Ahmet Kural meğer oyuncu değil Herkül'müş bizim haberimiz yokmuş.

Düşünsenize verdiği ifadelerde ve yaptığı açıklamalar doğrultusunda anladığımız kadarıyla dokunuyor, kolunu tutuyor, dokununca Sıla düşüyor ve gözü, kolları, bacakları morarıyor.

Tuhaf iş.

Çok tuhaf iş.

Oysa ki hep yanlış rollerde geçmiş kamera karşısına. Meğer başka karakterler yatarmış bünyesin de.


Hayır korkuyorum bir gün kazara Ahmet Kural ile karşılaşırım yanlışlıkla kolumu tutacak diye.


Harbi korkuyorum.


Yani bir kol tutmasıyla böyle morluklar oluyorsa.


Gerçekten düşünemiyorum.


Tutma Ahmet Kural kolumu falan.


Mümkünse tokalaşmayalım da.


Ne diyeyim.


Şaşkınım hakim bey


- Neden kavga ettiler? - Yok Ziynet Sali yüzünden kavga ettiler. - Yok Ahmet Kural yasaklı madde kullanıyordu. O yüzden dövmüş. Yoksa dövmezmiş. Öyle biri değilmiş. - Yok Okan Can Yantır yüzünden tartışmışlar. - Yok üçüncü kişiler. - Yok işin içinde aldatma var. - Bla bla bla. Şiddeti meşrulaştırmak için uğraşan bir takım kişiler var. Ve bunların çoğunluğunu da ne yazık ki, kadınlar oluşturuyor hakim bey. Utanarak, sıkılarak ve gerçekten yerin dibine girerek yazıyorum bu satırları. Bir kadın olarak hem cinslerimden utanıyorum hakim bey. Ve bu zavallıların bir kez bile ağızlarından bir kadın olarak “Tartışma ne olursa olsun bu şiddeti haklı göstermez” cümlesi çıkmadı ya ben en çok ona üzülüyorum. Arda bile “Sıla yanındayım” diyor Düşünün adı şiddet, kavga gibi olaylarda bir kaç kez anılan Arda Turan bile Sıla olayı sorulduğunda “Sıla’nın yanındayım” diyor. Yani “Kadına el kalkmaz. Kadına şiddet gösterilmez” diyor. Ama bizim kendini bilmez, bazı televizyon köşelerinde yer kapan kadınlar “Bu işte bir şey var” diye diye bir hal oldular. Hoş bu kadınlar “Kadın tek başına gece kulübünde dans edemez de” diyor. Diyorlar da diyorlar. Ben de gerçekten vay be diyorum. Bu kadınlara pes diyorum başka da bir şey demiyorum. Daha çok şey söylemek istiyorum, şöyle ağzımı doldura doldura konuşmak istiyorum ama onların seviyesine düşmemek için kendimi zor tutuyorum. Çünkü sağ olsunlar sayelerinde magazin seviyesi yerlerde. Onlara destek olmayacağım. Tekrar ediyorum. Konu ne olursan olsun, kişi Sıla ya da bir başkası kim olursa olsun önemli olan şiddettir. Bir gazeteci olarak, yıllardır bu işi yapan biri olarak bu konuda bir an olsun “Acaba kavga neden çıktı?” diye sormadım, sorgulamadım. Bir an olsun düşünmedim. Ben oradaki şiddetle ilgileniyorum. Olmaması gereken şiddetle. Ben herkesten razıyım Önceki gün Mehmet Ali Erbil ile ilgili bir yazı yazmıştım. Mehmet Ali Erbil’in yanında olması gereken çok kişinin yanında olmadığından bahsetmiştim. Sezin Erbil mesaj atıp “Babam için dua edin. Ben herkesten razıyım. Gelenlerden, gelmeyenlerden, arayanlardan, aramayanlardan” dedi. Yani şu an ilgilenmek istediği sadece babası Mehmet Ali Erbil. Onun sağlığını ve bir an önce ayağa kalkmasını istiyor ve dua ediyor. Mehmet Ali Erbil hepimiz için önemli bir isimdir, kıymetlidir. Onun yanında olduğumuzu hissettirmek de sanırım bazı dostları ve arkadaşlarının görevidir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR