Yurtdışında çok kez denk geldiğim ancak Türkiye’de hiç denk gelmediğim bir detayı cumartesi gördüm. Hani hep çocuklardan bahsediyoruz ya. Onları önemsemekten, varlığını hissetmekten, onları sevmekten... İşte maalesef bunların hepsi detaylarda gizli. Evet benim çocuğum yok ama gözlerim var. Gözlemleyebiliyorum. Çocuklar için ülkemizde daha çok yeni bir şeyler yapılmaya başlandı. Detaylar yani. Çocukların kendini iyi hissetmesi, var hissetmesi çok önemli, gelecekte iyi birer birey olmaya doğru giden yol çocukluklarından geçiyor. Bunu yıllar önce Hollanda’da öğrenmiştim. Şimdiye kadar hiçbir otelde, mekânda ya da işletmede çocuklar için ayrı bir masa görmemiştim. Yurt dışında çok denk geldiğim bu detayı sonunda bizde de gördüm. Tamam çocuklar için artık birçok otelde, AVM’de, dükkânlarda özel alanlar var ama ben büyüklerin oturduğu restoranlarda onlara ayrılmış bir bölümden bahsediyorum. Sizin için gereksiz olan şey, onlar için aslında çok önemli. Bunu yıllar önce öğrenmiştim. O yüzden de yüzüm güldü, şaşırdım. İçimde çiçekler yeşerdi. Bodrum Yalıkavak Avantgarde Collection’da hafta sonu böyle bir masa ile karşılaştım. Küçük, şirin mi şirin bir masa. Büyükler yemeklerini yerken küçükler de kendi masasında yemek yiyor. Ayrıca tüm duvarlarında sanat eseri olan bir otel. Çağdaş sanat eserlerinin satıldığı art50.net’in eserleri var duvarlarda. Sanat ve çocuk. Özellikle ülkemizde pek dikkat çekmeyen konular. O yüzden özellikle bahsetmek istedim. Belki bir nebze birilerinin dikkatini çeker diye.
Bodrum'da olan biten
- Cumartes gecesi Bodrum’da beş düğün vardı. Bunlardan biri eski milletvekili Yalım Erez’in oğlu Mert Erez’indi. Sade, küçük, şık ve çok keyifli bir düğündü. Malum bu tarz aileler genellikle kendileri için düğün yapar. Büyük otellerde, bin kişilik görkemli düğünler. Ama bu düğün başkadı. Sadece gelin ve damat içindi. Bu da güzel gelişme o da ayrı.
- Nobu bir daha Bodrum’a dönmemek üzere kapılarını kapatmış ve gitmiş. Şimdi İstanbul’da açacaklar. Yabancı markalar için Bodrum çok zor.
- Yılların Shipahoy’u da kapatmış. Türkbükü deyince akla gelen mekân, bu sezon sinek avlamıştı. Sizi bilmem ama ben böyle işletmelerin yok olup gitmesine üzülüyorum. Ve onlara da çok üzüldüm.
- Bu sezon en kalabalık yerlerden biri, pek reklamı olmayan Gümüşlük Limon’du. Limon’da Bodrum’da pek göremediğiniz turisti, yabancıyı görürsünüz. Pek seviyorlar burayı. Her zaman kalabalık oluyor.
- Bir işletme çok başarılı olabilir ama eğer giden insanlar “Çok para ödüyoruz. Kişi başı 500 TL ödedik” gibi cümleler kurmaya başlıyorsa geçmiş olsun. Gümüşlük Mimoza da onlardan birisi. Bu yıl o mekân hakkında çok şey duymaya başladım. Aman dikkat.
- Bir çok mekân bayramı beklemeden kapılarını kapattı. Ulus 29, Mufla gibi mekânlar da bunlardan. Cumartesi gecesi ikisi de sezona veda etti.
Sibel cuma gecesi coşturdu
Palmarına Agency bu sene pek sürprizli bir yerdi. Haftada bir Sibel Tüzün sahneye çıktı. Bu hafta denk geldim Sibel Tüzün’e. Uçaktan hazır bir şekilde gelmiş, ayakkabılarını değiştirdi ve sahneye çıktı. Harika şarkılar söylüyor. Arkasında trilyonluk tekneler. Pek keyifli ve güzel gözüküyor. Mekân konumu itibarıyla o kadar keyifli gözüküyor ki, bir anda tıklım tıklım oldu. Özellikle yabancılar çok fazlaydı ve deli gibi dans ettiler. Tabii klasik görüntü. Bizim Türkler kasarken onlar hiç kasmadan şarkıların, gecenin tadını çıkardı. Şu bizim Türkler kulüplerde kasmadan dans etseler ne kadar keyif alacaklar. Ama maalesef kendini kasan, etrafı kesenler sadece düğünlerde halay çekip oynuyor. Onun dışında gece kulüpleri kasan insandan geçilmiyor. Meraklısına Sibel Tüzün İstanbul’da Agency ve Frankie’de dönüşümlü sahneye çıkıyor. Gidin, çok keyif alacaksınız.