Aylardır kapalı olan kepenkler sonunda kaldırılıyor

Restoranlar açılıyor.

Tabii kurallarla.

Nedir kurallar:

Öncelikle 100 bin nüfusa düşen vaka sayısının yanı sıra, hastane kapasitesi, yoğun bakım yatak sayısı gibi kriterlere bakılarak mekanlar açılacak.

Hepsi tamam bazı mekanlar açıldı diyelim.

İşte o mekan sahipleri kapalı bölümlerine yüzde 30, açık alanlarda da yüzde 50 kapasite ile müşteri alabilecek.

Tamam bunu da halletti.

Bunda da sorun olmadı.

Peki o müşteri o mekanda ne kadar kalacak?

İşte orada bir kafa karışıklığı var.

Sağlık Bakanlığı müşterilerin mekanda 45 dakika kalmasını istiyor.

Ancak bu şartlarla mekanları açılacak.

Tabii hepsi “Tamam” diyecek başka çare yok. Açacak mekanlarını.

-Peki mekan sahibi müşterinin ne kadar oturduğunun çetelesini nasıl tutacak?

Hadi tuttu diyelim.

-Masaya gidip, “45 dakikanız doldu. Kalkın” diye hesap mı götürecek?

Ki götürdü diyelim.

-Hesabı getirdiği diye sorun çıkartacak müşteri illa ki olacak.

Bunu da hallettiler diyelim.

-Müşteri 45 dakikadan fazla oturdu. O an denetleme geldi. Ve gelen denetlemeye mekan sahibi, işletmecisi “Daha yeni oturdular” dese 45 dakika içinde hesap aldığını da kanıtlasa. Ve o müşteri oturmaya devam etse kim anlayacak.


Yani mekandan çıkmış gibi yapıp ara hesap ödeyip devam etse.

Yani burada saçmalık var.

Malumunuz bizim insanımız yaratıcıdır.

Çatılardan atlayanlar, kaçanlara şahit olduk. Zoru başarır, olmayanı oldurur insanımız.

Bunun da çözümünü illa ki bulur.

Yalana teşvik etmek gibi geliyor bana

Haklı olarak Sağlık Bakanlığı halkının sağlığını düşünüyor. Ancak aylardır bu kuralları bozan insanlara şahit olmuyor muyuz?

Bu insanları tamamen yalana teşvik edecek.

Daha da afili işlere teşvik edecek.

Acaba “45 dakika oturulacak” değil de bir dönem yapıldığı gibi saat sınırlaması mı gelse bir dönem için.

Deneme için.

Mesela 22.00’ye kadar mı dense.

O dönem insanlar buna uymuştu. Saatler 22.00 yi gösterdiği zaman kalkıyorlardı, mekan boşalıyordu.

Bu daha mantıklı bir uygulama olacak gibi.

Sevgililer Günü’nde paylaşım yapmazsan

1- Sevgilin yok zannediliyor.

2- Sevgilin var ama paylaşım yapmadıysan vah haline, “Kesin ayrılmışındır” deniyor.

3- Sevgilin var paylaşım yapmadın, “Evet ayrılmışındır ama bir de kesin kavgalısındır” deniyor.

Başka bir seçenek kimsenin aklına gelmiyor.

Hadi çık bakalım işin içinden çıkabilirsin.

Peki şimdi nereden çıktı bu mevzu.

Ebru Şahin ve Cedi Osman’dan. Sevgililer paylaşım yapmadı. Sosyal medya hesaplarında yoklar. Üstüne üstlük Ebru Şahin sosyal medya hesabını eskisi gibi kullanmıyor. “Acaba bunalımda mı?” dedikoduları ayyaku çıktı.

Tanımam etmem. Ebru Şahin, menajeri aracılığı ile "Sosyal medyasını kapatma nedeni ayrılık değil. Bir süreliğine sosyal medya detoksuna girdi" mesajını iletti tüm meraklı kuşlara.

Dedikodu çıkartan meraklılılara.

Hadi bakalım buyurun.

Aşıklar demek biraz gözlerden ırak yaşamak istemişler. Bir iki aya çicek gibi açılırlar.

Malum havalar biraz ısınsın…

Görürüz tekrar güzel çifti…

Neden bu kadar popülerler?

Oyuncu Barış Murat Yağcı ile Nisa Bölükbaşı'nı nereye açsam görüyorum.

Fakat benim anlamadığım bir şey var!

Neden bu kadar popülerler.

Sadece Survivor'a katıldıkları için mi millet ölüp bitiyor anlamıyorum.

Yok evlilik şartı yok.

Yok barıştılar.

Yok çıkıyorlar.

Yok öpüştüler.

Yok sarıldılar.

Gerçekten anlamıyorum gerçekten.

Hayır değişen Türkiye'de magazin de çok boyut değiştirdi kabul ama bu kadar da değil be kardeşim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR