yürüdüğü herkes, Seki’nin yeni yaşını kutlamak için toplandı. Yıldız Tilbe “Tam bir 90’lar partisi oldu” dedi. 90’lar... Yani, dostlukların kelimede kalmadığı, insanların birbirinin kuyusunu kazmak yerine önündeki taşı toprağı temizlediği yıllar... 90’lar... İnsanların birbirlerine sosyal medyadan, bugünün tabiriyle “İyikim” dedikleri değil, “İyi ki sen varsın” deyip sıkı sıkı sarıldığı ve hiç bırakmadığı yıllar... İyi ki doğdun Deniz Seki, iyi ki sen varsın.

Mavi değil Grom, yanlışlık olmasın

Bu anlatacağım şaka değil... Hafta sonu Türkbükü’nün simgelerinden biri olan Mavi Otel’de, ünlü DJ Abdullah İnal’ın performansı vardı. Süreyya Yalçın başta olmak üzere pek çok kişi İnal’ı dinlemek için oradaydı. Performans saati yaklaşırken iskelede bir hareketlilik başladı. Localar, stantlar yerleştirildi, neredeyse bir sahne büyüklüğünde DJ kabini kuruldu, üzerine de ‘Grom’ diye bir tabela çakıldı. “Hayırdır” dedim, “Grom ne demek?” Meğer İnal, ismi Türkçe olan hiçbir mekânda sahneye çıkmıyormuş. Grom da İrlandaca’da ‘mavi’ demekmiş. Mavi’ciler Grom diye bir tabela çakarak işi çözmüşler. İnal 10 hafta boyunca cuma geceleri burada müzik yapacak. Aman dikkat edin de karışıklık olmasın. İnal’ı dinlemek için Mavi’ye gidiyorsunuz, sonra bir adım atıp Grom’a geçiyorsunuz.

Mavi'nin restoranı bu yaz ‘Müsaadenizle’ adıyla ‘yeni nesil meyhane’ olarak açılmış. Yeni nesil meyhane ne? Bilinen içeceklerin yanında pek bilinmeyen, lezzetli ama sıra dışı mezelerin (portakallı humus gibi) servis edildiği, 90’lardan bugüne Türkçe şarkıların çaldığı bir açıkhava restoranı. Çok sevdim bu konsepti.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR