Eurovision şenlikleri başlamıştır




Her sene olduğu gibi bu mevsim geldiğinde Eurovision tartışmaları start alıyor. Cumartesi günü de start aldı şükür. Kim gitsin, neden gitsinler başladı. O gün "Son dakika Eurovision'a Ajda Pekkan gidiyor" haberleri girdi bile. Kaç yıl oldu kaç zaman oldu hâlâ Ajda Pekkan gidecek. Ama hiç belli olmaz biliyor musunuz? Ajda Pekkan cesur kadındır. Bu sene "Durun hadi ben şu Eurovision'dan acımı alayım" diyebilir. Keşke dese. Keşke gitse. Şöyle sıkı sımsıkı bir şarkı hazırlasa. Bir de güzel bir şov tamam. Ama Ajda Pekkan'ın tek yapmaması gereken vinçle sahnede dolaşmaması. Öbür türlü her şekilde tamamdır yani. Sıkıntı yok. Bu arada bence kesinlikle bu sene Hande Yener'i gönderebiliriz. Bizi en iyi şekilde temsil eder.






Erkekleri kadınlar tavlıyor




Oyuncu Akasya Asıltürkmen, Bird'de o gece tanıştığı bir Fransız'la öpüşürken yakalanınca yine şu malum konu gündeme geldi. Yani "İlk tanıştığın gece birlikte olmak doğru mu?" Doğru ya da yanlış bizi ilgilendirmez. Bana da sık sık soruyorlar bu soruyu. Ama şunu söylemek gerekirse kadınlar erkeklerden daha cesur ve artık kadınlar erkekleri tavlıyor. Erkekler de bu durumdan memnun o yüzden de artık hiç kimse bir kadının peşinden koşmak için uğraşmıyor. Dün gece bulunduğum bir mekânda üç kadın karşı locada oturan bir erkek grubuna içki gönderdi. Buna aslında artık ben hiç şaşırmıyorum çünkü hemen hemen her zaman gördüğüm bir tablo. Bir de sosyal medya faktörü var artık. Twitter, Facebook dışında Foursquare çok faal kullanılıyor gece hayatında. Mesela bir kadın ya da erkek olduğu yeri etiketliyor. Ve bu etiket anında Foursquare'da olan kişinin telefona düşüyor. Ve mekânın içinde o kişiyi gözler aramaya başlıyor. Eğer beğenirse de anında bir mesaj gönderebiliyor. Cuma akşamı bizim grupta bulunan bir arkadaşımıza bir kadından Foursquare vasıtasıyla "Şu an da aynı mekândayız. Seni izliyorum. Senden çok hoşlandım. Bir şeyler içelim mi?" diye mesaj gelmiş. Yani artık kişinin telefon numarası olmasına da gerek yok. Herhangi bir sosyal medyada olmanız yeterli. Finalde erkekler "Beni peşinden koşturacak kız arıyorum" kadınlar da "Beni yemeğe çıkartacak, peşimden koşacak, beni ikna etmek için uğraşacak erkek olsun" diyor. Ama bunun için bir çaba sarf etmiyorlar. Bir kadın ilk tanıştığı erkekle hemen öpüşüp el ele tutuşmak ve sabah da mutlu mesut bir yuva kurmanın hayalini kurmak istiyor. Kadın hayal kurarken, erkek de kaçmanın hayalini kuruyor. İşte bu yüzden de doğru bir ilişki yakalanamıyor. Bu arada ilk tanıştıkları an bir şeyler yaşayıp mutlu olan insanlar da var tabii ama gerçekten binde bir.






Bir senede ne değişti?




Geçen sene Tuğçe Kazaz'ın umreye gideceğini, oruç tutup namaz kılmaya başladığını, bundan böyle bikini ve iççamaşırı defilelerine çıkmayacağını yazmıştım. Arşivlerde var, açın bakın. Daha sonra Tuğçe beni yalayıp "Yok öyle bir şey" dedi. Şimdi sinema filmi 'Uzun Yol' vizyona girince verdiği röportajlarda benim bir sene önce yazdığım ve yalanladığım açıklamayı yapıyor. Peki ama neden? Neden yalanlama ihtiyacı hissediyorlar. Ben de artık isyan ediyorum gerçekten. Geçenlerde Meryem Uzerli'nin sevgili Can'ı ailesiyle tanıştırdığını yazmıştım. O da "Yok öyle bir şey" demiş. Bir iki ay sonra bir röportaj yapıp "Ailem çok sevdi Can'ı" derse şaşırmayacağım. E yapacak da. Yalanlamak artık adet haline gelmiş. Olmazsa olmazların başında geliyor.






OLMAYINCA OLMUYOR




- Tek gecelik ilişki yaşadım desen de.


- Biz hiç karı-koca olmadık itirafında bulunsan da.


- Ona buna laf atsan da.


- Hiç yaşamadığın halde aşk yaşamış gibi göstersen de.


- Gangnam dansı yapsan da.


- "İntihar ettim" desen de, olmayınca olmuyor işte.






SİZ UYURKEN




- Ortaköy 05.00, Ortaköy ışıkların köşesindeki dürümcü. Adını hatırlamıyorum çünkü gerçekten çok uykum vardı. Arkadaşlarla dürüm yiyoruz. Yan masamızda yemek yiyen bir gurup hızını alamamış şarkılar söylüyor.


- Fındıklı yokuşu 06.00, bir grup yere oturmuş. Ben o sırada taksideydim dikkatimi çekti. Çünkü kızlardan birisi kaldırıma yatmış uyuyordu.


- Taksim Meydanı 00.30, Cadılar Bayramı'nda bir grup kıyafetlerini giymiş dans ediyor. Şarkılar söyleyip dans edep gruba yoldan geçenler de eşlik ediyordu. Memleket her an yaşıyor her an.





İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR