TAMAM son zamanlarda İstanbul gecelerine biraz haksızlık yapıyorum. Sevmiyorum diye söyleniyorum ama İstanbul eğlencesiz olmaz. Bu şehirde yaşıyorsanız ayak uydurmak zorundasınız. Eğlence bitmiyor tükenmiyor. İyi ya da kötü. Artık pazar günleri de coşmak, eğlenmek istiyor insanlar mesela. Eskiden sinema, yemek sonrası evlere dönülürken artık eğlenceye devam etmek bir moda şu sıra. O yüzden de birçok mekân kapılarını pazar günleri de açıyor. Mesela Sortie’de pazar akşamları Mert Davran meyhane geceleriyle coşturuyor. Kime sorsam pazar geceleri orada. Yarın gece de ben de gideceğim. Yoksa meraktan çatlamak üzereyim. Çarşamba akşamı da Limoncello’da izledim Mert’i. Orada da akustik yapıyor. Ama tabii ağabeyi Mehmet Davran’ı da es geçmemek lazım. O da Mert’in şovunun bir parçası. Sık sık sahneye çıkıyor. Yani anlayacağınız gece hayatı bu iki kardeşi çok sevdi, bırakmaya da niyeti yok. Bu arada patronlarının Erol ve Varol Kaynar olması da büyük
şans tabii. Kaf olarak ünlenen mekânda öyle bir değişiklik ve güzellik yapılmış ki, Akaretler’in vazgeçilmez yeri olmuş. Yeni televizyon programı yapmaya hazırlanan Erol Kaynar da şu sıralar Dubai’de toplantılar yapıyormuş. Sanırım gruba yeni bir mekân katılacak. Merakla bekliyoruz.
SİZ UYURKEN
SIRASELVİLER 01.00 önümde bir kız ve erkek yürüyor. Kadın kimseye aldırış etmeden yanındaki erkeğin poposunu tuttu, mıncıkladı. Kadınlar son yıllarda çok cesurlar.
NOVO 03.00, kapının önünde hararetli bir konuşma var. Kız başına gelen bir terk edilme olayını anlatıyor. Ama terk eden erkeğe daha sonra yaptığı oyunu ve ona verdiği cezayı anlatırken nasıl mutlu, aman aman görmeniz lazım. Çocuk şimdi kızı sürekli arıyormuş, kız da telefonlarını açmıyormuş.
KİKİ 00.30, mekânda Nejat İşler var. Kızlar da tuvalette Nejat’ın dedikodusunu yapıyor. Nejat’ı öpmüşler, fotoğraf çektirmişler. Ve yakından çok daha yakışıklı olduğunu konuşuyorlardı.
TUHAF HALLER
Erhan Yazıcıoğlu’nun “Kızımı çok seviyordum, kakasını yedim” açıklamasını okuduğum zaman durdum. Söz bulamadım, cümle kuramadım. Sanırım yıllarca yapılan hatta yapılacak en iddialı açıklamaları bile sollar. Hatta son nokta.
Murat Boz’un oynadığı reklam filminin ikincisi gösterilmeye başlanmış. Geçen akşam denk geldim. İzlerken yorum yapamadım. Gülemedim, üzülemedim. Bu nasıl bir ruh halidir çözemedim. Ya da nasıl bir hayal dünyası.