İki gündür inanın nereye gitsem Bülent Serttaç’ın


16 bin 500 TL’lik Burberry marka trençkot giymesi konuşuluyor.


Bu trençkot birçok insanı rahatsız etmedi. Çünkü Bülent Serttaş’ın tarzını bilen biliyor.


Gömlekleri, kıyafetleri, ayakkabıları hep farklı ve rengarenktir.


Kendi tarzı vardır anlayacağınız.


Hatta pahalı olması da birçok kişiyi, rahatsız etmedi çünkü çok kişiden şöyle bir yorum duydum ve hatta sosyal medyada okudum: “Bülent Serttaş çalışan, hiç bir tarafın adamı olmamış biri. Ne giyse hakkıdır.”


Fakat arada bir kaç farklı ses vardı elbet. Onlarda, “O sana hiç yakışmış mı?”, “Tipine uygun değil” dedi.


Moda danışmanı Hande Can Yüce’de “Trençkot trençkot olalı böyle zulüm görmedi” diye yazdı Kelebekteki köşesinde.


Öncelikle Hande Can Yüce, Kelebek’te “Gardırop Cadısı” olarak yorumlarına başladı. Acayip sevindim, kesinlikle çok doğru bir isim.


Ancak Bülent Serttaç konusunda küçük bir eleştirim ve hatta sorum olacak.


Demiş ki Hande kısaca “Evden çıkarken hiç mi eş, dost, akraba uyarmadı. Logo trendini genç ve uzun boylulara bırakın. Boyunuz uzun değilse böyle şeyler giymeyin”


Öncelikle sevgili Hande, Bülent Serttaç’ın bir tarzı var. Yıllardır böyle giyinir. Yani kimse onun giydiği kıyafetleri yadırgamaz. Üstelik ona da yakıştırır.


Bir de demişin ki: “Evden çıkarken hiç mi biri söylemedi”


Sevgili Hande, Bülent’i eşi Selvi Serttaş giydiriyor. Tüm kıyafetlerini o alıyor. Bu trençkotta Londra’dan sipariş verilmiş.


Ben diyorum ki, moda denen şeyin doğrusu illa ki, yakışan ve uygun olan kişilerin mi giymesi?


Bülent Serttaş’ın geçmişte giydiği kıyafetlere ortada. Onun tarzı bu.


Mesela Bülent çok iyi tenis oynar biliyor musun?


Ama illa tenisi uzun boylu, yakışıklı tipler mi oynamalı?


Bülent oynarsa yadırgar mısın?


Seni bilmem ama yadırgayanlar oldu mesela.


Mesela ülkemize maça gelen Sharapova’yı en ön sıralardan izleyen Bülent Serttaş’a “Ne alaka!” diyen bazı kesim burun kıvırmıştı.


O biletleri de eşi Selvi Serttaş doğum günü hediyesi almış ve sürpriz yapmıştı mesela.


Yani diyeceğim şudur ki, illa moda yakışan kişi için midir?


İlla tenis, golf gibi sporlar statü mü gerektirir. Nedir bunun kıstası sence ya da sizce?

Karan bebek meselesi

Fahriye Evcen ve Burak Özçivit çocukları Karan’ın fotoğrafını paylaşınca olanlar oldu.


Karan bebek tüm dengeleri bozdu.


Bebek dediğin bebek gibi olur. Hani sevimli, şeker. Ama Karan bebek bildiğiniz yakışıklı.


Bunun üzerinde bir sürü yazılar yazıldı, çizildi yeniden o yazıların üzerinde durmayacağım elbet ama şimdi hatırlayın Karan bebek için bir instagram hesabı açmıştı babası Burak Özçivit.


Daha tek bir fotoğrafı yokken binlerce takipçi yağmıştı.


Ve bunun neden olduğunu anlayamadığım bir şekilde?


Asla da anlayamayacağım gerçekten. O takipçiler ne yapıyordu orada?


Şimdi de Karan bebeğimize, teklif üstüne teklif yağıyor.


Yani düşün bebek bebek değil kocaman adam gibi. Doğmadan şöhretti.


Doğar doğmaz yakışıklı ve zengin oldu.


Tüm kapıları hiç zorlanmadan bebekken, daha emeklerken açtı anlayacağınız.


Duyduğum ki, bazı hamileler Karan bebekin fotoğrafını almış ona bakıyormuş “Oğulları benzesin” diye.


İyi ama neden?


Senin kocan Burak Özçivit değil ki!


Hayır yüzü değil kaderi benzesin diye dua edin bari.


Yani sanki en doğrusu bu gibi hanımlar.

Alo Alo Can Yaman aranıyor

Farkında mısınız?


Bir haftadır Can Yaman saçmalamıyor!


Acaba 2020’ye mi hazırlık yapıyor dersiniz?


Nerelerde inanın çok merak eder oldum. Hayır büyük bir boşluk oluştu uzun süredir sesi çıkmıyor.


Ya da yeni saçmalıklar peşindedir ve bunun üzerinde ciddi bir hazırlık süreci geçiriyordur kim bilir?


Gören, soran, bilen, duyan varsa bir ses etsin. Acaba İspanya semalarında kızların ablukası altında mı kaldı?


Kafamda deli sorular!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR