Kadınlar Günü: 8 Mart 1921 doğdu.

Önemi: Sivil farkındalık yani anti cinsiyetçilik ayrımcılıkla mücadele günü.

Yani kutlama günü değil.

Fakat bizim ülkemizde bazı kesimlerce neredeyse Sevgililer Günü kutlanıyor gibi kutlandı.

Çiçekler, çikolatalar havada uçuştu.

Sevgililerin, eşlerin birbirine yolladıkları hediyeleri gördükçe inanamadım.

Oysa ki, kadına şiddetin çoğaldığı ülkemizde bizim her gün bunu nasıl yok edeceğimizi konuşmamız gerekiyor.

Kadına yapılan eşitsizliği, ayrımcılığı, kadının yerlerde sürünmesini tartışıyor olmamız gerekiyor.

Konuşmamız ve çözmemiz gerekiyor.

Çünkü her gün birden fazla kadının öldürüldüğü, şiddete uğradığı, boğazının kesildiği ülkemizde maalesef verilen mesajlarda çok sıradan ve yavan.

Bizler artık mesaj değil, kanunların bir an önce çıkmasını istiyoruz.

Ondan sonra çiçek ve çikolataların bir anlamı olacak inanın.

Ekranlarda kadına şiddet

Önce sanırım kendini iyi bir şey yapmış gibi gösteren, kendilerinden bahsettirmek için ne yapacaklarını şaşıran bazı program ve sunucuları bunu öğretmek gerekiyor.

Artık adlarını bile anmak istemiyorum.

Çünkü gerçekten korkunç çirkinleşiyorlar.

Şiddetin kadını, erkeği yok.

Bu kişiler her gün şiddet üstüne şiddet suçu işliyor söylemleriyle.

Yine yapmışlar yapacaklarını.

Yok erkek çok yakışıklıymış.

Kadının tarzı değilmiş.

Kadın öyleymiş, şöyleymiş.

Pes!

Gerçekten artık başkaları adına utanmaktan yoruldum.

Helal Esra Dermancıoğlu

Ekranda sözlü şiddete uğrayan bu kez olayın kahramanı yani “Tarz” olmayan kadın Esra Dermancıoğlu.

Kendisi öyle güzel “Ti”ye almış öyle güzel “Dalga” geçmiş ki, helal.

Fakat karşısında bunu anlayacak insan nerede!!!

O sebeptendir ki, böyle şeylere maruz kalırsanız sinirlenmeyin.

Dalga geçin.

Gülüp geçin.

Hatta muhatap bile almayın.

Anlaşılana kadar yazmaya devam

21 Ocak 2021’de “Kadınlar dilinizi değiştirin ki erkekler de size saygı göstersin” diye yazmışım.

Ne demişim:

-Bir başka kadın için lütfen “Şişko, zayıf” demeyin.

-Bir başka kadın için lütfen “Güzel, çirkin” ayrımları yapmayın.

-Bir başka kadın için lütfen, “Boyu çok kısa, boyu çok uzun” demeyin.

-Bir başka kadın için lütfen “Selilütleri var, bak saçının dibi gelmiş” türünde laflar söylemeyin.

-Bir başka kadın için lütfen, “Dul, bekar, evde kalmış” asla demeyin.

-Bir başka kadın için lütfen, “Kocasıyla kavga ediyor, kocası sürekli aldatıyor, çocukları sokaklarda fink atıyor” tadında üstünüze düşmeyen konulara girmeyin.

-Bir başka kadın için lütfen, “Çocuğu olmuyor” demeyin.

-Bir başka kadın için lütfen, “Cahil, okumuş, köylü” demeyin.

-Bir başka kadına lütfen, “Kocandır sever de döver de” demeyin.

-Bir başka kadın için lütfen, “Sen boşanınca seni kim alacak. Kocan döverse de, aldatırsa çek” demeyin.

-Bir başka kadın için lütfen, “Bir başka kadına, bir başka adama çekiştirmeyin.”

Sen değişmezsen erkekler değişmez.

Sen değişmezsen erkekler sana değer vermez.


Bir başka kadını yererken, kendini yüceltemezsin.


Yazımı siz kadınlar anlayana kadar yazacağım. Ve yenilerini ekleyeceğim.


-Bir başka kadına lütfen “Karı” demeyin.

-Bir başka kadına lütfen “Bayan” demeyin.

-Bir başka kadına lütfen “O fingirdek” demeyin.

-Bir başka kadına lütfen “Ondan her şey beklenir” demeyin.

Sosyal medya nasıl mutlu olur?

Deniz Seki’nin son hali sosyal medyanın dilinde.

Yok çok zayıflamış.

Yok çok fotoşop varmış.

Kadın kiloluyken de uğraşıyordunuz, zayıfladı forma girdi yine uğraşıyorsunuz.

Biraz alkışlamayı da öğrenseniz.

İnsanları yüreklendirseniz az biraz da.

Ya da toplu halde tedaviye gidiniz.

En azından dürüst davranmış

Ceren Hindistan, bir takipçisinin "Bilerek mi zengin sevgili seçiyorsun, yoksa öyle mi denk geliyor?" sözüne "Fakiri ne yapayım?" demiş.

Tabii söylem hoş değil.

Ancak en azından dürüst davranmış.

Çünkü günümüzde o kadar çok zengin erkek peşinde koşup "Yok canım benim için para önemli" değil insan var ki!

Bu dürüstlük karşısında kızamadım ne yalan söyleyeyim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR