Bu köşede 05.02.2021 tarihinde:

“Clubhouse denen yerde bambaşka bir tehlike daha var.

Mesela herkes hesap açabilir.

Üstelik ünlü birinin adıyla.

Mesela Tarkan, mesela Hülya Avşar, mesela Cem Yılmaz, mesela Türkan Şoray.

Ne bileyim aklınıza kim gelirse.

Ve orada anlatıyor. Çünkü görüntü yok. Anlatıyor da anlatıyor.

E bilmem kim ünlü biri hesap açsa. Bir de oda açsa. Millet aaaa o gelmiş diye akın etse. Sonra da o gerçek olmayan fake kişi konuştukça konuşsa, saçmalasa.

E malum bizim millet her şeye çabuk kanar.

Araştırmadan, sormadan.

Hatta çok emin gibi, ‘Oymuş ya’, ‘O anlatıyordu’, ‘Sesi de benziyordu’, ‘Sabaha kadar neler anlattı’, ‘Bilmem kimin sırlarını ortaya döktü’ diye konuşsa...

Hadi bakalım ayıklayın pirincin taşını.

O yüzdendir ki, sıkıntılı hanımlar, beyler. Sıkıntılı.

Yani ben öyle anladım.

Eğer saçma anladıysam bilemiyorum. Ama benim kafam yatmadı” diye yazmışım.


Önceki gün Hadise öğlen saatlerinde, “Dün akşam hiçbir şekilde içinde bulunmadığım bir platform olan Clubhouse’da benim adımla açılmış bir hesap benim sesimi taklit ederek benmiş gibi insanlarla konuşmuş, sohbet etmiş hatta şarkı bile söylemiş. Pazartesi günü konu ile ilgili hukuki işlemleri başlatacağımızın bilinmesini istiyorum” dedi.

İşte buyurun.

Olmaması imkansızdı zaten. Geç bile kalınmış.

Çok tehlikeli efendim çok. Mantığı hiçbir şekilde olmayan platformda sıkıntılar yaşanmaya başladı.

Allah’tan erkenden haberi olmuş Hadise’nin de, önlemini almış. Düşünün bir de sesini taklit eden kişi şarkı söylemiş. Ses taklit etmek zor değil.

Görüyoruz işte.

Bir sürü usta isim var gayet de güzel ses taklit ediyorlar. Aynen o kişiymiş zannediyoruz.

Hadise geç kalsaydı.

Olaydan sonradan haberi olsaydı.

Ve hiç istenmeyen sözler sarf edilseydi mesela. Tuhaf tuhaf şeyler anlatılsaydı.

Gerçekten en başından bu yana yazıyorum, tehlikeli kullanılan bir platform diye.

Ve ilk günlerdeki gibi popüler değil ama yine de kullanan çok kişi var bildiğim kadarıyla.

Uzak duruyorum

-Şu ara şekerden ve özellikle pudra şekerli tatlılardan uzak duruyorum.

-Maske takmayan herkesten uzak duruyorum.

-Kurallara uymayan herkesten şiddetle kaçıyorum.

-Fazıl Say ve Ece Dağıstanlı muhabbeti açandan hemen uzaklaşıyorum.

-Dubai’ye giden herkesten uzaklaşıyorum. Ama şöyle etrafıma bakıyorum. Maşallah gitmeyen yok gibi.

-Dolar-Euro muhabbeti yapandan sessizce uzaklaşıyorum.

-“İğne olmayacağım” diyen kişinin suratına bakmadan uzaklaşıyorum.

-Merve Boluğur muhabbeti açandan uzaklaşmıyorum, soğuyorum.

Bir polise denk gelmezler mi?

Önceki gün Pınar Erbaş'ın sunduğu Show Haber’i izliyorum. Show Haber muhabiri bir düğün konvoyunu takip ediyor 20 dakika. Oradan oraya, oradan oraya trafik magandalığı yapıp meşaleler yakıyor, camlara çıkıyor, yollarda terör yaşatıyor, silah atıyor düğün magandaları. Ve bu terörü yaşatan düğün alayına bir polis aracı denk gelmiyor. Hayır o an polis çıksa karşılarına durduracak. Ya da çıkıyor es geçiyorlar ama onları görmemek mümkün değil. Yok kardeşim polise denk gelmiyorlar.

Ve bitmiyorlar.

Bitemiyorlar.

Yok olmuyorlar.

Eğlendiklerini zannediyorlar.

Ama etrafa iğrenç görüntüler saçıyorlar.

Camlara çıkıyor, tuhaf tuhaf hareketler yapıyor başka insanların canını da tehlikeye atıyorlar.

Neymiş kendileri mutlu ya, başkasının başına ne gelirse gelsin.

Umurlarında mı?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR