İzmir depremi üzerinden bir ay, geçmedi unuttuk.

Unutuldu.

Yine hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya başladık.

Kimseyi hatırlamaz olduk.

Kimseler hatırlamaz oldu.

Yine yeniden ocaklar söndü.

Ve yine yeniden olan oldu.

Ama hiçbir şey yokmuş gibi yine her şey.

Yani, devam ediyor hayat.

Yarın yine deprem olur mu? Olmaz mı?

Yine konuşmayı bile bıraktık.

Daha yüksek ses çıkmalı

Bir kadın olarak şiddet gören, öldürülen her kadının acısını yüreğimde hissediyorum.

Her yaşanan korkunç olayda, “Bu son olsun, bu son olsun” diye sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.

Yasalar bir türlü çıkamıyor.

Kadına şiddet tüm hızıyla sürüyor.

Fakat geç de olsa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ilk kez bu kadar yüksek sesle “Erkeklere sesleniyorum, kendinize gelin” dedi.

Şükür.

Gerçekten şükür.

20 Kasım itibariyle 234 kadının, aile içi ve kadına yönelik şiddet kapsamında cinayetlerde hayatını kaybettiği kaydedilmiş.

Düşünün bunlar bilinen.

Ya bilinmeyen.

Ya faali meçhuller.

Yani intihar süsü verilenler.

Onlar ne olacak!

Onlar içinde de daha yüksek ses çıkmalı sayın Süleyman Soylu.

Hatta tüm bakanların.

Hatta tüm meclisin “Kendinize gelin” diyerek erkeklere daha gür sesle haykırmalı.

Ve bir an önce yasalar çıkmalı.

JLO’nın yaşını konuşmasak

Malumuzun korkunç bir yıl geçiriyoruz. Ne ödül töreni, ne davet, ne açılış, ne bir başka şey.

Bir şeyin tadı yok.

Ki yapılmıyor zaten çoğu organizasyon.

Yapılsa da kısıtlı.

Ülkemizde artık hiçbir tören yapılmıyor. Ama Los Angeles’ta önceki gece Amerikan Müzik Ödülleri gecesi vardı.

Ve yine 51’lik JLO geceye damga vurdu. Gençlere taş çıkarttı. Bırakın gençleri çocuğu yaşındakilere bile.

Gerçekten kadının yaşı yok. Evet başlığa, “Artık JLO’nun yaşından bahsetmesek” diyorum kendim bahsediyorum.

Gerçekten bu tarz kadınlara yaşından konuşarak haksızlık ediyoruz.

Kadın yıktı geçti önceki gece.

Düşünün aylarca karantina da. Hiç bir performans sergilemediği halde yine sanki hiç ara vermemiş gibi döktürdü.

Pandemi falan asla etkilemiyor.

Maluma ile birlikte sahneye de esti adeta.

Ve bence birçok meslektaşı tırnaklarını yiyerek izlemiştir Jennifer Lopez’i.

İşine saygı gerçekten böyle olsa gerek. Müthiş bir performans. Yarın “Dünya turnesine çıkıyoruz” dense kaldığı yerden hız kesmeden devam edecek kadar harika gözüküyor.

Evet pandemi döneminde moraller gerçekten bozuk. Dengeler altüst ama bence bu görüntüler bile insana hayata tutunma sebebi ve moreli veriyor. Yeni neslin öğreneceği çok şey var gerçekten.

İbo ve Hülya’nın aşkı

Pazar akşamı “İbo Show”da yine bitmeyen bir aşkı izledik. Yani Hülya Avşar ve İbrahim Tatlıses aşkını.

Daha doğrusu Hülya Avşar hiçbir zaman kabul etmiyor. Fakat vücut dilleri, yaşanan yılları da göz önünde bulundurursak ciddi yaşanmış ve yarım kalmış bir aşk onların hikayesi.

Ve izleyici de o ikilinin aşkını böyle izlemeyi seviyor. Hep bir şey var ama yokmuş gibi.

Böyle aşklar güzeldir gerçekten.

Ömürleri yoktur.

Hayatlara hep başka birileri girer ama onların aşkı hiç bitmez.

Ne zaman bir araya gelinse yine o aşktan bahsedilir. Kıkır kıkır gülünür. Heycanlanılır.

Anılar gelir akıllara.

Ve ayrılırken hoş bir seda kalır geriye.

Güzeldir böyle aşklar.

İbo ve Hülya’nın aşkı da böyle.

Hep bir hoş seda…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR