Dünyaca ünlü Michelin Rehberi, listesine Türkiye'yi de aldı ve İstanbul'daki 53 restoran listeye girdi. 5 restorana da Michelin yıldızı verildi. Yani Fatih Tutak'ın 2019'da açtığı Turk 2, Araka, Mikla, Neolokal ve Nicole 1 Michelin yıldızına layık görüldü. Ve herkesin dilinde bu yıldızlar.

Önceki gün de bu konuyla ilgili; "Michelin'i hala ciddiye alan var mı?" diye bir yazı kaleme aldım. Başlıkta okuduğunuz cümle benim düşüncem değil. Ben gayet de, ciddiye alıyorum. Kaçıranlar için linki buraya bırakıyorum önceki gün yazdığım yazıyı. Bir zahmet okuyuveriniz.

Fakat sosyal medyada yapılan eleştirilerin ne kadar yersiz olduğunu gösteren açıklamayı, Cüneyt Özdemir'e iki Michelin yıldızı alan Turk restoranın sahibi Fatih Tutak yapıp "Bizim bütün masalarımız doldu. Dünden beri o kadar çok çalıyor ki, telefonların fişini çektik. Çünkü baş edemiyoruz. Önümüzdeki altı ay bütün rezervasyonlarımız doldu hem de parası ödenerek. Restoranda yemeği yemeden, parasını ödüyorlar" dedi.

Düşünün altı ay bir restoranın rezervasyonları doldu ve ödemeleri de yapıldı. Bunun için de, Fatih Tutak, "Filmi izlemek istiyorsanız sinema biletini almak zorundasınız gibi bir şey" diye yorumladı.

Ki doğru bir yorum. Çünkü Fatih Tutak'ın yemekleri tam da bir film gibi. Giriş, gelişme ve sonucu var. Yani önünüze sunulan her tablo gibi tabaklarda, "Bununla nasıl doyarız", "Bu nasıl bir şey" derken sonunda bambaşka duygularla mekandan ayrılıyorsunuz. Bu anlamda da Fatih Tutak'ın bir dahaki sefer yıldızı kaybedeceğine bir yıldız daha ekleyeceğini düşünüyorum mekanın.

Ben de iki kez gittim Fatih Tutak'ın restoranına. İlkinde bir davet münasebetiyle gittim hesap ödemedim. İkincisinde de hesap ödedim. Neredeyse geçen sene bugünlerdeydi en son gidişim. Ve kişi başı bin 500 TL falan ödemiştik. Tabii son bir yılda, çok şey değişti. Malum fiyatlar ikiye, hatta üçe katlandı. Şu an fiyatları nedir bilmiyorum ve hatta düşünemiyorum. Özellikle bu yıldız sonrasında da yükselmiştir diye düşünüyorum.

Önceki gün de belirttiğim gibi. Michelin yıldızı önemseyen çok insan var. Emin olun bu yıldızı alan restoranlar için dünyanın çeşitli yerlerinden turist akın akın gelecek ülkemize. Bu anlamda da hem ülkemiz hem şehrimiz için harika bir fırsat.

Ve bu yıldızı bizim ülkemizden daha çok restoranın da alması gerekiyor. Tabii "Bu yıldızı aldık bitti. Tamam, harikayız" diye bir şey yok. Asıl bu saatten sonra daha sıkı çalışmak gerek.

Çünkü yıldız müfettişleri, yıldızlı restoranları daha da didik didik izlemeye başlıyor. Gizliden gizliye, müşteri gibi mekanları dolaşıyor. Eğer yıldızın hakkını restoran vermiyorsa geri alıyor elbet.

Önemli olan bu yıldızı kaybetmemek. Asıl çalışma şu an başlıyor anlayacağınız.

İstanbul’da turist olmak

Kültür ve Tuzirm Bakanlığı'nın düzenlediği Beyoğlu Kültür Yolu Festivali'nin bahane ederek geçen hafta bir günümü Beyoğlu'nda geçirdim.

Nasıl özlemişim.

Beni bilen bilir. Ben Beyoğlu insanıyımdır. Neredeyse çocukluğum ve gençliğim o bölgede geçti. Uzun yıllar Cihangir'de oturdum. Her gün İstiklal Caddesi'nde yürür her sokağını, her köşesini çok iyi bilirdim. Ama malum son yıllarda, tatsız bir Beyoğlu var. Ve biraz çekiniyorum. Ama geçen hafta arkadaşlarla Atatürk Kültür Merkezi'nden başlayıp Galata'ya doğru o sergi senin, bu sergi benim gezdik.

İlk durağımız Atatürk Kültür Merkezi'nde "Renkler ve Teknikler" adlı Devrim Erbil sergisiydi. İstanbul şehir panoramaları üzerine çalışan ressamın biri Paris, diğeri New York'u konu alan iki tablosu da yer alıyor sergide.

Ardından Atlas Pasajı'nda İstanbul Sinema Müzesi'nde ünlü yönetmen Stanley Kubrick'in bugüne kadar dünyada açılmış en kapsamlı sergisini gezdik. Film kıyafetleri, kamera arkası fotoğrafları, maketler, kameralar. Yok yok. Bazı filmlerin kostümlerine kadar yer alan sergi muhteşem. Hele meşhur Tom Cruise, Nicole Kidman'ın rol aldığı filmi Gözü Tamamen Kapalı (Eyes Wide Shut) bölümü aşırı ilgimi çekti. Maskeler, giydiği pelerin ile adeta bir anda filme yeniden ışınlandım. Bu arada kamera arkasındaki fotoğraflar da yer alıyor.

Ordan hooop Galata Kulesi'ne doğru yol aldık. Nasıl bir kuyruk var anlatamam. Bayıldım. Galata Kulesi'nin her katı da tıklım tıklımdı. Bu arada bilmeden bilet almak için o sıraya girerseniz 215 TL ödeyeceksiniz. Ama bu fiyat yalnızca turistler için. Yani yabancılar için. Türkler 60 TL ödeyerek alacakları Müze Kart ile girilip gezilebiliyor. Hem de birçok müze de bu kart ile ziyaret ediliyor. Aklınızda bulunsun. Müze Kart çok avantajlı.

Eğer gitmediyseniz bitmeden yetişin ve bu hafta sonu bol bol sanata doyun derim Beyoğlu Kültür Yolu'nda.

Ben de yarın, 8 Ekim'de başlayan Sur Kültür Yolu Festivali'nin kapanışı için Diyarbakır'a gidiyorum. Dönüşte tüm detayları aktaracağım. Şimdiden iyi sanat gezileri diliyorum sizlere.

Hakim karşısına çıkmayı bekliyor

Tanıdığım, tanımadığım birçok kişi bana Gülşen hakkında soru soruyor. En merak edilen ise şu iki soru; 1-Gülşen nasıl bir bilgin var mı? 2-Ne zaman sahneye çıkacak? Öncelikle moralinin yüksek olduğunu biliyorum. Sık sık etrafımdaki insanlara soruyorum. Sürekli şarkı yazdığını biliyorum ki, cezaevinde kaldığı iki gün içinde iki şarkı yapmış. Moralini gayet yüksek tutup tüm zamanını oğlu ile geçiriyormuş. Diğer en merak edilen mevzu ise sahneye ne zaman çıkacağı. Ki bunu zaten avukatı Emek Emre'de açıklamış Gülşen'in; 21 Ekim'de hakim karşısına çıkacağı güne kadar konser yapmayacağı söylemişti. Gülşen 21 Ekim sonrasında verilen karara göre konser takvimini oluşturacak. Duyduğuma göre inanılmaz çok teklif var. Hem de çok yüksek fiyatlar teklif ediliyor. Ama Gülşen şimdilik bu konuda her hangi bir karar almıyor. Önce hakim karşısına çıkacak. Verilecek karara göre hareket edecek. Merak edenlere duyurulur.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR