Her sene nisan ayında yapılan Alaçatı Ot Festivali bu sene marta alınınca dengeler şaştı. Yağmuru, çamuru, lafı, sözü fazlaydı ama gelmek isteyeni durdurmadı. Çeşme Belediyesi'nin destekleriyle Alaçatı Sanat ve Kültür Derneği tarafından bu yıl 6'ncısı düzenlenen, ottan ziyade hamur işinin ağırlıkta olduğu festivalde neler mi oldu? Sizi hızlandırılmış bir 2 gün turuna çıkaracağım. İşte yemesi içmesi bol, kahkahası, neşesi eksik olmayan Alaçatı Ot Festivali'nde yaşananlar...




Sokakları su bastı




Ah bizim ülkede biraz yağmur yağsın hayat duruyor. Kar yağınca hiç evden çıkamıyoruz. Alaçatı'da da yağmur sokakların suyla dolmasına neden olmuş. Çamurdu her yer. Ama kimseyi engelleyemedi tabii. Şemsiyelerle herkes Alaçatı'nın sokaklarını arşınladı.




Bu festivalde rejim yasak




Her sene düzenlenen Ot Festivali'nin amacı otların rüzgarlı öyküsünün anlatılması.26 Mart'ta start alan festival 'Ebe Gümeci' temasıyla gerçekleşti. Yerli ve yabancı turistlerin de katıldığı festivalde otları tanıma ve toplama gezileri yapıldı. Ve tabii bol bol yemekler yendi. Her güzel mekanda güzel uzun masalar kuruldu. Yapılan yemeklerin tarifleri verildi, otların anlamları konuşuldu. Kimselerin rejim düşünecek hali yoktu. Hatta "Dönünce sıkı bir diyete girerim" tadında konuşmalar yapıldı."Aman ot bunlar, zeytinyağlıdan bir şey olmaz" muhabbetleri de en fazlasındandı.




Ancak bu festivalde ottan çok hamur işi gördüm diyebilirim. Sanki nisan ayında yapılınca daha çok ot oluyordu.Birçok kişi "Hayır bazı otların mevsimi şimdi. Nisan geç oluyor" dese de, bazıları "Sezonu erkene çekmek için marta aldılar ama olmadı. Nisanda olması şart" diye söyleniyordu. Anlayacağınız söylentiler, laf söz eksik olmaz. Kimseyi de mutlu edemezsiniz. Bence bir sorun yok. Ha mart ha nisan. Keyifli yapılsın da...




Downsendromlular unutulmamış




Geçen senelerde kendisinden bahsetmiştim. Figen Erbaş aslında başarılı işkadını. Ancak işi gücü bırakıp Alaçatı'daki evini otel yaptı. Viento Otel'de tam bir kadın eli var. Ve bu kadın sürekli mutfakta bir şeyler yapıyor. Bize de 2 gün sürekli harika yemekler yaptı. Meşhur Şevketi Bostan'ı pişirme tarzıyla da festivalin yıldızlarından oldu. Bu arada Figen Erbaş şöyle güzel bir şey de yapmış. Stantlarda satılan her şeyin tüm gelirini İzmir Down Sendromlu Çocuklar Derneği'ne bağışlamış. Süper hareket. Alkışlıyorum.




Blogger'lar pek meşhur




Geçen hafta Fashion Week'te moda blogger'larıyla vakit geçirdim. Bu hafta da yemek. Ama ben en çok bunları sevdim. Hepsi daha doğal ve güleryüzlü. Hepsinin de farklı işleri var. Avukat olan var, kendi işiyle ilgilenen var. Sadece zevk için yapıyorlar. Kızlar o kadar yemek yedikleri halde zayıflar. Beyler az biraz göbekli. Ama olsun keyifleri yerinde ya. Onlara "Siz ukala değilsiniz. Ne şekersiniz" dediğimde "Yemek keyif işidir. Yedikçe keyifleniyoruz" dediler. Vallahi helal olsun. Ben bayıldım bu blogger'lara. Zaten her yerde de el üstünde ağırlanıyorlar. İşini iyi yapanlara hayranım. Tebrikler.




Önemli 2 havadis




- Caminin etrafında bulunan birçok mekanın içki satma izni eylüle kadar. Eylülden sonra caminin yanındaki birçok mekanda içki satışı yasak. Bu yüzden birçok mekan Hacı Memiş'ten yer almış.Bu sene Hacı Memiş en popüler yer olacak, şimdiden kendini belli etti.




- POPÜLER mekan Öküz, yeni beach'iyle bu yıl sezona hızlı giriş yapacak. İtalyanca 'Dayı-amca' anlamına gelen Zoe adındaki beach için Paper Moon'un şefi Pressani, nam-ı değer Pino'su ile anlaşmışlar.Pino yazın Alaçatı Zoe'de olacak.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR