Ey dostlarım, dünyada dost yoktur...” diyen Aristo’dan daha iyi bilecek değilim tabii ama 27 yıldır her şeyimi paylaştığım Resul’ü size anlatmak için ‘dost’tan daha güzel bir kelime bulamıyorum doğrusu. Kansas Üniversitesi’nden Prof. Jeff Hall, insanların hiç tanımadıkları birine ‘arkadaşım’ diyebilmeleri için birlikte 40-60 saat geçirmeleri gerektiğini söylüyor. Bu ‘yabancı’yla arkadaşlığın ‘dost’luk mertebesine yükselebilmesi için geçirmeniz gereken süre ise 200 saatmiş Prof. Hall’a göre! Resul’le, üniversitede ilk karşılaştığımız gün, amfinin kapısında, ayak üstü 3-5 dakika sohbet ettik ve bir daha da hiç ayrılmadık. O gün, o koridorda ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum, aslına bakarsanız geçen akşam buluştuğumuzda ne konuştuğumuz hakkında da şu an hiçbir fikrim yok! Ama işte 27 sene ve binlerce saattir hiç durmadan konuşuyoruz Resul’le... Kadınlardan da bahsediyoruz siyasetten de, yemek de konuşuyoruz müzik de, filmler, kitaplar sohbetlerimizin olmazsa olmazı... Çoğu zaman incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler hakkında saatlerce atıp tutabiliyoruz, günün sonunda konuştuklarımızın tek kelimesini hatırlamasam da her anından büyük keyif alıyorum bu ‘boş muhabbetlerimizin!’ Onunla dostluğumu, Montaigne’yle La Boetie’nin dostluğuna benzetiyorum: “Böyle bir dostluğun gelişmesi için o kadar çok tesadüfe ihtiyaç var ki, bu ancak üç yüz yılda bir olur...” İyi bir dost bulabilmek için böyle birkaç yüz yıl geçmesi gerek mi bilmiyorum ama insanın ‘iyi bir dost’ bulma yaşını geçenlerde öğrendim!

EN İYİ DOST OLMA YAŞI 21!

Uzmanlar ‘dost’ bulmak için en uygun yaşın 21 olduğunu söylüyor. Sosyal medya şirketi Snap Inc.’in ABD, Hindistan, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi 9 ülkeden 10 bin kişinin katıldığı araştırmasına göre uzmanlar 20’lerin başının ‘dost’ bulmak için en iyi dönem olduğunu söylüyor. Araştırmayı yapan bilim insanlarından Miriam Kirmayer, 20’lerin başının ‘en iyi arkadaşı’ bulmak için neden en iyi yaşlar olduğunu şöyle açıklıyor: “O yaşlarda ilk kez kendi ayaklarınız üzerinde durup, iş hayatına başlıyor, yeni bir ortama giriyorsunuz. Ve tıpkı sizin gibi dertleri olan bir insan havuzuna dalıyorsunuz... ”California State Üniversitesi’nde ‘dostluk kimyası’ üzerine araştırmalar yapan Prof. Kelly Campbell, çocukluk ve ergenlik arkadaşlıklarının ya mahallede ya da okulda oluştuğunu oysa 20’lerinde insanların daha seçici davrandıklarını belirtiyor: “Seni gerçekten anlayan birini arıyorsun. Ergenliğinizden daha güçlü bir benlik duygusuna sahip oluyorsunuz o yaşlarda. Ve hayatınızda kimlerin olmasını istediğinizle kimleri hayatınızdan çıkarak istediğiniz konusunda daha sağlıklı kararlar alabiliyorsunuz...” Yukarıdaki araştırma benim kuşağımın yani X jenerasyonunun (40-54), ‘en iyi arkadaşını’ bulduğu yaş ortalamasının 23.8 olduğunu ortaya çıkarmış. ‘Baby Boomers’ denilen 55-75 yaş kuşağı ise ‘dostlarını’ ortalama 29.8 yaşında bulmuş...




SOSYAL MEDYA ETKİSİ




YouGov’un son araştırmasına göre tam da bu günlerde en iyi ‘dostları’nı bulma çağında olan ‘Milenyum Kuşağı’ (23-38) bütün jenerasyonlar içinde kendisini en yalnız hisseden kuşakmış. Konuyla ilgili okuduğum bir yazı “Bir sürü takipçi ama sıfır arkadaş!” diye başlıyordu. ABD’de, milenyum kuşağı mensuplarının yüzde 30’u kendilerini sıklıkla ‘yalnız’ hissettiğini söylüyor. Yüzde 22’si hiç arkadaşlarının olmadığını, yüzde 27’si ‘yakın arkadaşlarının’ olmadığını yüzde 30’u ise ‘dost’unun olmadığını belirtiyor. Benim jenerasyonumda ise kendini sıklıkla yalnız hissedenlerin oranı yüzde 20, hiç arkadaşı olmayanların oranı ise yüzde 16... Babamın kuşağı ‘Baby Boomers’larda ise yalnız hissetme oranı yüzde 15, arkadaşı olmama oranı ise yüzde 9... Bu araştırmayla bağlantılı olarak geçen aralık ayında yayınlanan bir makalede bu ‘yalnızlık’ ve ‘arkadaşsızlık’ konularının altında ‘sosyal medya’nın yattığı belirtiliyor. Araştırmacı Melissa Hunt, “Daha az sosyal medya kullanmak, yalnızlık hissini ve depresyonu azaltıyor” diyor.

İYİ DOST OLMANIN SIRRI

Önceki gün sosyal medyada birisi lise arkadaşlarını çok görmese de ne kadar sevdiğini yazmıştı. Doğrusu liseden 5-6 arkadaşım dışında geri kalanları şu anda yolda görsem tanımam! Ki biz 70-75 kişilik sınıflarda okumuştuk liseyi... İlkokul daha da vahim. O günlerden hatırladığım ve hala görüştüğüm sadece bir arkadaşım var... Ben bugün ‘dostum’ dediğim insanları 20’lerimin başında ve daha sonraki yaşlarımda tanıdım. Konu ‘arkadaş’ olduğunda dünyanın en şanslı adamlarından biriyim diyebilirim kendim için...Amerikalıların yüzde 31’nin arkadaş edinmenin çok zor olduğunu düşündüğüne bakmayın siz! Üç yüz yılda bir gerçekleşecek kozmik bir tesadüfü beklemeye gerek yok Resul gibi gerçek bir dost bulmak için. Sanırım iyi dost olmanın sırrı Montaigne’nin La Boetie ile dostluğunun neden bu kadar güçlü olduğunu anlattığı şu cümlede gizli: “Onu ne için sevdiğimi bana söyletmek isterlerse bunu ancak şöyle anlatabilirim sanıyorum: Çünkü o, o idi; ben de bendim…”


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR