Serdar Ortaç;

-Bütün gün uyuyorum.

-Yataktan çıkmak istemiyorum.

-Bisiklete bile binmek istemiyorum.

-Canım hiçbir şey istemiyor...

Diye son durumunu paylaştı.

Doktor değilim. Ancak Serdarcığım. Sen kesinlikle depresyondasın.

Sakin ol. Derin bir nefes al ve teslim ol. Çünkü yalnız değilsin. Çoğunluk aynı duygularda. Yani memleket olarak kocaman bir depresyon balonunun içindeyiz. Rahat ol.

Hiç üzülme.. Geçecek. Derin derin nefes al.

Düğün sonrası depresyon

İbrahim Tatlıses'in kızı Dilan Çiçek daha yeni evlendi. Düğün sonrası yaptığı açıklamada "Sanki bir arkadaşımın düğününe gittim. Bir hafta hiçbir şey hatırlamadım. Çekilen görüntüleri ve fotoğrafları bekliyorum. O kadar kötü hissettim ki, kendimi depresyondan çıkamadım" demiş.

Düşünün düğününü hatırlamıyor ve depresyona giriyor. Ya da depresyona girmek için bahane mi arıyoruz?

Çünkü etrafımda da böyle vara-yoğa her şeye depresyona giren bir grup var.

Ya da bu gökyüzü mü bizi depresyona sokuyor bilemiyorum ama sanki en ufacık bir sebep arıyor insanlık. Sonra anne ve babalarımız, "Ahhh ahhh bizim depresyondan haberimiz mi vardı?" diye söyleniyor.

Evet ben annemin ya da babamın, "Elleşmeyin bana depresyondayım" dediğini hiç hatırlamıyorum.

Uzmanlar depresyon meselesi için hep, "Eyleme geçin. İçinizden gelmiyorsa bile giyinin süslenin gezin. Odaklanın, güzel şeylerle ilgilenin. Mutlu olduğunuz kişilerle zaman geçirin" falan der ya...

Olmayınca olmuyor işte. Mesela ben uzman olsam Dilan Çiçek'e "Sakin ol, derin nefes ol. Fotoğrafları beklemene gerek yok. Sosyal medyaya gir bak. Zaten düğüne gelen konuklar sizin özel olarak tuttuğunuz ekipten daha çok fotoğraf ve görüntü çekip paylaşmıştır emin ol. Onlara bak zaten düğününü hatırlarsın" derdim.

Serdar'a ise söylenecek söz yok. O depresyona girmeye gönülden razı. O yüzden biraz daha orada kalacak gibi.

Hazırız, bekliyoruz

En sevdiğim astrologlardan Hande Kazanova, Armağan Çağlayan'ın programına katılmış ve "2023 Türkiye için zor bir yıl olacak" demiş. Önceki gün de Sapanca'da kısa da olsa bir araya geldik Hande ile. Kalabalık bir masada bu konu geçti ve hepimiz sanki sinirleri alınmış şekilde, "E hazırız bekliyoruz. O kadar çok şey yaşadık ki, daha ne zorlayabilir bizi" dedik. Sonra masada olan kadın arkadaşlarım, "Biz alıştık bunlara. Sen bize aşktan haber ver" dedi. Yani mevzu döndü dolaştı yine "Aşk"a geldi. Sanırım bu yeni değil bakın. Annelerimiz döneminde de bu vardı. Kadınlar sürekli evlenmek istiyor. Ve hala da bu istek bitmiş değil. Geçenlerde 20'li yaşlarda bir genç kız tanıdım. Bana, "Sadece evlilik hayali kuruyorum" dedi. Bakın 40'lı yaşlarda bir kadından "Evlilik" lafını duyunca şaşırmıyorum artık ama 20'li yaşlarda genç bir kızın sürekli evlilik hayali kurmasına şok geçiriyorum. Yahu hedefiniz sadece evlilik olmamalı. Hem bakın "Zor bir yıl olacak deniyor", "Ayaklarınız üzerinde durun" deniyor. "Kadınların güçlü olması önemli" deniyor. Bizim küçücük kızlarımız sadece evlilik hayali kuruyor. Önce lütfen işinizi, gücünüzü elinize ağlınız. Sonra zaten evleneceksiniz. Adam dövse de bu kadar şok olacak mıydınız? Hazar Ergüçlü, sevgilisi Onur Ünlü'nün kendisini her konuda cesaretlendirdiğini anlatırken, "Ben transparan kıyafetler giyerken beni cesaretlendiriyor. Destek oluyor. Beğenisini sunuyor" diye anlatıyor. Ben anlattığı anı izledim ve hatta sonra "Eyvah şimdi birileri yine söylemediğini bırakmayacak" dedim. Ve olan oldu. Millet sosyal medyadan aman nasıl söyleniyor. Ki laf arıyorlar zaten söylenmeye. Çünkü Onur Ünlü'yü pek içlerine sindiremedi memleket insanı. Kabul görmedi anlayacağınız. Ve adam ne yaparsa yapsın yaranamayacak anlayacağınız. Ancak adam kadını dövse, sinir stres çıkartsa, kaba, saba davransa daha mı hoşunuza gidecek ben bunu anlamıyorum? Ya da bu kadar şok olacak mıydınız? Kadını cesaretlendiriyor işte. Kadını yüreklendiriyor. Kadına özgüvenini korumasını söylüyor. Öyle ya da böyle destekliyor her yapmak istediği şeyi. Neden şaşırıyorsunuz neden!!!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR