Bu hafta sonu İzmir'deydim. Malumunuz Twitter ve Instagram'dan takip edenler bilir. Diva Dergisi'nin ödülünü almaya gittim. Tören sonrası da kendimi İzmir gecelerine bıraktım. Arkadaşım ve İzmir'de de bana rehberlik yapan Hüseyin Yılmaz ile o mekân senin bu mekan benim İzmir'in altını üstüne getirdik. İlk durağımız son yılların en popüler sokağı Gazi Kadınlar'dı. Alsancak'taki en güzel ara sokak olarak daha çok yeni İzmir'de hayata geçmiş. Eski binalar, taş zemini korunarak yeniden restore edilmiş ve harika mekânlara dönüşmüş. İlk durağımız sokağın en popüler mekânı Öküz oldu tabii. İnanın İstanbul'da şu an böyle bir mekân yok. Hem dekorasyon hem de müzik güzel. Ben sevdim. Hemen karşısının yanında Öküz'e rakip Tren açılmış. Hani "Öküz'ün trene baktığı" esprisi düşünülerek. Yani tatlı bir rekabet var sokakta. Tren de çok keyifli bir yer. Dükkânların mimarilerine bayıldım bu arada söylemeden edemeyeceğim. Tam sokağın ruhu yansıtılmış. Ama Tren'de çatı akıyor söyleyeyim.

Bir daha giderken şemsiye götüreceğim. İzmirlileri zaten çok severim bu sefer daha çok sevdim. Eğlenmesini çok iyi biliyorlar.




Kimse kimseyle ilgilenmiyor. Kim ne giymiş, ne yapıyor, kiminle gelmiş takıntıları yok. Gazi Kadınlar Sokağı'nda birbirinden güzel mekânlar var. O gece hepsine girip çıktım. Sonra da İstanbul'dan Vertigo'ya çalmaya gelen DJ Doğuş Cabakçor'a gitmeden olmazdı. En Velo ve Vertigo İstanbul mekânları gibi. Yani eskiden Levent'de bulunan mekânlar gibi. Ben izmir'e eğlenmeye gitsem Gazi Kadınlar'dan çıkmam onu fark ettim. Çünkü çok doğal ve samimi bir sokak olmuş. Sabahı sabah ettik etmesine ama cumartesi öğlen soluğu Kordon'daki Sisim Meyhane'de aldık. Gündüz vakti meyhaneye oturmak da ayrı bir keyifmiş. İlk kez denedim. Güleç yüzlü bir ekibe sahip mekânda sizi yine güler yüzlü bir baba-oğul karşılıyor. Muhteşem mezeleri var. O kadar çok yedim ki İstanbul'a yürüyerek gelsem yeriydi. Ama kesinlikle tavsiye ediyorum. İzmir'e gidip uğramadan gelmeyin. Ve geceden notlar dersek;




- Demet Akalın'ın Türkan'ı İstanbul'da olduğu gibi her mekânda bir değil defalarca çalıyor.




- Dikkat ettim de İstanbul'da her mekânda en az üç kez çalan Gangnam Style bir kez bile çalmadı.




- Tamam insanlar telefonlarıyla ilgileniyor ama İstanbullular gibi değil. Özellikle gece mekânlarda kimsenin elinde telefon yok. Herkes dans ediyor.




- Çoğunlukla bira içiliyor. Barlarda tabu yok. Herkes ayakta.




- Tuvaletler temiz ve mekânın ismine göre dekore edilmiş.




İzmir taksilerine bravo




Saatler gece yarısını geçmiş. Alsancak taksileri sıra sıra. Ben her zaman olduğu gibi yine bir sürü taksiye bindim. Ama şunu hemen söyleyebilirim ki hepsi çok güler yüzlü. Ve kesinlikle İstanbul taksicileri gibi "Nereye" diye sormuyorlar. Hemen sizi kabul ediyorlar.




Ve en çok sevdiğim şey de saatler gece yarısını geçtikten sonra taksimetre açmıyorlar. Yani ne verirseniz. Sadece Alsancak bölgesinde geçerli bir uygulama. Çünkü genellikle kısa mesafeler olduğu için mantıklı bir uygulama. Gündüz de 2.5 TL'ye taksimetre açılıyor.




Ve kilometre de 2.2 TL ekleniyor. Uzun zamandır İstanbul taksicilerinden bol bol şikâyet eden ben İzmir taksicilerini bir kez daha sevdim. Gece uygulaması da çok hoşuma gitti. Gerçekten çok başarılı. Keşke biz de Beyoğlu'nun yakın bölgeleri için böyle bir uygulama yapılsa. Ama tabii zor çok zor. Çünkü İstanbul'da her şey bir başka türlü işlemeye başladı. Hem de çok başka.




Diva'dan ödüllendim




Bir derginin 500'üncü onur sayısında ödül almak gerçekten beni çok onurlandırdı. Derginin Yayın Koordinatörü Pakize Sükan'ın misafirliğinde düzenlenen gece Swissotel Büyük Efes'te gerçekleşti. Ben heyecanlıydım. Çünkü İzmirlilerin kalbini kazanmak keyif verdi ne yalan söyleyeyim. Ve şuna karar verdim ki İzmir'de de çok seviliyorum. E ben de izmir'i çok seviyorum. Bu durumda artık oraya yerleşmemem için bir neden yok. İleride bekleyin geliyorum. Bu kez kesin karar verdim. Çünkü hem insanları hem gece hayatı beni bir kez daha etkiledi. Gece hayatından bahsedeceğim uzun uzun ama önce ödül töreni. Diva gecesinde "En İyi Magazin Sunucusu" ödülü aldım. Keyifli ve güzel bir gecede biraz şımardığımı itiraf etmeliyim. Çünkü insan yaptığı işten emin olunca ödülü de eline alında şöyle bir oh çekiyor. Bu arada Diva'da çalışan kadınlar muhteşem. Hepsi birbirinden başarılı. Tabii bunda Pakize Hanım'ın da katkısı büyük. Ve tekrar bütün Diva ekibine ve İzmir'e teşekkür ediyorum.




Törenden notlar




- Törende onur ödülü alan Gönül Yazar ilerleyen yaşına rağmen her davete katıldı. Güler yüzünü hiç eksik etmedi. Bu arada oldukça yüksek ayakkabılarına rağmen hiç oturma ihtiyacı hissetmedi. En Velo'da düzenen tören sonrası partide bile ayaktaydı.


Maşallah.




- Törende ödül de alan Işıl-Rüştü Reçber çifti herkesi ilgisini çekti. Çünkü bu ikilinin 15 yıldır evli olması ve iki çocukları olması herkesi şaşırtıyor. Sanki bu ikili daha yeni çıkmaya başlayan sevgililer gibi gözüküyorlar. Çok uyumlu ve gerçekten keyifli insanlar.




- Bir başka duayen Uğurkan Erez ile tören sonrası İzmir gecelerine daldık. Gerçekten inanılmaz bir ilgi var. Gençler Uğurkan Abi'yi görünce üstüne atlıyorlar. Onu kendi yaşıtlarından zannediyorlar. Ve ben de şuna karar verdim ki Uğurkan Erez'in yaşı yok. Daha çok genç. Ve her zaman olduğu gibi çok mütevazı.




Ümit patron




İzmir dönüşü havaalanından direkt Panama'ya Survivor'a gitmeye hazırlanan Ümit Karan'ın yeni açtığı Ataköy Marina'nın girişinde bulunan Sansenso'ya gittim. Ümit bu işi çok sevmiş. Ve daha birçok mekânda gözü var. Yakında oralarda da göreceğiz belli oldu. Sansenso'nun yemekleri güzel. Ama ben en çok köftesini tavsiye ediyorum. Teknolojinin ilerlediği günümüzde ipad menü de pek şıktı doğrusu. Mekânın zengin bir mutfağı var ve zengin de bir ilişki trafiği var. Çünkü mekânda herkes birbirine kaş göz işaretleri yapıyor. Saatlar gece yarısına yaklaştığı zaman süslü püslü hanımlar gelmeye başlıyor mekâna. Bunda Ümit Karan'ın patron olmasının bir katkısı var mı bilemem ama o mekân iş yapar. Özellikle yaz aylarında oturulacak yer bulunmaz.




SİZ UYURKEN




- Öküz 02.00, tam kapıdan çıkarken sarışın bir kadın merdivenlerden düştü. Onu tutmaya çalışanlara da "Ya ben iyiyim bırakın beni" diye bağırıyordu. Ama ayakta duracak hali yoktu. Bunu o değil sadece biz görebiliyorduk.




- Tren 03.00, tuvalette bir kız telefonda "Bak gelmen lazım. Bu gece bu iş bitecek" diye birine bağırıyordu. Daha sonra da bir anda ağlamaya başladı. Ben dışarıya çıktım kıza baktım ağlamıyor.Meğer telefondaki arkadaşını ikna etmek için ağlama numarası yapıyormuş.




- Vertigo 04.00, birçok mekânda eğlence için peçete atılır ama bu mekanda eğlence için yerlere para saçılıyor. Bakınız saatler gece yarısını bir hayli geçmiş ve yerdeki paralar.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR