İmkansızlıklar Dedektifi Martin Mystere bir macerasında efsanevi 'Gençlik Pınarı'nın peşine düşüyordu. Diğer tüm maceraları gibi bir solukta okumuştum, böyle bir pınarın varlığı ya da yokluğu umrumda değildi; o zamanlar gençtim...




Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ederken 40 (kırk) yıl öncesine dair bir anıyı anlattığımı fark ettiğimde 'Gençlik Pınarı'na balıklama atlayıp suyunu son damlasına kadar içme isteği uyandı içimde...




1500'lerin başında hayatını bu pınarı bulmaya adayan, Florida'nın altının üstüne getiren İspanyol kaşif Juan Ponce de Leon'u daha iyi anladım.




'Gençlik Pınarı'nı bulmak için her taşın altına bakarken saçlarına aklar düşen de Leon'dan 300 yıl sonra aynı topraklarda yaşayan Mark Twain'in "80 yaşındayken doğabilir ve kademeli olarak 18'e yaklaşırsak hayat daha da mutlu olur" sözleri geldi aklıma... Twain'in bu 'düşü' gerçek olsa şimdi hayatımın baharında olurdum; damn it!




Son birkaç haftadır nereye gitsem yanımda gelen bu 'yaşlanıyorum' hissiyle koltuğa uzanmış, telefondan gazete okurken Telegraph'ta Larry David'le göz göze geldim. David'in 'kendisini oynadığı' 'Curb Your Enthusiasm'ı ilk izlediğimden bu yana 17 yıl geçtiğini fark edip "Yine mi yaşlılık" diye hayıflanırken dizinin 6 yıl aradan sonra ekranlara döndüğünü öğrendim... Gazete, Larry David'in muhteşem dizisiyle tüm erkeklere 'içlerindeki hüzünlü yaşlı adamı' kucaklamayı öğrettiğini söyleyip "Kendinizin hüzünlü yaşlı bir adam olup olmadığınız anlamanın 7 yolu" diye bir 'ihtiyarlık rehberi hazırlamış! "Umarım değilimdir" diyerek okumaya başladım...




7 MADDEDE YAŞLANDIM




Birinci sıradaki, "Yeni arkadaşlar edinmeyi reddediyor musunuz?" sorusuna "Evet" derken bir yandan da "Daha 6 madde var" diye kendimi avutuyordum. Yeni arkadaş edinmek şöyle dursun, 'dost' diyebileceğim insan sayısının yıllar içinde hızla 'sıfıra' yaklaştığını söyleyebilirim.




'Kıyafetlerimi alırken moda olup olmadıklarına bakmadan kullanışlı mı değil mi diye seçme' konusunun benim yaşlılığımla bir ilgisi yok hep böyleydim diyerek hemen diğer maddeye geçtim.




'Teknolojiyle iyi geçinme' meselesiyle ilgili sorunlarım yok sanırım neticede bu yazıyı bilgisayarda yazıyorum değil mi! Cep telefonunu kullanabiliyorum, e-mail yollayabiliyorum, Twitter'da ve Instagram'da varım, daha ne olsun, Zucekrberg'ten bir tık gerideyim işte (yaşasın gençlik).




Üçüncü maddeyi başarıyla atlatmanın verdiği huzurla dördüncü maddeye geçtim. "Sohbet değil şikayet ediyorsanız..." Bu da neyin nesi Allah aşkına, bu ne biçim yaşlılık belirtisi! Hiçbir şey anlamadım... Böyle saçma şeylerle insanların vakitlerini alıyor diye söylene söylene beşinci maddenin başlığıyla göz göze geldim: "Dışarıda vakit geçirmek yerine evde kalmayı tercih ediyorsanız..."




Envai çeşit etkinliğe katılabilecekken, evde koltuğa devrilmiş, bu saçma 'test'i yaptığımı düşünürsek bu madde tam beni tarif ediyor... Bu kadar yaşlılık kadı kızında da olur...




Çevrede konuşulan ve her geçen gün değişen 'dille' ilgili altıncı maddeyi hiç anlamadığımı belirteyim...




Hiçbir şeyi umursamakla ilgili 'son madde'yi umursamadığımı fark ettiğimde Master Yoda'yla ilkokuldan sınıf arkadaşı gibi hissettim kendimi, bir rahatlama geldi.




70'İNDE 40 GİBİ GÖSTERMEK




Yattığım yerde 7 maddede yavaş yavaş yaşlanırken, mail kutusunu düşen bir mail'i işaret eden kırmızı yuvarlak içindeki '1'e tıkladım. Açılan mail'de, "2009'da Nobel Tıp Ödülü kazanan TELOMER biyolojisi, DNA'mızdaki şifrelere göre rahatlıkla ve sağlıkla 120 yıllık bir ömüre sahip olabileceğimizi göstermektedir..." yazıyordu. Art Therapy'yle 70 yaşındaki biri 40'ındaymış gibi genç ve dinç görünebiliyormuş!




"Hayatımda o kadar çok şifre var ki bir de DNA şifremle uğraşamıyacağım" diye düşünüp mail'i kapadım...




Geçen gün Paris Moda Haftası'nda eşiyle podyuma çıkan 76 yaşındaki modacı Vivienne Westwood'un genç göstermesinin sırrının haftada 1 banyo yapması olduğunu söylediğini okurken 'Gençlik Pınarı'nın kokusu geldi burnuma... Leş gibi ter kokuyordu!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR